Halkların kahramanı ; HALKMAN

229 109 5
                                    

Sabah olmuştu alarmın sesiyle uyanmıştım.Güneşin pencerenin altından nazlı nazlı süzülen ışıkları görünce yataktan kalkıp pencereye doğru yöneldim.Pencereyi açtığımda etraftaki huzurlu kuş sesleri kulağıma  çok hoş geliyordu.Bugün nedense çok pozitiftim
ta ki annem " galksana kızım geç kalıyon " dedi.Biranda telaş etrafımı sarmıştı diğer tekini bulamadım ve yarım yamalak düzenlemiş çantamla okulun yolunu tuttum.
Okula geldiğimde sırt çantamı sınıfa fırlattıktan sonra Ozan ' ın sınıfı olan 12-Dil sınıfına gittim.Ozan 'ın morali çok bozuktu yanındaki boş sıraya oturdum.
Ozan " burada ne işin var ?¿ " dedi.Bende biraz ses tonumu yükselterek " size de günaydın Ozan bey " dedim Ozan " moralim bozuk anladın mı ? gelme üzerime dedi.Biraz ısrar ettim her seferinde reddetti son birkez daha sordum
"Ozan neyin var ne oldu ? "
Ozan tamam söyleyeceğim dedi ve derin bir soluk aldıktan sonra " Amerika ' daki annem uzun zamandır kanser hastasıydı dün gece rahatsızlanmış tam teşekkürlü bir hastanede tedavi görüyor ama düşünsene ben yanında değilim " dedi ve gözlerinden birer damla gözyaşı yere düştü ilk kez görüyordum ağladığını gözler damlalarının yüzünde bıraktığı izler adeta anlatıyordu ne kadar canının yandığını...
Ben gözyaşlarını sildikçe o daha çok ağlıyordu.Yalvarıyordum artık ağlama diye çünkü herkes beni güçlü biliyor ağlayamazdım.Annesi acı içinde kıvranırken Ozanın burada olması ona acı veriyordu hiç bir güç onu annesinden ayıramazdı babası o çok küçükken
ölmüştü babasını da hiç tanımamış zaten annesini de " babamın hatırası " olarak severmiş.Annesine sorarmış babasını yüzü nasıldı sever miydi insanları dermiş.
Ozan yanımdan kalkıp sıradaki çantasını alıp sınıftan çıktı.Peşinden çok koştum ama çok seri adımlar atıyordu yetişemedim.Bir kere daha Ozana doğru bir hamle yaptım kolunu yakalamıştım Ozan " ne var Elçin " dedi.Bende titrek bir ses tonuyla " nereye gidiyorusun "dedim. Ozan şu anda olmam gereken yere Amerikaya annemin yanına " dedi ve arkasına bakmadan gitti.Ozana dur da diyemezdim git de diyemezdim sadece arkasından baka kaldım...
*******
Sabah olmuştu yastığım ıslak uyanmıştım dün Ozan gittikten sonra aramamıştı sesini bile çok özlemiştim sanki Ozanın sesi kulağıma melodili şarkı gibi geliyordu mutlu olduğumda dinlesem neşeme neşe katan üzgün olduğumda dinlesem sesini sesi beni dertlendirirdi.Ozan gitmişti ama bana sanki kokusunu armağan etmişti çok özlesemde elimden bir şey gelmiyordu ö(z)lüyordum sadece...
Okul formalarımı üzerime giydikten sonra sabah kahvaltısı bile yapmadan evden çıkmıştım.Otobüse binip okula 3 durak kala otobüsten indim.Ozanın evine gidecektim.Ozanın evinin olduğu sokağa doğru koştum nefes nefese kalmıştım.Uzun bire koştuktan sonra kocaman şah şahalı bir evin önüne geldim.Evin Ozanlara ait olduğu çok belliydi çünkü Ozanın babası zamanın da çok zenginmiş annesine de bu evi bırakmış.Evin kapsına geldiğimde zile bastım.Kimse bakmamıştı bir kere daha zile bastım yine kimse duymamıştı.Bir kere daha zile basmak için parmağımı ileriye doğru uzattım o  anda kapıyı açan yaşlı teyzenin gözüne parmağım girmişti.Teyze acı içinde kıvranıyordu.Teyzeye yardım etmeye çalışırken "çek elini üzerimden" dedi.Mahçup bir yüz ifadesiyle " teyze özür dilerim valla bilerek olmadı dedim.Teyze baykuş gibi kafasını döndürerek " teyze mi "dedi.Bende "evet teyze" dedim.Teyze daha çok sinirlenmişti.
" ben Makbule sultan , sen bana teyze mi dedin "dedi 70-80 yaşında olmasına ramen makyaj yapan Makbule sultan...
Bende herhalde yaşlılığından dolayı duymadığı diye sesli bir şekilde " evet sana teyze dedim Makbule sultan" dedim.Makbule sultan kaşlarını çatarak " teyze halktaki insanların birbirine sesleniş şekli " dedi. Bende cevap olarak " valla teyze ben 17 yaşındayım ama teyzeyi senin gibi açıklayan ne gördüm ne duydum "dedim ve ekledim
" neyse tey... Makbule hanım Ozan nerede dedim.Teyze tek kaşını havaya kaldırarak
" sen kimsin "dedi.Bende " Ozanın sevvv... sınıf arkadaşıyım "dedim.Teyze yüzüme mal mal bakıyordu kulağı işitmedi sandım.Bir kere daha sesli bir şekilde tekrarladım
"Teyze ben Ozanın sınıf arkadaşıyım Ozan nerede "dedim. Teyze muzip bir gülüş atarak
" ilk söylediğinde de duymuştum torunumun sevgilisi" dedi ve ekledi demek Ozanın evde bahsettiği ama hiç adını söylemediği kız sendin demek " dedi.Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu elini omzuma koyarak " merak etme sırrınız bende güvende" dedi.
Biz teyzeyle konuşurken teyzenin yanına 4-5 yaşında küçük bir çocuk geldi.Çocuk teyzenin pantolonunun paçasına yapıştı adeta "  anneaneğğğ acıktı  " dedi. Teyze çocuğu kucağına alarak "  kızım kusura bakma çocuk acıkmış  onu doyurmam lazım bundan sonra bir de piyano hocasıyla dersi var " dedi. Piyano hocası mı 4-5 yaşındaki bir çocuğa hemde benim yüzümü gören bu kız Ozanın küçük üvey kardeşiydi.Kız beni gördüğünde " aaa Elçin abla gelmiş Ozan ağabeyimin sevgilisi merhaba Elçin abla" demişti.By küçük ufaklıkla tanışalı pek uzun zaman olmamıştı.Biz Ozanla telefon konuşması yaparken bizi dinlemiş Ozanla bizim mesajlarımıza bakmış bu küçük Enistien kılıklı kız...
Teyze " sırrınız bende güvende gelin kızım "dedi ve kapıyı kapattı.Saatime baktığımda öğlen teneffüsünün bitmesine 15 dakika vardı küçük bir plan yaptıktan sonra koşturmaya devam ettim.Otobüs durağına geldiğimde otobüsü beklemeye başladım.
Çok uzun bir süre değil yaklaşık 2 dakika sonra otobüs geldi.Otobüsün içine yolcuları eze eze de olsa binebilmiştim.Otobüsün içinde tek bir boş koltuk vardı ve o koltuğu gözetleyen aç gözlü yolcular...
Koltukla aramda 5 tane yolcu vardı.Çantamı sırtımdan çıkararak koltuğun üzerine doğru atmıştım tam isabet..! Kolukta çantayı gören yolcular arkaya doğru ilerlemeye devam ettiler.Koltuğun yanına geldiğimde bu koltuğu hala elimden alabilirlerdi.
Etrafımda otobüste yer kapmak için yaşlı takliti yapıp evlilik programında coşan amcalar ve teyzeler vardı.Koltuğu kaptırmamam için tek yapmam gereken her öğrencinin bildiği sıradan bir taktikti.Gözlerini kapatıp uyumuş numarası yapmaktı.Gözlerimi kapattım.Yanımda konuşan yaşılara kulak misafiri olmuştum.
Kadınlardan biri " biri şunu uyandırsın varis var benim bacağımda evladım menepozumda ... " dedi.Bu tür teyzeler otobüste koltuğu kapmak için her türlü özelini ortaya çıkaran teyzelerdi.Teyzenin yanındaki bir adam " belli okuldan geliyor yorulmuş bırakın uyusun "dedi.İşte halk kahramanı halkmandi bu adam...
Uyumuştum uyuduğumu farkettiğimde ise evi geçeli 3 durak olmuştu.Yanımdaki otobüs şöförünün omuzuma yaptığı işkence uyandırmıştı beni " kalksana abla son durak daha arabayı durağa teslim edeceğim "dedi.Otobüsten inerken saatime baktım saat 6 olmuştu.Bir kez daha otobüse binerek "ağabey beni  "eve kadar götürür müsün
dedim.Adam tekrardan "ablacım araba emanet onu durağa teslim edeceğim" dedi. Adama anlaşılan iyi dilden anlayamayacaksın diyerek çantamdan kuzenime aldığım gerçek tabancaya benzeyen bir su tabancısı çıkardım ve adama doğru silahı doğrulttum Adam "abla kıyma canıma çoluğum çocuğum var acı bana " dedi .Bende " iyi arabayı sür yoksa sana acımam "dedim. Adam boynundaki kıravatı gevşeterek arabayı sürmeye başladı ta ki evin önüne gelene kadar...
Adam evin önüne geldiğinde bana doğru dönerek " abla benim çoluğum çocuğum var kıyma bana bana bir şey olursa çocuklara kim bakar "dedi.Adam o kadar korkmuştu ki suratı terden su içinde kalmıştı.Adama " şimdilik canımın bağışlıyorum eğer bir daha karşıma çıkarsan tetiğe basarım " dedim ve ekledim ağabey sen çok terlemişsin biraz su ister misin ?¿"
Adam "çok iyi olur" dedi.Elimdeki su tabancasını adama doğrultarak sıkmaya başladım adam sırılsıklam olmuştu.Koşarak sokaktaki bir evin yanına saklandım adam arkamdan sayıp savuruyordu.Bir kaç kelime daha söyledikten sonra otobüse binerek sokaktan çıktı.Adamın sokaktan çıkmasıyla beraber evin içine girdim.

Erosun kırık okları(DÜZENLENİYOR)Where stories live. Discover now