3.KESİT: "ACI"

7.6K 145 9
                                    

"Yalnız değilsin, Şahmeran. Emin ol yalnızlığın ne olduğunu çok iyi bilirim. Duydun mu? Yalnız değilsin, küçüğüm. Benim pisliğimden kurtulduğunda seni güzel bir hayat bekliyor olacak. Bir adam çıkacak karşına." Bunu söylerken gözleri dalmıştı. "Belki üniversiteye geçtiğinde kampüste. Klasik bir çarpışmayla başlar hikayeniz, bilirsin, kitapları yere düşürecek türden. Numaralarınızı alırsınız, diğer herkes gibi mesajla devam eder belki. Çok klişe ama iyi hissettirir sana." Gözlerime baktığında orada azap gördüm ve gördüğüm bu duygunun onlarca, binlerce katı kötüsünü içimde hissettim. "Benim vücudunda bıraktığım bütün izleri silecek bir adam. Eline bıçakla yara izleri bırakmayacak, tokat atmak yerine kırılganmışsın gibi yavaşça okşayacak bir adam." Gözlerine karanlık çökerken yavaşça yutkundu. "Seni, sana kıyamıyormuş gibi öpecek bir adam, benim aksime." Sustu. Anlattıkları kafamda şekil bulamıyordu, bir yanlışlık vardı. Bu doğru değildi, kafamda bir sürü erkek bedeni vardı ama başımı kaldırdığım an çimen yeşili gözlerin yerleştiği yüzle karşılaşıyordum. Her yerde o vardı. Her yerde. "Benim aksime korkuyla ağlamanı sağlayacak türden değil de, kendini iyi hissedeceğin türden sevişecek bir adam."

Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Acı her yerdeydi. Acı bir kampüste benimle çarpışıyordu, acı yere düşen kitaplarımı topluyor, acı benden numaramı istiyordu. Acı benimle mesajlaşıyordu, acı elimden tutuyordu, acı vücudumdan onun bıraktığı izleri siliyordu. Acı yanağımı okşuyordu, acı bana kıyamıyormuş gibi dudaklarımdan öpüyordu, acı benimle sevişiyordu.

"Sus," diye yalvardım. "Lütfen." Bunu bana neden yapıyordu?

"Yalnız değilsin," diye tekrarladı. "Güzel günler seni bekliyor."

"Sen de yalnız değilsin," diye hıçkırdım. "Özür dilerim." Ben onun gibi değildim, onun gibi sağlam bir iradem yoktu, onun gibi özür dilemekten daha iyisini yapamıyordum. Ellerimle yüzümü kapatırken, "Yalnız değilsin," diye hıçkırdım. "Yemin ederim öyle demek istememiştim. Sinirliydim, beni aşağılamıştın ve canını yakmak istemiştim." Ellerimi yüzümden kaydırarak çektim ve kesik kesik konuşarak devam ettim. "Belki çok anlamsız ve senin için bir seçenek bile değil. Ama ben de yanındayım."

Beni kendine iyice çekince bütün bariyerlerim yerle bir oldu ve tekrar şiddetle ağlamaya başladım. Kaslı kolları ezici bir güç kullanarak beni sararken, "Şş," diye mırıldandı ve dudaklarını alnımda hissettim. "Ateşin var, küçük." Ona sığınırken başımın tepesine değen çenesi kaskatıydı.

"Senin de," diye fısıldadım ağlamaktan kısılan sesimle.

"Boş ver beni," dedi kısaca. Bir sessizlik çöktü ve öylece yere uzanmış şekilde birbirimize sarıldık.

"Muhtemelen canını yakacağım," diye mırıldandı. "Hiçbir şey de beni kararımdan vazgeçirmeyecek. Bunu nasıl görmek istiyorsan öyle gör, bu konuda bir şeyler açıklamayacağım. Fakat bekaretini aldığımda..." donup kalmam onu duraksatmadı. "...bundan bir an bile pişman olmayacağımı bil." Göğsündeki elimi yumruk yaptım ve ve tişörtü avuçlarımın arasında kırıştı. "Eğer beni yönlendirirsen olabildiğince canını yakmamaya çalışacağım."

45.BÖLÜM: "UMUT"

Yabancı-Öznur Yıldırım. (Kesitler)Where stories live. Discover now