ZORAKİ EVLİLİK

"Derin bana yardım eder misin inemiyorum"

sandalyeden kalkıp merdivenlere yöneldim hızlıca 2şer 2 şer merdivenlerden çıkıp Arasın kitli odasının önünde yoktu.

"Aras" dedim hızlıca

"içerdeyim."

"tamam bekliyorum."

"içeri girip meraklarından arınma vakti."

Hızlıca odaya girdim.Evet hızlìca ben bu anı bekliyordum boru değildi.

Her yer simsiyahtı.

Siyah renge boyanmış duvar siyah renkteki parkeler siyah perdeler ve siyah çerçeveler vardı
Fotoğraf bölümü yapılmıştı ipler asılmış fotoğraflarda siyaha boyanmış tahta mandallarla tuturulmuştu. Fotoğrafları ayrı ayrı incelemiyordum ama dikkatimi çeken bir resim vardı.

Aras suya atlarken ercan da kızı suya iterken yakalanan bir fotoğraf fotoğraflar aras için anlamlı olmalıydı kenarda tek kişilik bir yatak vardı renk tahmininde bulunmak isteyen?Doğru siyahtı zaten şimdide orada yatıyordu.

Sonra bir kapı daha gördüm hızlıca oraya girdim.

Gine siyahtı bir çalışma masası ve duvara yapıştırılmış bir çok kara kalem çalışmaları vardı. Diğerlerin bir az daha büyük olan 3 resim vardı biri gine o kızdı diğeri ise bendim.
Ne ben miydim.
Resme biraz yaklaştım.
Yüzümde ki en ufak detay bile vardı sonra diğer büyük resme baktığımda 4 yaşında bir bebekti
Bu kimdi?
Soru sormuyordum ama yemek yerken sorardım odada tek renkli şey duvarın en dibindeki 3 kapıydı ama 2 si gine aynı renkti biri gri ikisi ise kahverengiydi

Dipteki kahverengi odaya girmek için elimi uzatmıştım ki.

"ora olmaz ora için erken zamanı gelince girersin."
Ne zaman buraya gelmişti deminden yatıyordu.

Diğer kahverengi kapıya yaklaştım.

"peki buraya gireyim mi?

"gir" dedi düz sesiyle.

İçeri girdim.

Koşu bandı,mekik çekebilmesi için yere serilen büyük bezler,kum torbası,güç ölçücü vb.

Aletler odaya hoş bir hava katmıştı.

En az 20 tane siyah en az 8 tane gri olan el bandajlarını üşenmeyip saymıştım çok şekil duruyordu güzeldi işte kabul etmeliydim her odada ayrı bir güzelliğe sahipti.

Oradan çıkıp hızlıca gri odaya ulaştım ve girdim.

Bu oda mütişi olağan üstü büyüktü hemde bayağa 5 büyük raf vardı bura bir mini kütübahane idi.

Hızlıca rafların oraya gittim bu raf ful şiir rafıydı.
Alfabettik sırayla dizilmişti.
Odaya loş bir kitap kokusu vardı.
Diyer rafa doğru ilerledim.
Diyeri korku romanlarıyla oluşan bir raftı oldukça düzenliydi. Diğerleri de sıradan romanlar idi.

Odanın diğer tarafında büyük piyona vardı.simsiyahtı ama karanlıkta bile parlaya bilirdi.
Yerde bir tane gitar vardı.Keman masanın üzerindeydi.
Yeterdi bu kadar gezme

Hızlıca arkamı dönüp gidiyordum ki

"şuraya bakmayı unuttun prenses."

Dedi beyaz kapıyı gösterek.

Bu odayı buraya kim koymuştu beyazdı hemen odaya girdim Arasta peşimden girip kapıyı kapattı.

Bura bir bir bebek odasıydı.