--BÖLÜM 6 ( GERİ DÖNÜŞ)--

82K 4.8K 1.3K
                                    

Tuğberk'in yükseklik korkusunu yenmesi için burada özel bir eğitim almıştı. Almadığı eğitim kalmamıştı daha doğrusu. Tuğberk kendini her konuda mükemmel yapmak istemişti. İmkanı varken kullanması harikaydı. Bir hedefi vardı. Ya da bir intikamı mı demeliydim. Havaalanında yürürken ikimizde gözlük ve şapka takmıştık. Bir ünlü gibi uçuş kapısına doğru ilerlerken cep telefonuma bakıyordum sık sık. Tuğberk ise gözü hep etraftaydı. Siyahlarla daha çok benim tipik korumalarıma benziyordu. Ben ise daha renkli şeyler giymiş eve döneceğim için mutluydum.Sanırım iç halim dışımı yansıtıyordu.

" Mülakata girmeyeceksin. Direk Faruk'un yardımcısı olarak çalışacaksın. CV'ni dedem ayarladı. Faruk'a kim olduğu belli etme. Bizi tanımıyorsun tamam mı? Zamanı gelince haber vereceğiz. "

Muhabbet olsun diye konu açtığımda onun bu paranoyak tavırlarına bir son vermesini istedim. Gözlüğümü çıkartıp şapkamı da ters taktığımda ona gülümseyerek baktım.

" Bu kadar kalabalığın içinde beni öldürecek halleri yok."

O gözlüğünü hafifçe burnuna doğru kaydırmış üstten bana bakıyordu.

" Sen öyle san. Onlar kalabalığı umursamazlar."

O kadar ciddiydi ki beni güldürmüştü. Kolumu onun omzuna doğru attım.

" Bak Tuğberk. Yeterince moralim yerinde istersen bozma. Normal davran daha çok dikkat çekiyorsun."

Arkadan gelen korumalara doğru baktım. Hepsinin elinde bir bavul onlarıda rengarenk giyindirmiştim. Hepsi siyah takım elbise giyip arkamda dolaşınca ben buradayım diye bas bas bağırıyordum. Havaalanının kapısından çıktığımda bütün havayı içime çektim. Ülkemin kokusu gibisi yoktu. Tabi arabanın egzoz dumanları burnuma gelene kadar her şey mükemmeldi. Önümüze bir araba yanaşırken gülümseyerek Tuğberk'e baktım. Orada araba kullanırken hep sağdan kullanmıştı. Acaba burada da kullanabilir mi diye düşündüm. Orada ehliyeti vardı ama burada yoktu. Sanırım kısa zaman içinde buradanda almalıydı. Bir de o gün benim şoförüm Tuğberk olcak dediğim ilk zaman onun neden şaşkınlıkla bana baktığını zaman geçtikçe anlamıştım. Ona hiç ehliyeti olup olmadığını sormamıştım bile. Kıçını bile zor toparlarken bir de ehliyet almak için parayı nereden bulacaktı.

Hiçbir şey söylemeden kendim şoför koltuğuna doğru ilerlediğimde Tuğberk ne yaptığıma bakıyordu. Şoförün inip arkadaki arabalardan birine binmesini söylemiştim. Sanırım ben kullansam daha iyi olacaktı. Şoför indiğinde binmesi için Tuğberk'e bir işaret çaktım.Kendimi hızla şoför koltuğuna atıp elimi direksiyonda gezdirdim. Özlemiştim araba kullanmayı. Hep Tuğberk kullanmıştı. Biraz pasımı açsam iyi olacaktı.Tuğberk ön koltuğa geçerken yüzünde memnun bir sırıtış vardı.

"Desene bugün rahatım. Şöyle yayılayım. "

Arabayı çalıştırdığımda içim içime sığmıyordu. İzel ve diğerleri bekleyin beni  yakında orada olacağım. Her şeyi halledip yanınlarına gidecektim.Aniden gaza basınca daha kemerini takamayan Tuğberk bir anda öne fırlamış " İn aşağı manyak herif! Valla adamların elinde ölürüm daha iyi!"kuyruğuna basılmış kedi gibi ciyak ciyak bağırıyordu. Arabayı o kadar hızlı kullanıyordum ki trafiğin altını üstüne getirmiş hızla ilerliyordum.

"Canavarsın! Öldüreceksin birilerini! Neden dedenin sana şoför tuttuğu belli!"

Kırmızı ışık yanınca birden frene bastım. Onun dediklerini şuan umursamıyordum.

"Bir sorunumuz var Tuğberk."

Arabanın dikiz aynasından şüpheli bir arabanın bizi deminden beri takip ettiğini görüyordum. Ben böyle kullanırken sanki beni yakalamak için arkayı birbirine katmıştı.

IŞIK SAÇMAK İÇİN YANMAK GEREK (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin