20 - Final

110 7 7
                                    

Bizim sonumuz umutsuz aşk filmlerindeki ya da ucuz romanlardaki gibi güzel olmadı. Hiç bir zaman bir aşk hikayesi gibi de olamamıştık zaten. Birbirimizi belki o romanlarda olduğundan daha çok sevmiştik, onlardan daha çok hatalar yaptık. İkimizin de hataları vardı, ben kaçmasaydım, ya da Michael'ı çağırdığım zaman gelseydi, belki sonumuz mutlu olabilirdi. Onu suçlamıyorum, asıl suçun kendimde olduğunun farkındayım. Ona bağlandığım için korkup kaçmışken, üstüne üstlük onu kaybetmişken; bir daha ne birini sevebilirdim, ne de birine bağlanabilirdim. Ya da ben öyle olacağını düşünmüştüm.

Michael'dan millerce uzağa, Ohio'a taşınmıştım. Ailem destek çıkmıştı, babamın iş yerinin burada bir bürosu vardı, bana onlar yardımcı olmuşlardı. Colombus Üniversitesi'nde dijital oyun tasarımı bölümünü okuyordum, bu da Michael'dan gelen alışkanlıklardan biriydi. Bana sürekli oyun karakterleri çizdirirdi, yeteneğimi o keşfetmişti. Bunu kullanmamı istiyordu, onun istediği bölümü seçmiştim. Her gün onu anımsardım, güzel hatalarımdan biriydi. Kaybedişim pek güzel değildi, orası ayrı dava. Arada ne yaptığına bakıyordum, Sydney'de oldukça bilinen bir barda, kalabalık topluluklara çalıyorlardı, hatta Michael'ın sosyal paylaşım sitelerinde paylaştıklarına göre, bir kızla tanışmıştı, mutlulardı. Onun için mutlu oluyordum, benden bulamadığı sevgiyi bulmuştu, iyi görünüyordu.

Ben aynıydım, biriyle tanışmıştım, biz de Michael ve o kız gibiydik. Ona Michael'ı anlatmıştım, bana saçma sözler vermiyordu, kararlarıma saygılı bir insandı, onu terketseydim peşimden koşmazdı, ama beni sevdiğini hissedebiliyordum. Sadece artık olgun insanlardık ve oluru olmayacak bir ilişki için koşturmak ikimize de saçma geliyordu. Tyler'la evlenir miydim bilmiyordum, ağladığım gecelerde yanımda olan oydu; onun için ağlamıyorken bile.

Biz bitmiştik; iki yaşayan beden, iki ölü ruh.

Bu da bizim sonumuzdu, başka şeylerin başlangıcı.

Lol

girl that you love // cliffordWhere stories live. Discover now