Psikolog 3

24.8K 2.9K 1.5K
                                    

Medya: Arkadaşlar medyada günlüğümden arta kalanları görüyorsunuz. Bu günlüğü bana dedem aldığı zaman bunun bir kız günlüğü olduğunu söylemiş, başkasını almalarını istemiştim. Ama dedem üzülmesin diye de kabul etmiştim. Baksanıza günlüğüm bile kız günlüğüymüş. Bazılarınızın aklına "Hani yırtıp atmıştın?" gibi sorular gelebilir. Diyorum ya bu artakalan. Boş sayfaları sakladım sonuçta dedem almıştı, hatıra benim için. Gerçi asıl hatıralar şu an doğada çözünmekteler ama :). Nasıl olsa kalbimden asla çıkmayacak o yaşadıklarım.

Y.N. : Arkadaşlar bu bölümü yazsam mı yazmasam mı bilemedim ama atlamadan da geçemem. Aranızdan bazı yerlerle ilgili rahatsız olanlar çıkar belki diye diyorum. Şimdiden kusura bakmayın.
Diğer bir husus ise arkadaşlar önceki bölümler çok acemice yazılmış biliyorum çünkü küçüktüm daha ne kadar iyi yazabilirdim bilmiyorum. Gün geçtikçe daha güzel yazar herkes. İleride şu an yazdıklarımı da beğenmeyeceğimi biliyorum. Bu yüzden önceki bölümlerle ilgili düzenleme yapmayacağım. Sonuç olarak zaten ben buraya edebi çerçevede bir şey yazmayı planlamamıştım. Okurken edebi olarak değil de yaşadıklarımı göz önünde bulundurursanız çok sevinirim. Hepinize iyi tatiller.
Dipnot : Yazarınız takdir aldı bi kutlayın :D sizler ne aldınız?

Sevgili günlük...
Bugün 27 Ekim Salı 2014 . Bugün erkenden okula gitmedim. Bugünün en güzel olayı da bu sanırım. Genel olarak baktığımda her zamanki gibi sıkıcı bir gündü. Saat 9 gibi kalktım. Devlet hastanesine gidecektik. Kahvaltımı yapıp saat 9.45 'teki randevuma yetiştim. Annemle birlikte doktor hanımın odasına girdik. Bayağı dardı. Cidden, insanları burada mı tedavi ediyorlardı? Ben burada daha çok tırlatırdım sanırım. İçeri girer girmez konuşmaya başladı doktor hanım.

"Hoşgeldiniz. "

Annem benim yerime konuştu.

" Hoşbulduk. Bizi Yasemin hanım yönlendirdi size. "

Gözlerini bana çevirmişti şimdi doktor hanım.

" Ha, o siz misiniz? Adın, Berk olmalı??"

" Evet ben Berk. "

" Bu duygularının sebebi ne Berk? "

Bu sorunun karşısında yine başımdan kaynar sular dökülmüştü. Anneme doğru kötü bakışlar atmıştım. Yasemin hanım, hani anlatmayacaktı hiçbir şeyi? Ve bana söz vermişti. O an edebildiğim kadar küfür ettim Yasemin hanıma içimden.

Doktor benim şaşırdığımı görünce annemin dışarı çıkmasını istedi. Daha içeri yeni girmeme rağmen maruz kaldığım bu soru karşısında şoke olmuşken, hâlâ ayakta olduğumu farkettim. Doktor hanımın önündeki sandalyeye oturdum.

Dik dik bana bakıyordu.

"Evet Berk, seni dinliyorum. "

Yutkundum.

" Yasemin hanım, size benim hakkımda ne anlattı? "

Bu soruma karşılık olarak, kaşlarını çattı ama bozuntuya vermedi.

" Alay konusu olduğunu, hayata küstüğünü, sonra da böyle olduğunu kabul ettiğini biliyorum. "

E senin bilmediğin şey yok ulan.

" Bildiğiniz halde neden soruyorsunuz?"

Bu sefer sert çıktığımı sonradan farketmiştim.

