11; Something Magical

5.3K 346 259
                                    

Remus parolayı söyledi.

"Saçmalık."

Şişman Hanım bir tek kapının kilidini açtı. "Yalnızca parolayı söylediğine emin misin canım?" Bugünlerde elinden hiç düşmeyen kadehinden bir yudum alıp Remus'a eğildi. Yani, eğilebildiği kadar eğildi. "Neyin var güzelim?"

Remus kendi kendine mırıldandı. "Yerin dibine girmesi, ortadan kaybolması... Sahiden saçmalık." Şişman Hanım ona boş boş baktı.

"Kapıyı açar mısınız lütfen? Söylüyorum işte, saçmalık."

Şişman Hanım memnuniyetsizce kapıyı araladı.

"Tarot kartlarımı gördün mü?"

"Ne yapayım ben senin tarot kartlarını?"

"Kabalaşma," Peter oturduğu yere sindi. "Kabalaşınca beni korkutuyorsun."

"Korkutuyor muyum?" diye sordu James alayla. "Kılkuyruk, -"

Remus yanlarında belirince ikiside absürd sohbetlerini yarıda kesip ona baktı. James bıkkın ifadesinden sıyrıldı ve yavaş hareketlerle yerinde doğruldu. "Selam."

Remus kendini koltuklardan birine attı. "Bunu haftalar önce de söyleyebilirdin mankafa. Arkamızdan gizlice dinlemek yerine."

"Özürdilerimözürdilerimözürdilerim-"

Remus bunun olacağını tahmin etmişti.

"Ah, kes şunu," elini ona doğru salladı. "Hiç başlama- hey. Yağlı saçlarını çek suratımdan-"

"Onlara nasıl yağlı dersin," James Remus'un beline daha sıkı sarıldı. Peter'da komik nidalar atarak üstlerine çıktı.

"Hey, kalkın üstümden! Eğlenceli bir şey yaptığınızı falan mı sanıyorsunuz? Peter? Ne yapıyorsun Merlin aşkına? Komik olduğunuzu mu-" cümlesi gülmekten yarım kaldı.

"Gülmekten neredeyse uluyor," James Peter'ı göbeğinden dürttü. "Muziplik tamamlandı Kılkuyruk!" birlikte el çakıştılar.

"Aferin size," Remus oturur pozisyona geçip saçlarını düzeltti. "Şimdi ciddi olalım."

"Şurada biraz güzel vakit geçiriyorduk Aylak-"

"Ciddi dedim de, Sirius denilen aptal hangi cehennemde?" koltukta rahatsızca arkasına yaslandı. "Cidden, birkaç saattir onu arıyorum ve az önce de sinirden güldüm. Çok ciddiyim-"

Peter James'e fısıldadı."Çok fazla ciddi diyor."

"...okulun sınırları içinde mi en azından?" birden ayağa fırladı. "Bir saniye... Cezaya falan mı kaldı?"

James başını iki yana salladı. Remus'u oturması için koltuğuna geri itti. Peter'la bakıştıktan sonra gözlüğünü çıkardı, yavaşça sehpaya koydu.

Remus çatlak sesiyle sordu. "Ne? Ne oluyor?" Bembeyaz kesildiğinin farkındaydı; elleri karşısındaki şömine artık işlevini kaybetmiş gibi titremeye başlamıştı. James ise hiç de titremeyen ellerini kavuşturup sadece durdu.

Peter Remus için endişelenmiş olmalıydı ki, bacağını sıvazlayıp gülümsedi. Remus bu sefer ona döndü. "O-Ona... bir şey mi oldu yoksa?" Peter'ın yavaşça dudağını ısırması, Remus'un koltuğa sertçe tırnaklarını geçirmesine sebep oldu.

"Benbirşeybilmiyorum," diye şakıdı Peter.

"Abi- bir şeyler söylemezsen bayılacak." Peter James'in bacağına dayadığı dirseklerine ve zor-bir-karar-veriyorum ifadesiyle kıstığı gözlerine baktı. "Dostum, bu patronumsu tavırlar da neyin nesi? Kim olduğunu sanıyorsun, Dumbledore mu?"

moony&padfootजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें