2050 // 001

8.3K 678 787
                                    

KJ-19940114-K88

NAME; Jongin

Type; Angel

Class; MONSTER

SEUL 16:50

"Bir, iki, bir, iki!" robotlar sıra halinde dışarı çıkarken camından onları izleyip sırıttı. İnsanların ona yalvarmasını seviyordu, önlerinde nasıl çaresiz olduklarını görmek ona zevk veriyordu. Camın önünden ayrılıp kahkaha attı. Elindeki kahvesini yatağının yanındaki masanın üstüne bırakıp aynasının önüne geçti.

"Efendi Jongin akşam yemeğinde ne ister?" melodik sesi duymasıyla kafasını sol tarafına çevirdi. Bu hizmetli robotlardan biriydi. Diğer robotlara oranla daha ince ve kısa bir görüntüsü vardı. Beyaz renkte olan bu robotun kafası yuvarlak vücudu ise ters üçgen şeklindeydi. Saçlarını dağıtıp boğazlı yakasını düzeltti. "Aklımda bir şey yok, her şeyi yapın. Canımın istediğini yiyeceğim"

Ardından sırıtıp odadan çıktı. İşte güç onundu. Evin içi uçan cisimlerle doluydu ve bu görünüme alışıktı.

Jongin. O bir dehaydı. Ona bir aptal gibi davranan herkese- hayır hayır tüm dünyaya günlerini göstermişti. Bu dünyada nefes alan her şey onun emirleri altındaydı. Robotları onun emirlerini sonsuza kadar yarına getireceklerdi, ve dünya da sonsuza kadar onun olacaktı. Ve Jongin inanıyordu ki ölümsüzlüğü de bulacaktı.

Ve bu dünyadaki hiç kimse ondan kurtulamayacaktı.

İhtişamlı sarayından robotlarıyla beraber çıktı. Kılıcı belindeki yerini almışken üstünde kıyafetleri ve ten rengiyle uyum sağlayan siyah kabanı vardı. İnsanların acınası hallerini ve yalvarışlarını dinlemek için şehre inecekti. Çünkü onu en mutlu eden şeylerden biriydi, diğer insanların acı çekerek ondan yardım istemesi..

*

Şehirdeki kasvetli havayı o bile hissetmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Şehirdeki kasvetli havayı o bile hissetmişti. Her evin lambası yanıyordu ama sokaklarda neredeyse hiç kimse yoktu. Güneş batarken gökyüzünü kızıl/turuncu bir renk karışımı almıştı. Gülümsedi. İşte huzur buydu.

Bu sokaklar, bu şehirler hatta bu ülkeler hepsi onundu. ONUN.

Birkaç ülkeyi yer yüzünden silmiş diğerlerine de hükümdarlığını kurmuştu. Dünya yalnızca onundu. İşte özgürlük buydu. Bu, gerçek özgürlüktü.

Binalara ve yere bir anda gölge düştüğünde kaşları çatıldı ve kafasını havaya kaldırdı. Onların en büyük araçlarından biriydi, genellikle büyük işler olduğunda gelirlerdi fakat şimdi neden buradalardı?

Araç yakınlarda bir yerlere gürültü ile iniş yaptığında oraya doğru ilerledi. "Efendi Jongin, izin verin ben bakayım" yanındaki korumadan sorumlu iri ve donanımlı robot konuştuğunda yürümeye devam etti. "Gerek yok 2050."

2050 // KaiSooWhere stories live. Discover now