-6-

11K 1.1K 115
                                    

Kulağa bencilce geldiğini biliyorum fakat düşündüklerim kafama iyice yerleşirken Aykut'la bu haldeyken daha fazla sevgili olamayacağıma karar veriyorum. Onsuz nefes dahi alamayacağımı düşünürdüm oysa. O elimi tutmasa, daima mutsuz hissedeceğime inanırdım.

Şimdiyse iş ciddiye binmiş gibi geliyor. Ondan ayrılmak canımı çok yakacak ama eğer hedeflerime ulaşabilirsem, bir daha asla bu eziyetler olmayacak. Her gün onu kaybetme korkusuyla ağlamama, insanlar tarafından hor görülmeme gerek kalmayacak. Birazcık sabredemez miyim? Yahut Aykut yapamaz mı?

Aksini düşünmek istemiyorum. Bu kararı zar zor verebilmişken yapamam. Hem belki böylesi Aykut'un da hoşuna gider? Bana mankenlik meselesinden bahsetmeme sebebi de belki budur? Nasıl söyleyeceğini bilememiştir, üzülmemden korkmuştur?

Tüm gün bunları düşünüyor ve Aykut'un ders çalışma hayallerini boş vererek odasının içinde geziniyorum. Bir sürü fotoğrafımız odanın içine yerleştirilmiş durumda. O kadar iğrençler ki. Ben iğrencim. Onun yanında öyle itici geliyorum ki gözüme... Bir manken olacak ve yanında bu çirkin halimle mi dolaşacağım?

Yutkunup beni kararımdan caydırmak isteyen iç sesimi ve vicdanımı susturuyorum. Yapamam. Okulda belki dayandım ama dışarıda dayanamam. Ne zamana kadar yapabilirim ki?

Elinde tepsiyle odaya giriyor Aykut. Kocaman iki sandviç, pasta ve kola var tepsinin üzerinde. Bana bakarken göz kırpıyor:

-Acıkmıştın, değil mi?

-Evet.

Ona yardım edip yanına, yere çöküyorum. Yatağına yaslanıp yemek yeme bizde bir klasik haline geldi. Ekmekten bir parça ısırırken içimi çekiyorum. Allah'ım, Aykut'u çok seviyorum. Onu kaybetmek istemiyorum. Aptallık mı ediyorum? Yanlış mı düşünüyorum?

-Sana bir şey söylemek istiyorum.

-Söyle pamuk şeker.

Neşeli sesi gözlerimi dolduruyor. Bana kızacak değil mi? Beni anlamayacak yine. Ne kadar ezik hissettiğimi asla anlamayacak.

-Ben seni çok seviyorum...

Başımın üzerini öpüp gülüyor:

-Ben de seni çok seviyorum.

-Ama...

Ses tonu aniden değişiyor, elindekileri tepsiye bırakıp bana dönüyor:

-Ama?

-Birkaç gündür düşündüğüm bir şey var.

-Neymiş?

Kaşlarını çatıp kötü haberin geleceğini hissetmiş gibi dikkatle yüzüme bakıyor.

-Ben... Senin bir iş teklifi aldığını duydum.

Ağzını açınca engelliyorum onu.

-Bana söylememene kızmıyorum. Çok aşağılayıcı olabilirdi. Ben... O günden beri düşünüyorum Aykut. Sana layık değilim. Yanına yakışmıyorum ve aslında bunu çok istiyorum.

-Ayça, ne saçmalıyorsun Allah aşkına?

Dişlerini sıkıyor sinirle. Görmezden geliyorum bu kez çünkü ağlamak üzereyim.

-Saçmalamıyorum. Artık insanların bizim hakkımızda konuşmasından bıktım usandım. Beni aşağılamalarına dayanamıyorum artık. Sen manken olduktan sonra ne olacak sanıyorsun? Daha kötü olacak.

-Ayça, ben teklifi reddedeceğim. Manken falan olmayacağım. Seninle üniversiteye gideceğim.

-Hayır.

Pamuk ŞekerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin