~1~ İlk Bakışmalar

430 22 2
                                    



      Yağmur yağıyordu ve şimşekler çakıyordu. Wonwoo eline kahvesini almış camdan dışarı bakıyordu. Kafası allak bullak olmuştu. Artık o kadar çok prova yapıyordu ki kendi özel hayatına hiç özen gösteremiyordu. Daha çok çalışmak istiyordu ama hem beyni hemde vücudu onu bitkin düşürmüştü. Böyle zamanlarda dışarıya bakıp kahve içmek onu rahatlatırdı. Hele ki hava yağmurlu ve şimşekliyse gerçekten onun için harika olurdu.  O yine düşüncelere dalmıştı. Coups'un yanına geldiğini bile görmemişti. 


Coups : Hava çok kötü ha?


      Wonwoo, birden liderinin sesiyle irkildi. Düşünce dünyasından yeniden normale dönmüştü.


Wonwoo : Ne? Kusura bakma dalmışım...

Coups : Belli oluyor. Sanırım böyle havaları seviyorsun. 

Wonwoo : Evet. Nedense beni rahatlatıyor hele ki bir bardak da kahvem varsa. 

Coups : Bu rahatını bozmak istemem ama yarın bir performans gösterimizin olduğunu biliyorsun. Çalışsan iyi olacak. Bu sabah seni provalarda da göremedim. Herkes çok merak etti. Bir şey mi oldu?

Wonwoo : Sadece... birazcık düşünmeye ihtiyacım vardı.  Provalar felan derken kendime zaman ayıramadım.

Coups : Sende haklısın... Neyse biraz sonra prova odasına gel. 

Wonwoo : Tamam


      Kahvesinden bir yudum daha aldı. Hala düşünmeye ihtiyacı vardı. Fakat aynı zamanda çalışmalıydı.  Düşüncelerini beyninin bir kısmına iterek çalışmaya odaklandı. Hızlıca pratik odasına doğru gitmek için üstünü değiştirdi. Şemsiyesini aldı ve dışarı çıktı. Prova yerleri çok uzak değildi. Kapının önüne geldiğinde adımını içeri attı. Üyeler pratik için Wonwoo'yu bekliyordu.


Coups : Artık çalışmalıyız. Hadi Seventeen!


      Üyeler coşkuyla bağırdılar. Herkes şimdi prova yapmaya başlamıştı.  Böyle 3 saat prova yaptıktan sonra sıra 1 saat dinlenme molasındaydı. Wonwoo'nun yanakları çok çalıştığı için kıpkırmızı olmuştu. Alnından ter damlaları akıyordu.Bir kenera oturdu.  Soluklanırken bir ses duydu. Bu Mingyu'ydu.


Mingyu : Fazla çalıştın sanırım?

Wonwoo : Belli olmuyor mu? Cidden yorucu ama değil mi?

Mingyu : Öyle...


      Uzun bir sessizlik ardından Coups 'Yemek vakti geldi' deyince ikiside yerinden kalktı ve bir alanda diğer üyelerle birlikte yemek yemek için bir daire oluşturdular.  İkiside yan yana oturmuştu.  Wonwoo elini yemek çubuğu almak için uzattığında tesadüfen aynı anda Mingyu'da uzatmıştı. Elleri birbirine değiyordu. Bunu umursamadılar. Fakat ne zaman birisi bir yemeğe uzansa diğeride aynı anda o yemeğe uzanıyordu. İkiside bunu bilerek yapmıyordu ama hep aynı anda aynı yemeğe uzanıyorlardı. Bu Wonwoo'nun garipsemesine neden olmuştu. Mingyu'da en az onun kadar garipleşmişti. Kafalarını çevirip birbirlerine baktıklarında ikiside birbirinin birazcık kızarmış yüzünü görebiliyordu. 



I Like You [Seventeen Meanie]Where stories live. Discover now