DÇ~İddia'nın ucunda ceza vardır güzelim!~ Part3

Start from the beginning
                                    

"Benim sesimde güzeldir kareokede duymuşsundur."

"Pek dikkat etmedim." Kaşlarını alayla kaldırdı.

"İnanmam. Sesimle kendinden geçmiştin."

"Egon devreye girmezse yalnız. Hayır cidden dikkatle dinlemedim." Külliyen yalan. Sesi acayip güzeldi.

"İstersen Ah bu beni söyleyelim." Kafamı salladım belki odayı unuturdu.

"Olur."

"Piyano var çalabilir misin?"

Piyano mu? Çağatay piyano mu çalıyordu?

"Evet tabii."

"Güzel gitarımı alıp geliyorum."

Bir de gitar! Bak sen şu marifetli Çağataya!

ÇağMir düet🙄😏👆

Sesi çok pürüzsüzdü. Ayağa kalkıp ona doğru ilerledim. "Bayağı iyi sesin varmış." Gülümsedi. "Seninki de." O an içimde bir kıpırtı oldu. Küçük mü? Hayır! Kalbim deli gibi atmaya başladı ve sıcak bastı bana. Midemde devler tepinirken nefesim kesiliyordu. Bana ne oluyordu böyle? Öksürdüm. "Şey ee başka napalım?" Sırıttı. "Hatırlarsan toplanman gereken bir oda var." Gözlerimi devirdim. "Senin odan sen topla."diye homurdandım. "Ama kölemsin ve şimdi derhal iş başına marş marş." Gözlerimi kıstım ve Çağatay'ın odasına yola aldım. Odaya girince Çağatay'ın erkesi kokusu burnuma dolmuştu. O an şaşkınlıktan pek farketmemiştim. Odası çok güzel kokuyordu. Çağatay sırıttı. "Odamı kesmeni bitirdiysen topla. Kesmekle oda toplanmıyor." Gözlerimi devirdim. "Git de rahata toplayayım." Sırıttı. "Aşağıdayım ve zevkle seni bekliyorum." Kaşlarımı çatarak omzuna vurdum. Bu kadar çapkın olmak zorundamıydı? "Sapıkça şeyler düşünüp söylemesen olmuyor." Kaşlarını alayla kaldırdı. "Her şeyde bir subliminal doğru yazamadım galiba mesaj aramak zorunda mısın? Benden fesat çıktın." Utançla başımı eğdim. Ne ara bu kadar fesat düşünceli ve sapık olmuştum. Çenemde Çağatay'ın sıcak parmaklarını hissedince gerildim. Gülümsedi ama alayla değil. Samimi bir şekilde. "Utanma güzellik. Bendeyken böyle düşünmen doğal olabilir." Haklıydı. Gülümsedim. Çağatay odadan çıktıktan sonra odayla baş başa kaldım. Hadi bakalım Miray.

-HANDE

"Mert ya!" Kafesinde bir günlük çalışmak mı? Ah hadi ama! Mert sırıttı. "Kölemsin bir günlüğüne de olsa. İdda'nın ucunda ceza va-" "İddia'nın ucunda her zaman ceza vardır biliyorum." Kaşlarını çattı. "Sözlerimin kesilmesinden hoşlanmam." Sırıttım. "Makasım yoktu da keseyim ve nasıl keseyim cümleler soyuttur."dedim. Mert yüzünü buruşturdu. "İğrençsin." Sırıttım. "Eyvallah!" Mert sırıttı. "Allah'a dua etsen iyi olur bugün bayağı müşteri olacak çünkü." Somurttum. O sıra Mert üstüme bir şey fırlattı. Elime alıp baktığımda garsonların giydiği üniformaya benziyordu. Mert çenesiyle üniformayı işaret etti. "Bütün garsonlar onu giyiyor sende giysen iyi edersin. Nasılsa bir günlük onlardan farkın yok." Gözlerimi devirdim ve bir odaya girip üstümü değiştim. Saçlarımı bileğimdeki yeşil toka yardımıyla düzgün bir topuz yapmıştım. Kendime baktığımda fena durmadığımın farkındaydım. Etek dar ve bacaklarımı sarsa da dizlerimin 1 karış üstündeydi. Beyaz bir gömleğim vardı ve üstten iki düğmesini açık bıraktım. Makyajı biraz daha fazlalaştırdığımda hazırdım. Görelim bakalım Mert bey Hande Ölmezle uğraşmak neymiş görürsün sen.

Düşman ÇetelerWhere stories live. Discover now