BÖLÜM 6: SAVAŞACAĞIZ

1.5K 120 23
                                    


---Dave---

Eric'e bir kurt adam olduğumu söylemem üstüne koşarak yanımdan uzaklaştı ve benim elimden de sadece arkasından izlemek geldi. Görüş alanımdan çıktıktan sonra gözlerimi kapattım ve olduğum yerde bir süre bekledim. Bir yandan kadere sinirleniyor bir yandan içinde olduğum duruma üzülüyordum. Eric'i anlıyordum çünkü aynı şoku ben de dün yaşamıştım ve o bize itiraf ederken benim bir kurt adam olduğumu bilmiyordu ama ben ona bir kurt adam olduğumu söylerken onun bir avcı olduğunu biliyordum. 

Bir süre orada yalnız başıma dikildikten sonra böyle beklemenin bir yarar sağlamayacağını düşündüm ve en azından Claire ve Luke'un yanında olmak için derse girmek üzere yürümeye başladım. 

Sınıfın kapısının önünde geldim ve elimi, kapıyı çalmak için hazırladım. 'Umarım içeride beni seven bir öğretmen vardır.' diye dua ettim ama sonra kendi istediğim şeye güldüm. Okuldaki hocaların çoğu beni sevmezdi. Haylazdım. Çok konuşur, hiç susmazdım. Derslere çok katılmaz, ödevlerimi aksatırdım. Neden seveceklerdi ki?

Kapıyı çaldıktan sonra kolu kavradım ve yiyeceğim azara hazır bir şekilde kapıyı açtım. Önce içeriye başımı uzattım. Sonra daha içeriye tamamen girdim ve kapıyı ardımdan kapattım. 

"Özür dilerim..." sınıfı gözlerimle taradım ve Bayan Becky'yi gördüm. "... Bayan Becky." diyerek tamamladım sözlerimi. O da bana güler yüzle önemli olmadığını, yerime geçip oturmamı söyledi ve derse kaldığı yerden devam etti.

"Başka bir şey isteseydim olacaktı." diye kendi kendime mırıldandım sıraya doğru yürürken.

Her zamanki gibi Claire ve Luke en arka sıranın bir önündeki sırada oturuyorlardı. En arkadaki iki sıra boştu. Önüne gelince bir süre boş sıralara baktım. Birisinde Eric oturmalıydı bu sıraların. Ama yanımda değildi. Ben de oturdum ve dersi dinlermiş gibi yapmaya başladım. Claire benimle hiç ilgilenmemişti ama sebebi tahmin edemeyeceğim bir şey değildi. Ders Bayan Becky'nindi ve eğer benimle muhatap olmaya kalkarsa, anında azarı işitirdi. Bu yüzden ona kızmadım ve olanları anlatmak için teneffüsü beklemeye başladım. Aklımdan geçen bin bir düşünceyle birlikte ders çok çabuk geçmiş gibi geldi. Resmen gerçeklikten kendimi soyutlamış ve olanları tekrar tekrar canlandırdığım hayal alemine dalmıştım. Teneffüs ziliyse beni tutup bu hayal elimden beni çıkaran el olmuştu. 

Claire, kafasıyla Bayan Becky'nin sınıftan çıkışını takip ettikten sonra, kadın çıkar çıkmaz Luke ile birlikte arkasını döndü ve soran gözlerle bana bakmaya başladı. Anlatmam için sormasına gerek yoktu.

"Söyledim. Koştu ve gitti. Ne olduğun ben bile anlamadım. Karşıma bir kazıkla çıksa da şaşırmam, yarın gelip de 'Esprin çok komikti.' dese de şaşırmam." Claire sadece başını sallamakla yetindi bu sözlerim üstüne.

"Hiçbir şey söylemedi mi?" diye sordu Luke da. Ben de Başımı sağa-sola sallayarak cevap verdim. 

"Peki bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun?" bu sefer soru Claire'dan gelmişti.

"Akışına bırakacağım. İlk hamleyi ondan bekleyeceğim. O nasıl davranırsa, ben de aynı şekilde karşılık vereceğim. Tabii en iyi arkadaşım olduğunu unutmadan. Beni düşmanı olarak görürse, fikrini değiştirmeye çalışacağım."

"Umarım kurt adamlığımız, arkadaşları olduğumuz gerçeğini değiştirmez onun için." diyen Luke'u de gözlerimi usulca kapatarak ve başımı öne-arkaya yavaşça sallayarak onayladım. Arkadaşlığın anlamı bu değil miydi zaten? Din, dil, ırk ayırt etmeden birbirini sevmek değil miydi? Zor gününde yanında olmak, birlikte gülmek, birlikte ağlamak değil miydi arkadaşlık?

SON MELEZLER ( DOĞUŞTAN ALFA 3)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن