1.3

17 3 0
                                    

Pazartesi, 02:00 pm

"Hayattaki tek sevdiğim kişi ölecek"
"O zehirlendi"
"Lanet olası doktorların yapabilecek hiçbir şeyleri yok"
"Kendini çok akıllı zanneden prensesin bir bok bildiği yok"
"Yaşamama gerek yok"
Yere oturmuş, düşünüyordu anne Hanselberg, ölmeyi ve öldürmeyi.

Pazartesi, 02:28 pm

Prenses Evelia bebeği Horan'a bırakmış kendisi ise bebeğin odasına gitmişti. Odaya girdiği anda gelen rahatsız edici ancak ne olduğu anlayamadığı bir koku burnunu doldurmuştu. Hemen doktordan aldığı maskesini taktı ve odayı inceledi.

Oda tamamen pembeye boyanmıştı. Bebeğin yatağı, perdeler, oyuncaklar, duvar ancak bu pembeliği bozan bebeğin yatağının hemen üstündeki profesyonel ellerden çıktığı belli olan Hanselberg portresi, prensesin dikkatini çeken tek eşya olmuştu.

Portreyi alıp bebeğin yatağını üstüne koymadan önce arkasını çevirdi ve elini üzerinde gezdirdi. Hemen büyük Hanselberg'ün suratında bir yarık açtı ve zehri gördü. Hanselberg'ün kalbinin hemen orada kare şeklinde uyuşturucuya benzeyen lanet zehir.

Zehri doktora göstermek için tablonun üstüne koydu ve bebek odasında çıktı. Bebeğin zehirlenme nedenini bulmuştu ancak kafasında hâla soru işaretleri vardı. 'Aile bebeklerinin odasında biriken bu kokuyu nasıl alamamışlardı?' Prenses düşündü son bir ayda alamamaları imkansızdı çünkü tablo büyük ihtimalle 5 aydır oradaydı. 5 aydır oradaydı. Uzun süredir oradaysa ve sürekli bebek odasına girip çıkıyorlarsa büyük ihtimalle alışmışlardı. Artık kokuyu alamamaya başlamışlardı.

Prenses büyük oturma odasına giriş yaptığında aklında 'Peki aile nasıl zehirlenmedi?' Sorusu vardı. Tabii Doktor Horan'ın hüzünlü suratını görmeden önce. Ne olduğunu sordu ve cevabı aldığında sormamış olmayı diledi.

Doktor horan derin bir nefes aldı ve "Bebek maalesef öldü" dedi. Yukarıdaki siyah kapılı odadan gelen çığlık sesleri ile birlikte.


(Y/N): Sadece ben okuyorum ama çok eğlenceli! Wuu;-;

France //HoranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin