2. Bölüm "TUHAF"

17 0 0
                                    


Korkuyla etrafa bakarken sessiz ortamda farklı bir telefon melodisi duyuldu.

Karşımdaki motorlu çocuk cebinden telefonu çıkardı ve kulağına dayadı. Kasktan dolayı nasıl duyuyor bilmiyorum ama kafasını salladığında şaşırmıştım.

Kısık seste birşeyler söyleyip telefonu tekrar cebine koydu.
Eliyle arkamdakilere işaret verdi ve motorunu çalıştırdı. Sonra teker teker yüksek motor sesiyle caddeden çıktılar ve beni yanlız bıraktılar.
Arkama baktığımda yine kimse yoktu.

Hadi ama! Bu neydi şimdi? Resmen etrafımı sarmışlardı!

Kalbim resmen ağzımda atarken temkinli adımlarla eve yürümeye başladım.

********************

Ev göründüğünde rahatlamayla beraber derin nefes aldım. Az önce yaşadığım şey fazlasıyla tuhaftı.

Evin önünde siyah bir araba vardı. Onu incelerken kapı açıldı ve yolcu koltuğundan annem indi. Böyle bir arabamızın olmadığına eminim.

Annem arabadaki kişiye el sallayıp eve doğru yürüdü. Sonra da araba gitmişti zaten.

Bende eve doğru giderken annem beni farkedip arkasına döndü. Ama sonra birşey olmamış gibi önüne dönüp kapıyı açtı.

Kapı kapanmadan bende kapıya kadar geldim ve eve girdim. Göz ucuyla annemi izliyordum.
Siyah kabanını çıkardı ve mutfağa doğru yürüdü.
Üstünde siyah ve düz bir elbise vardı. Vücut kıvrımları belliydi ve elbisenin düz olması göz önünde değildi bile.

Annem çok güzeldi. Esmer teni ve kömür karası saçları, seksi vücudu.
Benden bin kat güzeldi hatta. O kadar genç duruyordu ki kardeş sanıyorlardı bizi bazen.

Ben ise beyaz tenim, koyu kahve saçlarım ve kahverengi gözlerimle oldukça sıradandım. Sağ yanağımdaki gamzem belki beni güzel yapıyordur belki bilemiyorum.
Kendimi çirkin asla bulmuyorum ama güzel de bulmuyorum.

Neyse ne!

Odama çıkıp üstümü değiştirdim. Karnım fazlasıyla açtı. Sabah da birşey yememiştim ve dün akşam da.

Aç kalmak sorun değildi aslında ama babam gelmeden birşeyler atıştırmak istiyordum.

Telefonumu eşofmanımın cebine koyup odadan çıktım ve aşağı indim.

Annem mutfak penceresinin önünde telefonla konuşuyordu.

Aldırmadan dolabı açtım ve kahvaltılık bir şeyler çıkarmaya başladım.

"Azra?"

Şu son bir kaç yıl içinde ilk defa ismimi annemin ağzından duyuyordum. Normalde bana ismimle hitap etmezdi. Daha doğrusu benimle konuşma gereği bile duymazdı.

Yüzümü şaşkın ifadeden kurtarıp düz düz ona bakmaya başladım.

"Bundan sonra yemeğini odana götürmeni veya yemekten birkaç saat önce bir şeyler atıştırmanı istemiyorum. Anlaşıldı mı?" Bakışlarım hala düzlüğünü korurken annem ise gayet ciddi bir tavırla bana bakıyordu.

"Bu güne kadar ne değişti?"

"Anlaşıldı mı?" Soruma cevap vermeyip bastıra bastıra aynı şeyi söylemesi kaşlarımı çatmama sebep oldu.

Birşey söylemeden mutfaktan çıkacakken tekrardan durdurdu. "Çıkardıklarını geri topla."

Gözlerimi kapatıp derin nefes aldım. 18 yıllık hayatımda ilk defa böyle birşeyle karşılaşıyordum.

GÖLGEOnde histórias criam vida. Descubra agora