Öykünün yanına oturdum ve Öyküyü dürtmeye başladım. "Öykü Öykü. Öykü Öykü." 15 dakikadır onu dürtüyordum ve Öykü diye sesleniyordum. Geç kalacaktık ya. Destuuuur diye bağırsamıydım ben ya?

-DEMET

Sabah sabah uykum bozulmuş. Yetmiyormuş gibi kızları mı uyandıracaktım ben? Nedir çektiklerim benim acaba? Miray'ın odasına girmekten nefret ediyordum. Gözümü alıyordu ya. Bu ne sarılık? Miraycığıma konuşuyorum. 'Sen bu sarılıkta nasıl uyuyorsun lan zilli?' Diye bağırasım vardı ama... Sarı renge laf ettiğimizde o da bizi ediyordu işte. Ee kırmızıma laf ederlerse bende onları ederdim yani. Kırmızıma laf yok. Kırmızılım sana yandı canım! Gözlerimi kısarak Miraya doğru gittim. Dürttüm kızı ve cırlamak yerine asker komutu verdim. "Asker kalk!" Bundan nefret ederdi ve gözlerini ovuşturdu. "Ya böyle uyandırmasan olmuyor değil mi zilli?" Sırıtıp kaldırdım hemen. Kolay olmuştu hayret!

-HANDE

Elçine üzülüyorum ve Demet'e. Demet'e odanın renginden dolayı üzülüyordum Elçine ise Öykünün uykusunun ağır olduğundan dolayı uyandırması için uğraşacağı için üzülüyordum. Bende pek ballı sayılmazdım. Melisa uyandırdığımda başımda cırlayacaktı sabah sabah. Sanırım bende o kadar iyi bir durumda değildim. Kendime üzgün bakışları attım ve Melisa'nın odasına yöneldim.

İyi olanı şuydu ki odanın rengini çok seviyordum. Mavi. Ama yeşilime aşıktım ben. Yeşil en büyük aşkımdı. Maalesef kulak tıkaçlarımı odamda unutmuştum uyku sersemliğimden. Uyandırdığımda Melisa'nın sesini az duyuyordum kulak tıkaçlarım sayesinde. Bakalım kulaklarım yalın haldeyken sağ kurtulacak mı?

Melisayı böyle uyandırmak istemiyordum ve saati elime aldım. Melisayı bakıp fısıldadım. "Üzgünüm kanka ama kulaklarım için." Dedim ve alarmı 2 dakika sonrasına kurdum ve odanın kapısına doğru geçip beklemeye başladım. Kulaklarımın sağlığı için orası daha güvenliydi.

Alarm çalmaya başlamıştı. 2 dakika ne çabuk geçmişti. Melisa gözlerini zor açmıştı ve saate bakış söylenmeye başlamıştı. "Saat seni kim kurduysa anasını bacısını sövdüreceğim." Başına geldim. "Anama laf yok." Dedim. Melisa anlamsızca bana bakmıştı. "Hadi uyandıysan salona." Dedim. Az zamanımız vardı zaten oradan mutfağa geçecektik. "Tamam." Dedi. Hayret bu sabah sessiz uyandı. Kulaklarım bu sabah zeybek oynasın. Çok şanslılar.

-ELÇİN

Ey talihim birisi seni siksin. Şansıma hep Öyküyü uyandırıyordum ya. Ya da uyandırmaya çalışıyordum. Okula geç kalacaktık ya! Cırlamak en son çareydi artık. "Öykü kalk lan kız! Öykü!" Diye sallamaya başladım. Öykü oh çok şükür ki gözlerini aralamaya başarmıştı. "Tamam Elço kalkıyorum Manço." Kıkırdadım. Uykulu hali çok komik oluyordu. Bir dakika! Manço? Barış Mançodan mı kastediyordu? Ne alaka ya? Çokta takmadım aslında Öyküydü bu. Uykuluyken saçmalıyordu. Kolundan tutup salona indirdim. Uyandırırken ayrı bir çaba sarf ediyordum sabah sabah bu da beni yoruyordu. Yorgun argın kızların yanına gittim. Melisa ve Miray gözlerini kırpıştırıyor Hande ve Demet'te farksızdı. Gerçekten bizim gibi gençlere üzülüyordum. Erken kalkmak tam bir işkence. Uykulu halimle bağırdım kalan son enerjimle. "Hadi mutfağa kızlar." Dedim ve uykulu bir şekilde mutfağa doğru gittik.

-MELİSA

Bugün cumaydı. Sabah pek bağırasım yoktu zaten. Hande sevindi zaten bağırmadığım için ama pazartesi görecek o. Burnundan fitil fitil getireceğim pazartesiyi ona. Elçinin dediğini yapıp mutfağa yöneldik. Selma ve Fadime teyze bize gülerek bakıyordu. Onlar bizden daha önce kalkıyorlardı. Nasıl uykuları yoktu ya? "Fadime teyze ve Selma teyze siz bizden daha önce kalkıyorsunuz nasıl uykulu değilsiniz?" Güldüler bu soruma karşı. Ne ya alt tarafı bir soru sormuştum. Selma teyze gülerek cevap verdi. "Biz alışığız kuzum." Dedi. "Biz 9 yıldır erken kalkıyoruz ama hala alışamadık." Dedi Miray. Haklıydı. 9 yıl erken kalkmamıza rağmen hala uykulu uykulu geziyorduk. "Ama biz erken yatıyoruz Miraycım." Dedi Fadime teyze. Haklıydı. Biz hep geç yatıyorduk ama doğamızda vardı böyle bir şey. Ben niye herkese hak verir oldum? Kahvaltıyı bitirdikten sonra Selma teyze ve Fadime teyzeye teşekkür edip sevgili mavi odama yöneldim. Tuvalete gidip rutin işlerimi hallettim. Döndüğümde mavi pijamalarımı çıkarıp renksiz cansız okul formamı giydim. Siyah etek ve beyaz üst. Klasik okul forma rengiydi işte. Tekrar banyoya döndüm ve sepetten mavi kurdelalı tokamı çıkardım ve saçımın ön kısmından biraz alıp yarım topladım. Kıvırcık saçlarımla uyumlu olmuştu. Tabii ki makyajsız olmazdı. Rimel alıp kirpiklerime uyguladım. Eyerline çektim bir güzel gözlerime. Kuyruğu zaten ince ve kıvrık yapabiliyordum ve dudaklarıma ruju sürdüm.

Düşman ÇetelerWhere stories live. Discover now