07.02.2016
-----------------
Pazar
20:10
Rüyamda seni çok sık görmeye başladım.Ben rüya görmem ki!
Yani çok az görürüm.Yattığım gibi kalkan,uykusu hafif biriyim.Ama bu sefer gördüğüm galiba gün içinde hayal etmiştim.Sana sesleniyorum.Şu an sadece hatırladığım bu var.Bir de galiba test kitabından soru soracağım.Sana bunu açıklıyorum.Sana seslenmek bile o kadar güzelki...Yani senin duyacağın şekilde sana hiç seslenmedim.Bir kere beden dersinde seslendim ama yine senin duyacağından korkarak.Topu atamamıştın o ayrı mesele tabi ama neyse.Birine hem bu kadar yakın hem de bu kadar uzak olmak niye?Acı çekmek yerine hayattan zevk almaya bakıyorum.Ama seni bir türlü aklımdan çıkaramıyorum.Sevgilimden ayrılmak istiyorum.Sana ihanet etmiş gibi hissediyorum.Aslında ona mı ihanet ediyorum? Hayır hayır...Onu aldatacak herhangi bir eylem yapmadım ki. Sadece yüreğim seninle.
Ona yalandan seni seviyorum demek istemiyorum.Zaten benim ağzımdan o iki kelimeyi duyması 5-6 ay geçti.Alışıyorum sensizliğe.Bu beni daha çok üzüyor.Bakıyorum sensizliğe.Bu da beni daha çok yoruyor.Bilmiyorum.Sana sürekli aşkımı anlatmak istemiyorum.Defterin başında sana kin kusarken şimdi burada aşk dolu sözler yazıyor olmak garip.Bunları gerçekten kimsenin okumaya tenezzül etmeyeceğini bildiğim için bu kadar rahat yazıyorum sanırsam.
Ne kadar gariptir ki içten içe birilerinin okumasını istiyorum.Onlara bağırıp çağırmak sonra da bu defteri herkesin gözü önünde yakmak istiyorum.Tabi bunlar uçuk hayaller.Gerçeğe geldiğimizdeyse galiba sadece seni görmek istiyorum.
Not: Adını defalarca bir sayfasına yazmıştım bu defterin.Arada açıp bir kaç tanesini karalıyorum...
*Belleksiz bir toplum yoktur,çocuklarını kurban etmeyi göze alan,yoksulluk,çaresizlik,cehalet gibi erdemlere sarılarak katliamların üstünden atlayıverem atlayıveren toplumlar vardır.
-Yıldırım Türker,Türkiye Sizinle Gurur Duyuyor-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIR FAKIR ERGEN
Non-FictionRastgele yazmaya başlanmış satırlar,ağızdan dökülemeyen kelimeler.Belki de hiç gönderemeyeceğini bildiği mektuplar bütünü...Yazılanlar gerçeklikle iç içe bir hikâye mi değilmi o değişir ama anlatılanların bir ergenin gözünden olduğu kesin...
