BÖLÜM 14 : NİŞAN

41.8K 2K 796
                                    

"" İnsan birisini bu kadar severse nasıl darılır?” diyordu. Hiç darılabilir mi? Muhakkak yorulmuştur. "

Ahmet Hamdi Tanpınar.

Asude:

Titreyerek indirdim kapının kolunu, gözüm Arslan'ın odasındaydı. Minik aralıktan kendimi odama attığımda alt dudağım dişlerimin arasında sıkışmış, kalbim küt küt atıyordu. Tuttuğum nefesi ancak kapıyı kapattığımda verebildim.

Yüzüme yayılan zafer gülümsemesi içime çektiğim sigara kokusuyla kırıldı. Usulca döndüm ardıma. Camın kenarında, sallanan sandalyenin üzerinde oturan beden, karanlığa karışmıştı. Odadaki tek ışık, elindeki sigaranın kırmızı ateşinden yayılıyordu. Omuzlarım düştü, dudaklarına götürdü sigarayı ve ateşi parladı. Üflediği dumanın ardından bölük pörçük seçiyordum gülüşünü. Yanındaki su dolu bardağa atarak söndürdü sigarasını. Duman dağıldığında kalktı ayağa, siyah cepkenin düğmesini çözdü.

"Hayırlı geceler. " dedi gülerek. Yutkundum, cepkeni gerinerek bedeninden ayırışını izledim. Parmak ucunda salladığı parçayı yatağın üzerine fırlattı, boş kalan elini bana doğru uzattı. İçgüdüyle geriledim, arkamdaki kapıya vurarak durdum. Benden bu kadar uzakta olmasına rağmen varlığı bedenimi kapıyla arasında sıkıştırıyor, nefesimi kesiyordu.

"Gel buraya. " dedi avucunu açıp kapatarak. Kafamı iki yana salladım. Gözlerini kapattı, sinirle çenesi kasıldı. Elini indirerek ayak ucunu işaret etti. "Sana gel dedim ! "

"Gelmem. Yüzüme vuracaksın yine. " elim yanağımdaydı. Gözleri açıldı, usulca sokuldu yanıma, bileğimden nazikçe kavradı.

"Sana bu zamana kadar iki kere vurdum. Birincisi benimle gelmen için, ikincisi... " ona eşkıya demiştim, dün gibi hatırlıyordum. "İkincisi canım yandığı için. " saçlarımı omzumun gerisine attı. "Ama asla sinirden değil.  Sinirle vurmadım sana. Sinirliyken neler yapabileceğimi biliyorum. Sen de öğrenmek istemiyorsan gel ve otur. " peşinden çekerek beni sallanan sandalyeye oturttu. Yavaşça vurduğu sandalye sallanmaya başlamıştı bile.

"Ne konuşacaksın ? " dedim sandalyeyi durdurmaya çalışarak. Gözüm yatağın üzerindeki Katina'nın hediyesi, kırmızı geceliğe takıldı. Onu dolaba koydum sanıyordum.

Gömlek kollarını çözdü, yukarı katladı. "Senden konuşacağız. Bu halinden özellikle. " deyince ayağa fırladım.

"Ne varmış halimde? " omuzlarımdan tutup geri oturttu. Yaktığı sigaranın dumanını saçlarıma üfledi. Konuşmuyor, her nefesi üzerime üflüyordu. "Şunu keser misin ? "

"O kokudan kurtulana kadar, hayır. " önümde durdu, hafifçe eğildi üzerime. Burnundan süzülen sigara dumanının yarısını dudaklarından sızdırdı. Gözlerimi kaçırıyordum, ela gözlerine denk gelirsem kaçamayacağımı biliyordum. Bir nefes daha çekti, keskın bir çizgi halinde boynuma üfledi.

"Bana yaptığın bu muameleyi sözlüm öğrense çok kötü şeyler olur. " dedim gözlerimi elalarına dikerek. Gülmeye başladı, sandalyenin kollarına vurarak daha hızlı sallanmama neden oldu. Az kalsın uçacaktım.

Etrafımda dönüyor, hepten başımı döndürüyordu. "O kim ulam ? Kim o, kim ? Ben korudum seni bu zamana kadar. Buraya kadar ben getirdim ! " üzerime eğildi "Üzerine mi konacağını sanıyor? "

"Bağırma! " kalkmaya çalışıyordum fakat bütün oda dönüyordu. Yatağın üzerindeki kırmızı gecelik oraya fırlatılmış gibi görünüyordu.

EŞKIYAWhere stories live. Discover now