제 2 장

29 3 1
                                        


Evde yatağımda oyuncak penguenimle uzanırken size bir özet geçeyim. Okulda geçirdiğim zaman pek eğlenceli değildi. Çünkü arkadaşım yoktu. Evet bu yüzden eğlenemedim. Yoksa sarışın cılız ama bir o kadar seksi penguen yüzünden değil. Olumlu yönden bakarsak 'cehennemler klübüne hoş geldin sikik insan görünümlü penguen' grubuna yeni üyeler geldi. Bitek Luke geldi. Penguenlerle ne gibi bir takıntım var bende bilmiyorum. Her neyse.

-SENİ SİK KAFALI?! AÇ ŞU SİKİK TELEFONUNU. UYUYAMIYORUM!

Calum'un homurdanışını duyunca sırıtmaya başladım. Tanrım, tam bir ayıcık. Ashton bunu duymamalı. Duyarsa size anlatıcağım son şey Ashton'ın kafamı tuvalete sokması olur.

Telefonda çalan alarmı görünce kaşlarımı kaldırdım. Bu saate kim alarm kurar. Hangi seksi şey alarm kurar diye düşünürken aklıma geldi. O seksi varlık bendim. Alarmın şarkısından seksi bir ses çıkıyor. O da ne? Oda benim sesim. Söylenen şeye dikkat edelim:

-Bugün bu saatte dünyaya seksi bir şey geldi. Salak gibi saat 00:00 da çıkmışım. Tebrikler *arkadan geler sifon sesi*

Tuvalet sesine pek takılmayalım. Bi dakika. TANRIM BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM!

-ASHTON! KALK SENİ APTAL BUGÜN DOĞDUM AMAN TANRIM!?! NASIL BU KADAR YAKIŞIKLI DOĞDUM AMANTANRIMAMANTANRIM!

Kız gibi çığlık atarken Calum ayağa kalkıp topuklarını yere vurarak kızgın bir ayıcık gibi tuvalete gidiyordu. Bana attığı *içimdekileri çıkartayım bitti sen* bakışlarını görünce gözlerimi devirip Ashton'un ayaklarını yataktan çekerek yere düşmesini sağladım. Sonuç şu ki gece gece insanları rahatsız etmeyi çok seven ben uyuyan aslanı uyandırmıştım ve o aslan beni yorgana sarıp kafama oturdu. Ciddiyim kafama oturdu.

-Sokso sorotomdşn kaalkmaxzsan kıçonı ısıfırım (seksi suratımdan kalkmazsan kıçını ısırırım)

-Dostum ne dediğini anlayamıyorum. Ah duydum sanırım 'miyav miyav' derken aynı zamanda kıkırdıyordu. Sizce ben ne yaptım? Tabi ki kaslı kıçını ısırdım.

-SENİ APTAL AZ ÖNCE BENİ ISIRDIN MI?! diyerek üstüme yürüyen Ashton Calum'un tuvaletten çıktığını görünce kendisini frenledi. Calum bana yaklaşarak doğum günümü şuan değil öğleden sonra hallediceklerini söyledi. Ona cevap vermeden dolabımdan siyah dar pantolonum ve grup tişörtümü aldım. Tuvalette giyindikten sonra onlara kalçamı sallayarak anahtar ve deri ceketimi aldım. Odadan çıkmak için kapıya yöneldim. Çünkü camdan atlayamam. O yüzden kapıya yöneldim. Tamam bu saçmaydı.

-Hey Michael! Bu saatte çıkışlar yasak! diye seslenen Calum'a el sallayarak koridorda yürümeye devam ettim. SİKİK 18 YAŞIMA GİRİYORUM. Doğum günümde ilk olarak kendim kutlarım. Bu bana yanlızlığımı hazmetmemde yardımcı olur. Yalnızlık derken ruhsal yalnızlıktan bahsediyorum. Etrafımda beni seven iki deli var.

Eski evime geldim. Hani şu dayak yediğim ev. Öz evlat olmadığımı öğrendiğim ev varya. İşte orası. Bu yıl kutlama yerim olarak buraları seçmiştim. Gözlerimdeki doluluk kalbimdeki boşluğu doldurabilir miydi? Bugün bunu denemek istedim. Satılık yazan eve uzunca baktıktan sonra iç çekip anahtarımı cebimden çıkardım. Kapıyı açınca burnuma dolan toz ve küf kokusu yüzümün buruşmasına sebep oldu. Fazla oyalanmadan kapıyı kapatıp eskiden odam olan yere gittim. Odamda yatağım ve dolabım duruyordu. Ev bomboşken benim eşyalarımın kalması.. Üzücüydü ama ben üzülmedim. Çünkü burda bıraktığım önemli bir eşyam vardı. Dolabıma doğru yürürken 'lütfen atılmamış olsun' diyerek Tanrıya dua ediyordum. Dolabın çekmecesini yavaşça açarken içimdeki azgın ve ağır basan taraf kalçasını çıkararak kalbimin üstünde twerk yapmaya başladı. Gitmemişti, çöpe de atılmamıştı. 'tanrım dualarımı kabul ettiğin için teşekkürler' diye mırıldanırken çekmecemden pizza dilimli uğurlu boxerımı çıkardım. Bunu kendim almıştım. Artık kızların iç çamaşırı -hani şu gözükmeyecek kadar küçük olanlar- kadardı. Giyersem kıçımın arasında kalıcağından emin olsamda pantolonumu ve boxerımı çıkarıp uğurlu boxerı giydim ve pantolonumu düzelttim. Cidden feci şekilde sıkıyordu. Yerimde zıplayarak boxerı düzelttikten sonra evden çıktım. Evin ilerisinde kullanılmayan boş arazi vardı. 15 dakika sonra varmıştım. Ne uçurum kenarına gidicektim, nede sahile. Burası özeldi benim için. Kendimi yanlızken burda rahatlatıyordum. Güzel bir manzarası yoktu. Dumanlardan gökyüzü gözükmezdi ve çöplerden dolayı düzgün nefes alamazdınız. Her doğum günümde buraya benzer yerlerde takılırdım. Nedenini bende bilmiyorum ama rahatladığımı hissediyordum. Çöp bidonunun yanına oturdum ve bugünlük dost olarak çöp bidonunu seçtim. Dumanlardan gözükmeyen gökyüzüne bakarak konuştum:

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 07, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Unpredictable : MukeWhere stories live. Discover now