Tanıtım

19 0 0
                                    


Genç adam Adnan Akar'ı beklerken sabırsızlıkla derin nefesler alıyordu.

Azra'nın okul değiştirmesini isteyecekti. Eğer eski okulunda kalsaydı onu orda koruyamazdı. Ama isteyeceği okula giderse attığı her adımdan haberi olurdu. O okulda ona birşey olmazdı. Genç adam Azra'yı çok iyi tanıyordu. Hergün onu görüyordu. Kızın yaptığı her haraketini hayranlıkla izliyordu genç adam. Ama kızın haberi yoktu bunlardan. Adamı tanımıyordu bile.

Kapı tıklandığında kafası oraya döndü. Özel sekreteri içeri girdi.
"Efendim, Adnan Bey buradalar. İzninizle-"

"Evet evet çağır."
Sekreter sözünün kesilmesine bozulmuş olsa da bunu belli etmedi. Zaten patronuna tafra yapacak kadar yürek yememişti.
Genç sekreter başını salladı ve geri çekildi. Birkaç saniye sonra da Adnan Akar odaya girmişti.

"Adnan, hoşgeldin. Geç otur."
Adnan, genç adamın sözlerine itaat etti ve kendini masanın karşısındaki siyah deri koltuğa bıraktı.

Bir süre sessiz kaldılar. Açıkçası Adnan bu adamdan oldukça çekiniyordu. Ve onu neden çağırdığını da bilmiyordu. Sekreteri Adnan'ı aramıştı buraya gelmesi için ve Adnan restaurantı öylece bırakıp buraya gelmişti. Bir yanlış mı yapmıştı bilmeden?

Genç adam karşısındaki adamın çekindiğini biliyordu ve zaten anlıyordu. Ondan herkez çekinirdi. Şahin kadar keskin ve siyaha yakın gözleri insanı olduğu yere mıhlatacak kadar ilgi çekiciydi.
O siyaha yakın gözlere tekrar tekrar bakmak istersiniz ama bakmaya cesaretiniz olmazdı.

"Seni buraya senden birşey istemek için çağırdım."
Bu bir istek değildi, Adnan altında yatan emiri elbette anlamıştı.

"Tabi?"

"Kızın, Azra. Hemen yarın .... lisesine yazılacak. 12-A sınıfı."

Adnan olanları anlayamamıştı. Kim olsa anlamazdı. Genç adam bazı şeyleri eksik söylüyordu ve ne yapmaya çalıştığını anlamak zordu. O hep böyleydi. Sadece yapılması gerekeni söylerdi. Gerisi kimseyi ilgilendirmezdi.

"Azra mı? "

"Yarın Azra dediğim liseye yazılacak Adnan. Şimdi çıkabilirsin."
Adnan gereksiz sorular soruyordu. Her ne kadar Azra onun kızı olsa da bu onu ilgilendirmiyorsa, burnunu sokmayacaktı.

"Azra bunu kabul etmez."

"Orası beni ilgilendirmez. İster zorla, ister güzellikle. Zaten senin kızının üzerinde büyük bir etkin olduğunu biliyorum. Bunu sonra konuşacağız. Şimdi bu konuyu hallet."

Adnan biraz durup idrak etmeye çalıştı. Ama böyle dikilince de geç adamın sinirlenmesinden korkuyordu. Adnan, genç adamdan 16 yaş büyük olmasına rağmen korkuyordu.
Kafasını hafif sallayıp odanın kapısına doğru yürüdü. Sonra da kendini dışarı attı.

Bu işi halletmeliydi yoksa bu adam herşeyi yapabilirdi.

Genç adamın söylediği lisenin müdürünü tanıyordu. Yakın arkadaşlardı. Cep telefonundan numarasını bulup ara tuşuna bastı.

"Alo, Adnan?"

"Semih, nasılsın?"

Derin nefes aldığını duydu. "Okul işleri işte. Sen nasılsın?"

"Benim de aynı. Senden birşey isteyeceğim."

"Tabi?"

"Ben, benim kızı sizin liseye yazdıracağım. Şimdi halletsen olur mu? Yarına gelecek çünkü."

"Tabi tabi. Sorun değil."

"Adı Azra. Ha bir de 12-A olsun mümkünse."

Semih şaşırsa da birşey demedi. "Elbette."

"Çok sağol. Birşey lazım olduğunda ara mutlaka."

"Ararım. Hadi görüşürüz."
deyip kapattı.
Adnan derin nefes aldı ve kravatını biraz gevşetti. Bu işi de halletmişti.

Ama takıldığı konu Azra'nın bu adamla ilgisi neydi?

.............................

GÖLGEWhere stories live. Discover now