10; Back to You

4.3K 288 186
                                    

Herkese merhaba! Asırlardır bölüm gelmediği için çok üzgünüm, bir türlü yazamadım. Hikaye de istediğim gibi gitmemeye başlamıştı o yüzden gidişattan emin olana kadar yayımlamamak istediiiim.

Sonuç olarak hikayeyi bitirmeye karar verdim ve bitirdim, sizleri ihmal ettiğim için de son iki bölümü peş peşe ekliyorum. İyi okumalar...

Remus tatlı uykusundan uyandığında, büyük kar taneleri rüzgârlı bir tipiyle buzlu pencereleri dövüyordu. Ürperip yorganını biraz daha kendine çekti ve gözlerini kırpıştırdı.

Nedense fazladan uyumuş gibi hissediyordu.

Bir süre yatağında öylece yattı ve dışarıdan gelen rüzgârın uğultusunu dinledi. İç gıcıklayıcıydı ama aynı zamanda huzur da veriyordu.
Yattığı yerden kafasını kaldırıp üç arkadaşına baktı.

James'in çıplak ayakları yastığında, başı yatağının ayakucundaydı. Üzerindeki pijama ters giyilmiş, dün geceden kalma siyah pantalonu ise çıkarılmamıştı. Saçları her zaman olduğu gibi dağınıktı. Çaprazındaki yatakta Peter, horluyordu. Yorganı yeri boylamıştı, sırtı Remus'a dönüktü. Diğer yatakta ise Sirius-

Aniden zihninde gerçekten yaşandığını kavrayamadığı görüntüler belirdi. Yavaşça yutkunurken kendi tükürüğünde boğulmamak için epey uğraş vermesi gerekti aynı zamanda. Sirius'un dün gece söyledikleri kelimesi kelimesine kafasında yankılanmaya başladı.

İçinden ılık ılık bir şeyler akıyormuş gibi hissetti...

Sirius'a bakmaya devam etti ve bu sefer yutkunmadı. Uzun saçları yastığında dağılıyordu, yorganını boğazına kadar çekmişti. Yüzü Remus'a dönüktü, kaşları çatık, dudakları da pembeydi.

Dün geceki öpücüğü düşünüp kızarmaya da başlıyordu ki, kafasındaki pembe bulutlar birden dağıldı ve içini kemiren bir düşünce belirdi zihninde. Ya Sirius daha önce birçok kez yaptığı gibi Remus'u görmezden gelirse ne olurdu? Tekrar "arkadaş kalalım" derse? Ya dün gece yaşanmamış gibi davranırsa? Peki ya sarhoş olduğu için dün gece olanları gerçekten unutursa?

İç çekti. Elinde bunların gerçekleşmemesini dilemekten başka bir şey yoktu.

Kafasındaki düşünceleri savuşturup (savuşturmaya çalışıp) her sabah yaptığı gibi yorganını tekmeledi. Peter yüzünden diline dolanan Acayip Kızkardeşler'in bir şarkısını mırıldanırken komidinine baktı. Saat 09.31'di.
Fark etmesi yalnızca birkaç saniyesini aldı.

Telaşla yataktan fırladı ve pijamasının üstünü çıkarıp yere attı. "James uyan! Peter, SIRIUS!" Yatağının ucundaki sandığı açtı ve üniformasını alelacele yatağa fırlattı. "Uyanın!"

James zorlukla gözlerini aralayıp elini yanındaki komidine attı, gözlüğünü arıyordu. "Aylak... Ne diyors-"

"Bugün günlerden ne?" diye sordu Remus bir saniyeliğine gömleğini iliklemeyi bırakıp. Bu haliyle aç bir kurda benziyordu, ne ironi ama.

"Çarşamba?" dedi James gözlük camlarını pijamasının kenarıyla silerken. Çok sakindi ve bu sakinliği Remus'u öldürüyordu.

"Çocuklar, çocuklar. Burada uyuyordum." İşte Peter da uyanmıştı, böylece Remus onu da bakışlarıyla öldürebilirdi. Bu sabah ikinci kez iç çekti. "Tanrım. Bana yardım et. Bugün pazartesi!"

"Hayır... Bugün... çarşamba." James'in sesi gittikçe kısıldı.

Peter güldü. "Ne çarşambası? Bugün pazar. Hatırlasanıza dün balo vardı, hatta McGonnagall Peeves'e tüm okulun önünde fırça atmıştı, Büyük Salon'a attığı tezekbombası balonun gününü değiştirdiği için... Hatırlamadınız mı?"

moony&padfootHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin