DELİ

2.3K 136 5
                                    

Ameliyat gayet iyi geçmişti ve bu beni çok rahatlatıyordu şimdi kızın uyanmasını bekleyecektik. Bu arada kızın ismi neydi? Sorumun cevabını ancak Aylin'e yani asistanıma sorarak ya da babasına sorarak öğrenebilirdim ve ben tabi ki birinci şıkkı seçeceğim. Aylin'i bulup ona sordum

-"Nasılsın Aylin."

-"İyiyim Oya hanım siz nasılsınız?"

-"Ben de iyiyim de ben sana yeni gelen hastanın ismini soracaktım."

-"Başak, Oya hanım."

-"Tamam. Teşekkürler."Deyip yanından ayrıldım. Başak daha küçüktü ama kaç yaşındaydı bilmiyordum. Hemen geri döndüm.

-"Aylin Başak kaç yaşında?"

-"Üç buçuk zannımca."

-"Tamam"

Çocuklar ile iletişim kurarken yaşlarına uygun bir şekilde konuşmak bence en doğrusu. Başka bir hastamın yanına giderken bir bağrışma duydum. Sesin geldiği tarafa doğru gittiğimde Başak'ın babasını ve bir kadını gördüm herhalde annesidir diye düşündüm. Kadının neden bağırdığını anlamak için söyledikleri sözlere kulak kabarttım. Kadın

-"Bana bu olanları nasıl söylemezsin Doruk. Başak sadece senin kızın değil, benim de kızım. Biz seninle ne kadar kavga etsek de, küssek de ben Başak'ın annesiyim. Anladın mı annesiyim ve Başak'ı ilgilendiren her karar beni de ilgilendirir. Başak zehirlenmiş ve benim haberim olmadan ameliyata girmiş. Bu olanları söylemek şimdi mi aklına geldi hıı! Şimdi mi aklına geldi?"

-"Sinem çok sinirlisin. Sakinleş sonra konuşalım. Zaten burada konuşmak ne yeri ne zamanı."Deyip hastahaneden çıktı. Kadında hemen arkasından hastahaneden çıktı. Sırada ki hastamı kontrol ettikten sonra Başak belki uyanmıştır diye Başak'ın odasına gittim. Bir şeyler sayıklıyordu. Ne sayıkladığını anlamak için daha dikkatli dinlemeye başladım. Anne baba lütfen kavga etmeyin gibi şeyler sayıklıyordu. Anlaşılan anne ve baba kavga ediyor ve olan bu kıza oluyordu. Bu anne ve babayı uyarmam gerekiyordu. Tamam belki bana düşmez ama ortada çocuk vardı. Bir dakika onlar hala hastahaneye gelmemişler miydi? Başak'ın odasından çıkıp onları aramaya başladım. Hastahanenin giriş katında onları gördüm. Anlaşılan daha yeni gelmişlerdi. Onların yanına gittim. Biraz kızgındım. Sakin ol Oya. Sakin ol. Derin nefes al derin nefes ver. İşe yaradı mı yaramadı mı bilmiyorum. Sinirimi bastırmaya çalışarak konuşmaya başladım.

-"Sizinle önemli şeyler hakkında konuşmalıyız."

-"Hangi konuda?"

-"Başak."

-"Ne olmuş benim kızıma?"

-"Aranızda ne yaşadınız bilmiyorum ama Başak'ın psikolojik durumu pek iyiye gitmiyor."

-"Sen psikolog musun nereden bileceksin benim kızımın psikolojisini? Hem sana ne benim kızımın psikolojisinden?"

-"Özür dilerim. Ben sadece sizi uyarmak istemiştim."deyip gidiyordum ki

-"Seni pis yobaz. Dünya senin gibiler yüzünden ne hala geldi. Artık kafamı nereye çevirsem senin gibi hayaletlerle karşılaşıyorum. Hepiniz birer yobazsınız, gericisiniz sizden iğren"

-"Aaaa yeter be! Ben burada senin kızının sağlığı için çalışıyorum ama senin bana söylemediğin laf kalmadı. Bir kere biz ne gericiyiz ne yobazız ne de hayaletiz. Gericiler, yobazlar, hayaletler ancak sen ve senin gibilerdir. Anladın mı?"

Son lafımı da söyledikten sonra hızla Burçin'in yanına gittim. Beni teselli edebilecek tek kişi Burçin idi. İlk defa Burçin'in yanına gitmem bu kadar uzun sürüyordu. Sonunda Burçin'in yanına gelmiştim. Gözlerim buğulanmış ve ilk damlası düşmüştü bile. Hızla kapıyı çaldım ve içeri girdim. Burçin de olaylardan bihaberdi. Bütün olanları ayrıntısız Burçin'e anlattım. O da beni teselli etmek için çalıştı. Bana pastahaneden çikolatalı pasta alalım dediğinde gözyaşların durmuştu. Çikolatalı pasta candır.

BENİM HAYALİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin