Al bir de buradan yak.

Start from the beginning
                                    


Fazlaca gergin gözüküyordu.

Kat düğmesi olmayan bir asansördü bu.

Bu nasıl bir oteldi?

Babamın yaptığı otel!

,


Oğuz'a bir şey sormadım.

Çünkü önümde ve sabırsızca asansörün açılmasını bekliyordu.


Sonunda asansör sarsılarak durdu.

Kapı açıldı.


Tanımadığım bir yerdeydik şimdi.

Oda gibi değildi.

Sanki bir üs gibiydi.


Son derece eski bir usulle yapılmış bir koordinasyon merkezini andırıyordu.

Adımımı attığım anda  asansör kendini geriye itti ve boşlukta kayboldu.

Şaşkınca asansörü kaybolana kadar izledim.

Kaybolunca birden duvara dönüştü az önce indiğimiz yer.


Eski tip örülmüş tuğladan bir duvar oldu ve hafifçe toz kalktı.

Uzun zamandır kullanılmadığı belliydi.

Yavaşça arkamı dönerek Oğuz'a baktım.

Kahverengi deri bir berjerde kendini yaymış oturuyordu.


Bu kadar sakin görünmesine mi şaşayım yoksa kendisine viski doldurmasına mı şaşayım karar veremiyordum.


''Oğuz aklın mı gitti.

Neler oldu?''


Oğuz yarım bir gülümsemeyle bana baktı.


''Bir şey olmadı asker.

Sirenler çaldı ve kaçtık.

Herkes gibi'' dedi sakince.


Küçük bir gülüş attım.


''Farkındaysan herkes otelin dışına kaçtı.

Bizse içine!'' dedim yaptığımızın saçmalığını anlatmak istercesine.


Yanındaki berjeri gösterdi.


''Otur asker,otur.''


İlerleyerek babamın çalışma odasına benzer bu yerdeki berjere sakin olmaya çalışarak oturdum.


Bir şey söylemeden daha ben sakin sakin konuşmaya başladı.


''Kasanın orada olduğunu bir anda herkes öğrendi.

Öğrenince bir karışıklık çıkarttılar.

Herkes o kalabalıkta kaçtı.

Biz de kaçtık.

Yoksa dikkat çekerdik,değil mi asker?

512Where stories live. Discover now