1.Bölüm-1961

1.3K 59 5
                                    


Sevmek...Ama kimi sevmeli.Gelip geçici olursa elemlerine değmez.Ebedi aşksa imkânsızdır.

Tolstoy


15 Ağustos 1961

Tabutundan kalkarken "Burada olman hiç ahlaklı bir davranış değil Ursula" dedi Antonio.

"Alyssa dün gece geldiğini söyledi ve ben... Seni görmek istedim." Çıplak göğsüne ve dağınık saçlarına bakmamaya özen göstermem gerekti. "Özür dilerim."

Saniyeler içinde tam karşımdaydı. Saçlarımı okşadı. Saçlarımı okşamasını seviyordum.

Baştan çıkarıcı gök mavisi gözleri muhteşem dudaklarının hafifçe yukarı kıvrılmasıyla birleşerek gamzelerini ortaya çıkardı. "Beni özledin mi tatlım?"

"Sanırım... Yani evet, elbette!" Gözlerimi ondan kaçırıyordum. O masmavi gözler... Beni delip geçen mavilik... Boynuna sarılmamak için kendimi zor tutuyordum.

Dudaklarını benimkilere yaklaştırdı. "Ben... Seni çok özledim."

"Hmm... Şey... Ben de... " diyebildim. Artık o gözlere bakıyordum. Tanrım! Bu ne Tanrısal bir yüz...

Aniden arkama geçti ve nazikçe saçlarımı arkaya attı. Nefesini boynumda hissediyordum. "O kadar muhteşemsin ki Ursula. Kokunu düşleyip kanını arzuluyorum karanlık gecelerimde."

Kalbim bir kuş misali o kadar hızlı atıyordu ki. Tüm cesaretimi toplayıp ona döndüm. "Beni seviyor musun Antonio?"

Elleriyle nazikçe belimi kavradı. Sivri dişlerini alelade göstererek gülümsedi. "Sana aşığım Ursula. Seninle evleneceğiz. Şüphen mi var?"

"Ama hala babamla konuşmadın. Kendimi kötü hissediyorum."

Hala saçlarımı okşuyordu. "Neden kötü hissediyorsun tatlım?"

"Çünkü çekip gidiyorsun. Koridorda hizmetlileri emiyorsun. Her gece yatağında başka biri var. Beni aldatıyorsun!"

"Ah aşkım! Sonsuz aşkım... Ben hem erkeğim hem de vampirim. İhtiyaçlarım var. Evlenmeden senle olamam da seni ısıramam da."

"Beni aptal yerine koymana izin veremem Antonio."

"Ne münasebet! Seni nasıl aptal yerine koyarım. Nasıl söylersin bunları. Kalbimi acıtıyorsun."

"Bana ihanet ediyorsun Antonio. Beni aptal yerine böyle koyuyorsun. Sana olan saf ve temiz aşkıma, duygularıma tecavüz ediyorsun."

Büyülü gözlerine aldırmadan baktım ona. "Eğer beni sevseydin; burada sadece benim olurdun, bir başkasının değil. Bana yalan söyleme. Kararımı verdim."

"Ne kararı?"

"Birçok şeyin farkındayım Antonio. Başından beri bana tatlıca işkence etmene izin vermemeliydim. Bu hissettiklerime inanmıyorum çünkü gerçek değiller biliyorum. Beni sevmediğini de biliyorum. Ama senden uzak da duramıyorum."

Yüzümü okşuyordu. "Seni zavallı, tatlı, masum şey..."

Elini savurdum. "İtiraf et! Asla aşkıma gebe kalmadın değil mi?"

"Benden ve aşkımdan kurtuluşun yok!"

"Ben gidiyorum. Babamla konuştuğunda çık karşıma. Ancak o zaman inanırım sana."

"Seni etkileyemiyorum" dedi yavaşça. "Gitme!" dedi ardımdan.

"Evet etkileyemiyorsun. Etkilediğin zamanlar da kendimde olmuyorum. Eğer beni gerçekten seviyorsan babamla konuş Antonio."

Kapıyı açamadan karşımdaydı. "Seni istiyorum. Sadece seni..."

"Çekil yolumdan!" dedim ona bakmamaya özen göstererek. Beni etkilemesine izin vermeyecektim bu kez.

Eliyle belimi kavradı ve gözümü açtığımda onun yatağındaydım. "Beni bırakamazsın. Sen bana aitsin."

Üzerindeki gömleği bir hamleyle parçaladı ve tam üstüme uzandı. Bakışlarıyla göz bebeklerime kadar dokunduğunun farkındaydım."Eğer beni paylaşmak istemiyorsan şimdi benim olacaksın Ursula!"

Dudakları boynumdaydı. O gözlerde eriyip gittiğim anı hatırladım. İstiyordum bunu. İlk ısırığım o olmalıydı.

Dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Tüm benliğim onun olmak istiyordu. Az önce söylediğim her kelimeyi unutmuştum. Öpücüklerine acemice karşılık verdim.

İlk öpücük... İlk ısırık...

Öpücüklerini boynumda sonlandırdı ve "Hazır mısın?" diye bile sormadan başımı arkaya doğru gerdi, elleriyle belimi kavradı ve beni sertçe ısırdı. İlk başta acıyla inlemiştim lakin gittikçe bu acı yerini hazza ve aşka bırakmıştı.

***

Ah! Tam keyif alırken içeri tahmin edin kim girdi.

Alyssa!

"Ne yapıyorsun kızıma? Bırak onu!" dedi Alyssa.

"Çık odamdan hizmetçi! Bunu o istedi."

Hala Antonio'nun kollarındaydım. Üstelik bayılacak gibiydim. Başımı kaldırıp onlara bakamıyordum bile. Hazzın yerini acı almıştı bu kez. Ben ne yapıyordum? Kan fahişesi miydim yoksa basit bir hizmetli miydim ki bana bunu yapmasına izin vermiştim. Isırılırken aldığım hazdan utanmıştım.

"Kızım!" dedi Alyssa. "Bu doğru mu? Sen mi istedin?"

Dudaklarımı zorlukla araladım. "Beni... Götür..."

Alyssa hışımla Antonio'ya vurdu. "Bırak kızı pis emici!"

"Bırakmazsam ne olur? Eğer istiyorsan seni de mutlu edebilirim" dedi Antonio.

"Gardiyanları çağırırım. Sen kim oluyorsun da kralın kızını zorla emiyorsun. Onu fahişelerinle mi karıştırdın?"

Alyssa'nın fahişelerinle kelimesi öyle canımı yakmıştı ki. Antonio'nun odasına gelen bendim.

Tanrım, affet!

"Gardiyanlar!" dedi Alyssa. "Gardiyanlar!"

"Tamam. Kes sesini! Al sevgili kızını da defolun odamdan" dedi Antonio. Tiksinerek bakıyordu bana. Beni resmen bir paçavra gibi Alyssa'nın kollarına atmıştı.

"Seni adi!" dedi Alyssa. "Cordelius'a söyleyeceğim. Bana o vampir etkin sökmez!"

Kollarımdan birini omzuna attı. Yürüyemiyordum. Kapıdan çıkarken Antonio'ya baktım.

Antonio elinin tersiyle ağzını sildi. O büyüleyici gülüşüyle bana baktı."Imm... Enfes bir kahvaltıydın tatlım. Ama eğer yaşamak istiyorsan, hadi yaşa. Eğer gitmek istiyorsan, hadi git. Nasılsa bana geri döneceksin. Başladığımız işi bitirmeyi arzu edeceksin karanlık gecelerde. Nefesimi boynunda hissetmek isteyeceksin. Benim olmak isteyeceksin."

Lanet olsun!

Bayılmıştım!


Harrison Krallığı (Tamamlandı)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن