Chapter 9

4.2K 138 21
                                    

-"Bebeğim bekle" gözlerimi kapatmış devam etmesini bekliyordum.
-"Noldu?"
-"Bu iş olduğunda pişman olmayacaksın değil mi?"
-"H-hayır sanırım"
Tüm isteğim yok olduğunda yüzüstü yatmak yerine oturdum.
Gülümsemeye çalıştı.Soru sorduğuna pişman olmuş gibi gözüküyordu.
-"Sen iyi birisin Justin" iki elimi boynuna koyup yanağını öptüm.
-"Şimdi dışarı çıkalım.Söz veriyorum kaçmayacağım"

- - - - - - - - - - - - - 

Yeni aldığımız kıyafetlerden birini giydim.Duş aldığım için saçlarım hala ıslaktı.
-"Hazır mısın?" Yatağın üstüne oturmuş telefonuyla oynuyordu.
Beni baştan aşağıya doğru süzdükten sonra gülümsedi.
-"Hazırım" ayağa kalkıp elimi tuttu ve etrafımda döndürdü.
-"Çok güzelsin" elini sırtıma kaydırıp kendine bastırdı.Nefesimiz birbirine karıştı ve ilk defa her şeyin durduğunu hissettim.Zamanın bile.

-"Öp beni" dedim zorlukla.Justin bunu beklemiyordu ama şaşkınlığını belli etmeden dudaklarıma kapandı.

Dili giriş izni istediğinde ağzımı araladım.Gerçekten harika öpüşüyordu.
Ensesinden kendime bastırdığımda beni kucağına almak için elleri bacaklarıma kaydı.
-"Hey Justin, dışarı çıkacağız"
Dudaklarımı ne kadar istemesemde ayırmak zorunda kaldım.
Saçlarını sinirle salladı.
-"Lanet olsun"

Aynanın karşısında birbirimize baktığımızda uyumlu bir çift olabileceğimizi fark ettim.
Boyum belki bir iki santim kısaydı ama ince bir belim ona oranla geniş kalçalarım vardı.
Aldığımız kot pantalon ve sweatshirtün benzerini o da giymişti.
Oldukça sevimli duruyorduk.

-"Gidelim mi?" Boynumu öptükten sonra köprücük  kemiğime başını koydu.
-"Evet , acıktım" karnımı tuttuğumda gülümsedi.
Anahtarı cebine soktuktan sonra arabaya gitmek için garaja indik.
Üç spor arabadan kırmızı olanı seçerken benim isteğimi yerine getirdi.
Kırmızı araba yolda hızla kayarken kemerimi sıkıca tutuyordum.
-"Çok acıktığını söylemiştin"
-"Bir dakika.. Beni nereye götürüyorsun?"
-"La Famigla.Bir aile işletmesi, seveceksin"
Küçük bir lokantada durduğumuzda içim bir anda ısınmıştı.
Küçük bir alana az sayıda masa serpiştirilmişti.Sadece iki müşteri vardı.
-"Buyrun bayan" dedi sandalyemi çekerken.
Yüzümde hiç eksik olmayan tebessüm ile sandalyeye oturdum.
-"Ne istersiniz?Şarap?"
-"Kırmızı"
Garson mönüyü gülümseyerek uzattı."Merhaba bay Bieber, sizi burada görmek ne güzel"
-"Merhaba Gusto"
Mönüyü karıştırırken Justin'in bakmadığını ve direk siparişleri verdiğini gördüm.
-"Deniz mahsüllü makarna istiyorum"
-"Söyledim" dedi Justin bana bakarak.
Ama nasıl?Güzel bir tahmin.

Şaraplarımız yarıya kadar bardaklara doldurulduğunda küçük bir yudum aldım.
Bana aldığı telefonumla fotoğraflarını çekiyordum.Ama çektiğim az bir fotoğraf ifşa çıkıyordu.
Telefona bakıp gğlme krizinine gördiğimde elindeki şarabı elinde sallayarak beni güldürmeye çalışıyordu.Ve başarıyordu.
Yemeklerimiz önümüze geldiğinde mırıldandı.
-"ne kadar hızlı yiyebilirsin?"
-"Seni yenebilecek kadar" dedim hırsım beni yiyip bitirirken.
-"Peki şöyle yapacağız.Eğer ben yenersem istediğim bir şeyi yapacaksın"
-"Eğer ben yenersem..." dedim çatalıma makarnayı dolarken "evime gideceğim"

Body Rhythm ➵ Justin BieberWhere stories live. Discover now