"Bak, çok uzatmayacağım. Mastürbasyon yapıyor musun? "

Yeni bir şok olma durumu daha. O an aklımdan geçen tüm fesat düşünceleri sildim.

Yutkundum.

" E-evet.??? "

" Yaparken kimi düşünüyorsun? "

" Nasıl kimi? "

" Yani kızları mı, erkekleri mi? "

Hayatımın en utanç anlarından biri olduğunu söyleyebilirim sevgili günlük. O kadar utanmıştım ki, değil doktorun yüzüne bakmak, oturduğum sandalyeden aşağı doğru süzülüyordum.

Tekrar yutkundum.

" Kızları. "

Bu anın çabucak bitmesi için içimden dua ediyordum. Evet günlük, evet farkındasın yalan söyledim. Ama ne yapabilirdim ki? Erkekleri mi deseydim? Nasıl diyebilirdim ki, orada utançtan kıvrılırken?

Doktor hanım alacağı cevabı bilirmişçesine devam etti.

"Sorun ne o zaman? Sırf başkaları böyle söylüyor diye öyle olmuyorsun. Bak, senin gibi binlerce hasta var. Eşcinselliğin ne olduğunu bilmeyen. O kadar çok hasta gördüm ki. Ama sen böyle değilsin. Hormonal bozukluk olarak farklı hissedenler var sadece. Onlar da baby face oluyorlar, sakalları bıyıkları çıkmıyor. Sana baktığımda hiç anormal bir durum görmüyorum. Şimdi, ben bu hormon testini sana yaptırmak istemiyorum. "

" Ben istiyorum. "

" Ama sen iyisin, senin bir şeyin yok. "

Doktor sekreterine annemi çağırmasını söyledi.

" Ama doktor hanım, biz her ne de olsa her şeyi göz önünde bulundurarak devam etmek istiyoruz. "

Annem de beni destekledi. Sonunda doktor ikna olduğunda elimize bir kağıt tutuşturdu. Dışarı çıkarken yine o sesi duydum.

" Yürüyüşünden dolayı mı böyle diyorlar acaba? "

Yürüyüşüm derken? Anlamadığım için geçiştirdim.

" Olabilir. "

Yapmacık gülüşümü sergiledikten sonra kapıyı yavaşça kapatıp dışarı çıktım.

Hass.... Jeton yeni düşüyordu. Yürüyüşten bahsettiği kıvırtmak mıydı ulan? Katiyen iftira. Alakası yok. Sen söyle sevgili günlük ben kıvırtıyor muyum?

O an yine başımdan aşağı yayılan sıcaklık ile moralim bozuldu. Dönüp doktora bağırıp bağırıp kapıyı çarpasım geldi. Ama yedi mi?

Yemedi...

Aşağı kata indiğimizde kan vermek için sıraya girdim. Beklerken ister istemez stres oldum. İğne, koluma girecek. Nasıl stres olmiyim?

Sıra bana geldiğinde sandalyeye oturdum. Kolumu sıvadım. Lastik gibi bir şeyle kolumu bağladı. Damarlarım belirginleştiğinde eliyle kendine bir damar seçti.

Veee o iç ürpertici aşama. Pamuğu kolonya ile süsleyip damarın üzerinde yavaşça gezdirdi.

Birazdan iğne damarımdaki kanı tüpe akıtırken az önce iğneden korkan ben şimdi kanın akışını izliyordum.

Sırıttım.

Hemşire bana dik dik baktı. Ama ben o öyle bakınca daha çok gülüyordum.

İşte psikoloğa gitmek için en basitinden bir neden.
Öyle deme günlük, biliyorum tahtalar eksik. Lakin psikopat olmak da zor.

İşimiz bittiğinde hastaneden çıktık ve eve gittik.

Cidden, sebebi hormonlar mıydı?

Yine bir yazar notu: Arkadaşlar aranızda tarihleri kontrol eden işsizler var mı çok merak ediyorum :D

(Y)Aramızda KalsınWhere stories live. Discover now