16.BÖLÜM''KARIŞIK''

213 27 3
                                    



Demi Lovato - Stone Cold

''Bunların hepsine ihtiyacın var mıydı?''diye sordu Elçin elindeki poşetlerle market kapısını açık tutmaya çalışırken.

Yanından gülümseyerek geçip merdivenlere ulaştım.
''Bunlar sadece kahvaltı için gerekli olan malzemeler,''
Sonradan bir şeyi hatırlar gibi yapıp duraksadı.
''Evet haklısın, Türk kahvaltısının ne kadar zengin olduğunu unutmuşum,''
Elinde tuttuğu poşetleri daha sıkı kavrayıp yanıma geldi.
''Tüm ülkelerin içinde Türk kahvaltısı en zengin olanıdır herhalde,''

''Tüm ülkelerin kahvaltı kültürü hakkında bilgi sahibi olduğumu söyleyemem fakat genel olarak herkesin az çok bilgisi olduğu ülkelerin kahvaltı kültürünü biliyorum ama yine de en şahşahlı olanı Türkiye'dir,''


''Eminim ki bizim kahvaltımızdan haberin dahi yoktur,''
Gülümsedim.
''Azerbaycan ile ilgili bildiğim bazı şeyler var ama kahvaltı kültürünüz bunların içinde değil ne yazık ki.''
Alttan bir bakış atıp mahcubiyetimi belli ettikten sonra birlikte karşı kaldırıma geçtik.


Apartmanların önünde her biri sokağı görecek şekilde dikilmiş olan ağaçlar uzanıyordu. Ağaçlar, burada yaşayanlar için bir anlam ifade etmese de yabancı birisinin gözünden bakıldığında insanda güzel bir his bırakıyordu. En azından bana göre, kendimi özgür ve dünyaya bağlıymışım gibi hissedebileceğim bir yermiş gibi geliyordu.

''Yani ülkem hakkında bildiğin şeyler var, öyle mi?''
Kafamı çevirip dikkatimi cevap bekleyen gözlerle bana bakan Azeri'me verdim.
Merak etmesi güzel bir şeydi herhalde değil mi?
Belki.

''Şunun şurasında komşu ülkeleriz, bilmem gerekir; Küçükken ailemden, büyüklerimden ya da çevremden Azerbaycan hakkında duyduğum birçok şey oldu tabii ki,''
''Aydınlat beni o zaman,''

''Şimdi mi?''
''Yolumuz var, dinlemeyi çok isterim.''
''Aslında söyleyeceğim çok fazla bir şey yok,''
''Hadi ama Özge!''

Ortada şaşılacak bir konu varmış gibi bana bakarak kaşlarını havaya kaldırması o kadar tatlı ve bir o kadarda alaycıydı ki!

Onu ilk defa bu kadar heyecanlı görüyordum. Açık söylemem gerekirse eğer; bu pek de Elçin'in olayı değildi.
İnsanları hareketlerinden okuyan tiplerden değildim ama kendi gibi davrandığı apaçık ortadaydı.
Derin bir nefes alıp anlatmaya başladım.

''Sonradan edindiğim bilgilerin çoğu internet yardımıyla oldu. Bunu neden yaptığımı soracak olursan eğer; Dış ülkelere fazla ilgim olduğundan diye bir cevap verebilirim sana ki bu senin için yeteri düzeyde bir cevap olmamakla birlikte çok da inandırıcı gelmeyecektir,''
Duraksayıp Elçin'e baktım.

''İçimi okudun,''deyip gülümsedi. ''Devam et,''

''İlgim ve merakım olduğu gerçeği var ama sanırım seni de tanımak istedim,''
''Beni zaten tanıyorsun sanıyordum,''
Bakışları yoldaydı.

''Karakter olarak az çok planını çizdim gibi ama demek istediğim o değildi,''

Akıllı olmasına akıllıydı ama fazla düşünüyordu.

''Şu ülkelere göre ' insanları değerlendirme ' olayını ne zaman aşacaksın?''
''Takıntılı olmadığım bir konuda aşama gerçekleştiremem,''
Gülümsedi.
''Peki, o zaman şu Çokbilmişliğini ne yapacağız?''
''Öyle algılayan sensin, sen düşün.''

''Beni daha iyi tanımak mı istiyorsun?''

Ne cevap vereceğimi kararlaştırmadan önce biraz düşünmem gerekti. Hem bu sayede onunla şu tatil köyüne gidip gitmeme meselesine bir çözüm getirebilirdim.

Onu daha iyi tanımak istiyor muydum?

İlk gördüğüm anda o kahverengi gözlerle bana bakıp kendisi normal fakat çevresindekiler garipmiş gibi davranan ve harfi harfine buna uyan Azeri'yi.

AZERİ YÂRİMWhere stories live. Discover now