--BÖLÜM 4( DÜŞÜNCELER)--

En başından başla
                                    

Benimle alay ediyordu. Bırakacaktım ağzını burnunu dağıtacaklarıdı.

" Heh çok güzel şeye benzetmişsin Afferinnn sanaaaa. Salacaktım üstüne yiyecektin dayağı."

Kolunu omzuma attı. Suratsız herifin yüzünde güller açıyordu.

" Seni kızdırmak için yaptım. Havalıydın hani. Sen konuşurken kıskandım seni. Bilgilisin. Zekisin. Çalışkansın. Biliyorum. Öğreneceğim bende. Dede dedi ki öğretmen tutacakmış bana. Şu ameliyatı olayım. Birlikte çalışırız. Bana öğretirsin. Bak gör yanına yakışır bir eleman olacağım. "

Ona sorma fırsatı bulamamıştım. Gün geçtikçe garip bir şekilde yakınlaşıyorduk. Eğlenceliydi Tuğberk. İlk soğuk halleri gitmişti. Kendi benliği ortaya çıkıyordu yavaş yavaş. Benim hakkımda ne düşündüğünü soracağım soracağım bir türlü fırsat bulamamıştım. Ama ilk önce ona dürüst olacaktım.

" Tuğberk benimle zaman geçiriyorsun. İyi bir arkadaş gibi olduk ama sana dürüst olmam gerekirse kendimi yalnız hissettiğim için seni yanıma çağırdım. Aynı yaşta olduğumuz için ve biraz olsun aklımı başka şeylere vermek için. Benim hakkımda ne düşündüğünü merak ediyorum aslında..."

Tuğberk kolunu yavaşça omzumdan çekti ve dik duruşunu düzeltti. Ciddi bir şekilde yüzüme baktı.

" Madem aramızda her şey açık olacak bende sana dürüst olacağım. Seni kurtardığım için asla pişman değilim. İlk düşüncem burnu havada zengin bir züppe falan filan senin hakkında hep önyargılarım oluştu. Senin hayatı takmayıp bana önerdiğin teklifinde eğlence için olduğunu düşündüm. Canı sıkılıyor. Parası var benimle uğraşmak istiyor işte dedim. O eğleniyorsa ben de eğlenirim o zaman dedim. Kaybedecek bir şeyim yoktu.

Arkadaşlığımız hızlı gelişti. Bunun farkındasındır. Bu senin sayende. Beni her zaman şaşırtan biri oldun. Kışkırtıcı bir yanın var hani.Nasıl bu kadar güvenebiliyor? İçini birisine nasıl bu kadar çabuk açabiliyor bu çocuk diye düşündüm. Benimle dalga falan geçtiğini düşündüğüm çok oldu. Gerçekten o günlükleri okurken seni okuyormuşum gibi hissettim. Neden korkusuzca nasıl bana güvendiğini çözdüm. Zaten yeterince hayatla mücadele vermişsin yorulmuşsun bıkmışsın.

Hayatının evrimini resmen yavaş yavaş beynime kazıdım. Farkında değilsin ama bana üçlüye davrandığın gibi davranmaya çalışıyorsun. Onların özlemini benimle aşmaya çalışıyorsun. Bunun farkındayım ve sana seve seve yardım edeceğim. En sevdiğim özelliğin ise bana hiçbir şey sormuyor olman. Beni asla sorularla boğmuyor olman. Beni yavaş yavaş tanıyorsun. Her hareketimi aklına yazdığını görebiliyorum. Benim duygularıma düşüncelerime de ayriyeten değer veriyorsun. Fark ediyorum benim neyi sevip neyi sevmediğimi bir kerede anlayıp ondan sonra bana ona göre davranıyorsun. Benim için ayrı bir yol çiziyorsun aslında. Onlar gibi olmadığımı da biliyorsun. Benim için uğraşan böyle birileri olmamıştı etrafımda uzun zamandır. Bu ameliyatı sırf senin için olacağım ve aklımdaki bir şey için. Ameliyat olduğumda birlikte güzel zamanlar geçireceğimizi biliyorum. Deden benim dedem gibi oldu. Sen kardeşim gibi oldun.

Beni ne kadar seversin bilemem. Zaten çokta sevilmeye ihtiyacım yok. Öyle sevgiyle büyümüş biri değilim. Ama şu kısa zaman içinde beni değerli hissettirdiğin için sana kendimi borçlu hissediyorum. Bu minnettarlık duygusu çok farklı bir şey olduğunu anladım.Bunu uzun zaman önce unutmuştum..."

O konuşurken onun konuşmalarını pür dikkat dinliyordum. Açık açık konuşmasını sevmiştim. Düşünceleri hoşuma gitmişti.Ama yine sakladığı bir şeyler vardı. Bunu görebiliyordum. Bana ne zaman tam olarak açılırdı bunu bilmiyordum. Ona üçlü gibi davrandığımın farkında değildim. Yapmış olabilirdim. Bunu inkar edemezdim ama onunda özelliklerini bizzat incelediğim ve değerlendirdiğim doğruydu. O farklıydı. Farklı bir insandı ve farklı değerlendirilmesi gerekiyordu. Bazen genelleme yapıp yanlış kanılarda bulunabiliyorduk ama her insanı tek tek incelemek gerekirdi.

IŞIK SAÇMAK İÇİN YANMAK GEREK (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin