"Başlangıç"

45.5K 2.4K 92
                                    

Yaşama dair izler, sineme süzülen kahin kelimeler

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

Yaşama dair izler, sineme süzülen kahin kelimeler. Kulağımda fısıldayan sesin, söyleyen kişiye yüzümü döndüğümde karşımda bu denli birini beklemiyordum. Üzerine tam otmuş siyah takımı, kır saçlarına rağmen oldukça dinç yakışıklığı, tanımadığım  bir adam duruyordu. Lakin tanış gelen bir siması vardı. Tanıdığım söylenemezdi, bir yerde gördüğümü söyleyecek yüz ifadesine sahip biriydi. Belki de tanıdığım birine benzetiyordum. Kime benzemesinden daha önce görüp görmem değil de az önce söylediği sözlerin ifade ettikleri sorguya çekilmeliydi. Tanımadığım kesin ikendi lakin sarf ettiği sözleri istisnade söylemediğini düşünüp istifimi bile bozmadan geri adım attım.

"Ölmek zor bir şey değil bu dünyada. Yeni bir hayat kurmaktır asıl zor olan " dedi. Daha baskın çıkan sesiyle , anlamsızca yüzüne baktım.

"Efendim" diye konuştum, kendimi bile duymakta zorlanmıştım. Ellerini cebine kattı. Keskince attığı bakışları daha önce gördüğüme yemin ettirecek türdendi.

"Mayakovski 'in en sevdiğim sözüdür " Gülümsedi. Bir adım daha attığın da" Sanki senin için yazılmış gibi Esra"dedi. Adımı da nerden bildiği dair öne atılan kaşlarım çatılırken, akıl oyunu misali söylediği sözlere anlamsızca bakındım. Ne demek istiyordu bu adam?

"Anlamadım" dedim, bıkkınca. Ne söylemek istiyorsa dolaylı yoldan değilde direk söylese olmuyordu.

"Yeni bir hayata hazır mısın?" Dedi. Kendinden emin duruşuyla , bir iki adım attı. Tam karşıma geçti. Yüzüne baktım. İfadesini yokladım anlamsızca sorguladım. "Neden böyle bir soru soruyorsunuz."  Yutkundum. Bakışlarımı kaçırırken "Gerçekten ne demek istediğinizi anlamadım."

Üstelik adımı da nereden biliyor? Sende kimsin be adam diye yakasına atlamamak için kendimi zor tutuyordum. Kahkaha ile yükselen sesi bir adımla eş düştüğünde bakışlarını üzerimde olması ayriyetten  geriyordu. Alayla kıvrılan dudakları "Merak ettim sadece, " dedi.

"Sizi tanımıyorum. Böyle bir soru yönelte bileceğiniz kadar."

Kahkahasıyla etrafı saran yankı ses, üstüne iğrenti gülüşü karşısında yüzümü buruşturmama vesile oldu. Bu gülüşü ilk zamanlar Yavuz da yapıyordu. Aslında bakınca Yavuzu da andırıyordu. Yüzündeki keskin ve belirgin hatları, çene yapısı, kendinden emin tavrı. Evet evet Yavuza benziyor.

"Tarı..." cümlemi bitirmeden yamuk ağız gülerek. " Doğruya biz tanışmadık." Bir adım daha attı. Aramızda ki mesafeyi en aza indirgediğinde gülümsedi. "Ben Tarık. Düşündüğümden de zeki çıktın. Beni tanıdın."

"Tarık?" Dedim sorgulayarak şaşkınca yüzüne bakındım. Merak ettiğim adam tam olarak şuan karşımda. "Yavuzun amcası " ellini uzattı. Tokalaşmak için bekleyen eli bir süre tepkisiz bakınca cebine soktu.

"Adınızı çok duydum" çekingen saçma bir söz öne atmıştım. Hakkında duyduklarımı da öne alırsak konuşmamın doğruluğunu sorgulamıştım.

OLMAZSA OLMAZIMSIN "Hicran-ı Layezali"Onde histórias criam vida. Descubra agora