Bölüm 4

5.6K 336 4
                                    

Okul, hanımeli kokusu dışında hiçbir fark olmadan geçip gitti. Son ders bittiğinde Seda'yla birlikte çıktık ve okulun kapısının önünde, sabahları buluştuğumuz yerde ayrıldık. Kendimi yolun ortasında bisikletlinin gittiği yöne bakarken buldum. 'Görür görmez aşk'a inanan biri olmadım hiçbir zaman. Hatta çocuğu gördüğüm bile söylenemezdi: Sadece kırmızı şapkalı biri... Ama gördüğüm an içimde çınlayan şeyin, o kokunun, o bir iki saniyelik zaman içinde içime yerleşen hissin nedenini merak etmeden duramıyordum. Düşünceler içinde otobüs durağına yürümeye koyuldum. Okulun hemen arka sokağında oturan Seda'yı bu yüzden biraz kıskanıyordum. En azından şimdiden üzerini değiştirmiştir diye düşündüm. Ne rahat ama!

Durağa vardığımda her zaman olduğu gibi benim dışımda birkaç öğrenci daha vardı. Bunlar tanışık olmadığım kişilerdi ve sürekli birlikte gezen gruplardandı. Bu yüzden aralarına girmeye hiç uğraşmadım. Kalabalık arkadaşlıklar her daim korkutmuştur beni.

"Hey!"

Otobüs durağında beklerken duydum sesini. Hemen yanımda duruyordu. Uzun boyuyla öylece yanımda durmuş, benimle konuştu. Bana dememiş gibi çevreme bakındım. İnanamıyordum bu duruma. Her gün bu duraktan otobüse bindiğim halde bir kez bile denk gelmemiştik.

"Senle konuşuyorum" dedi gülümseyerek. "Sen çömezlerdensin değil mi? Şu garip kız..." güldü.

Dalga geçer gibi değildi gülmesi. Daha çok şefkat denebilirdi. Şaşkınlıkla izliyordum onu. Cevap veremedim. Nasıl konuşulacağını biliyordum elbette; ancak o an bir şey oldu işte. Sanki konuşursam büyük bir girdabın içine girecek, oradan oraya savrulacaktım... Korkuttu bu beni.

"Adın neydi?" dedi kez. Yutkundum.

"İnci" dedim. Sesim titredi söylerken.

"İnci" diye tekrarladı. "Memnun oldum, ben de Yalçın."

O gün, o durakta, öylece durduk... Ve başka hiçbir şey konuşmadık. İnce yağmur damlaları gökyüzünü kesiyor gibi inerken biz sadece sustuk. Beynim dünyanın anlamsızlığını sorgulamak isterken, göğsümün ortasındaki kalbim, kafesinden çıkmak için çırpınan küçük bir kuş gibiydi. 

Hanımeli KokusuWhere stories live. Discover now