İlk Buluşma...( BÖLÜM 8)

Start from the beginning
                                    

Elif tüm gece onun yanındayken nasıl davranacaktı? Ne yapacaktı?...

Bu düşüncelerle otoparktan çıkıp bahçeden giriş kapısına yöneldi. Üç yıldır İstanbul'da yaşamasına rağmen buraya ilk kez geliyordu. Burası tahmin ettiğinden de daha büyüktü. 

Kapıdaki görevli x-ray cihazından geçerken elindeki biletleri görmek istedi.

İçeriye geçtiğinde burasının bir konser salonundan çok etkinlik alanına benzediğinin gördü. Yemyeşil çim kocaman bir alanın üzerine büyük bir bahçe kurulmuştu. Etrafta stantlar, tezgahlar, küçük çadırlar yer alıyordu. Hepsinde de bu geceki konser ile ilgili broşürler, el kitapçıkları, Ayla Algan'ın geçmişten bu güne kadar tüm cd'leri albümleri vardı. Bahçenin sol tarafında ise küçük L şeklinde bir bar,  sağ tarafta ise büyük cam bir fanusu andıran konser salonu yükseliyordu.

İnsanlar şu an bahçede durmuş gruplar halinde konuşuyor, ellerinde içeceklerini yudumluyor ve konser saatinin gelmesini neşe içinde bekliyordu.

Her yaştan izleyici vardı. Lise çağından altmışlı yaşlara kadar. Esra geçti aklından keşke oda burada olabilseydi. Tabi ya kahretsin heyecandan Esra'yı aramayı unutmuştu. Eve dönünce Tuğçe ne derse desin ilk iş olarak Esra'yı arayacaktı. Kraliçeyi daha fazla sinirlendirmek istemiyordu.

Saat 20:15 olmuştu bile. Konserin başlamasına on beş dakika kalmıştı. Peki ya Bay Rica Ederim o neredeydi? Gelse bile bunca kalabalıkta bu koca bahçede Elif'i nasıl bulacaktı ?

İnsanlar küçük gruplar halinde konser salonuna girmeye başlayınca Elif de son kez etrafa bakınıp salona doğru yöneldi.
Salon kapısından girince çantasını çıkarıp biletlerine baktı. A-23/A-24. Gördüğü oturma düzenine göre biletler birinci sıradaydı. Ayla Algan'a birkaç metre kala onu dinleyecekti.
Heyecanla dudağına dişini geçirdi. Bu harikaydı ama ya şu Bay Rica Ederim o neredeydi. Hala ortalarda yoktu.

İlerleyip sıraların arasından yerini aldığında etrafta yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlamıştı.
Tüm salondaki koltuklar dolmak üzereydi. Ama yanındaki koltuk hala boştu. Yerinden doğrulup son bir umutla etrafına bakınca huzursuzca arkasına yaslandı.

"Ne bekliyordun geleceğinin mi" diye söylendi kendi kendine.

Böyle bir adam böyle bir konsere niye gelsin ki diye geçirdi aklından. Hem de hiç tanımadığı bir kızın peşinden. Ah Tuğçe. Bu kız gerçekten çok ama çok fazla hayalciydi. Bir de hayallerinin peşinden Elif'i sürüklemeseydi.

Saat 20:30 olmuştu artık. Konser saati gelmişti. Ancak Dağhan gelmemişti. Gelmeyecekti de. Tuğçe'yi arama zamanıydı.  Maya tüm hafta boyunca başının etini türlü ateşli senaryolar ile yemişti şimdi ise bunun hesabını gelip kendi ayakları ile Elif'e vermeliydi. 

Çantasından telefonunu çıkarıp Tuğçe'nin numarasını buldu. Şimdi arasa ve konuşsa salonda yoğun bir uğultu vardı. Hazırlık yapan gitaristler, basçılar, davulcular ve tabii ki bir de salondaki kişilerin alkış ve tezahürat sesleri.

Mesaj atsam daha iyi olacak diye geçirdi aklından. Parmakları hızla tuşların üzerinde hareket etti.

-Maya seni kendi ellerim ile boğmam için hemen buraya geliyorsun. Çünkü seni öldürmek için ben bu konseri bırakıp da ayağına kadar gelemeyeceğim... Bay Rica Ederim beni ekti-

Hissettiği şu anda hayal kırıklığıydı, farkındaydı. Ama niye? Şu an bir Ayla Algan konserinin tam ortasındaydı ve en ön sıradan konseri izleyecekti.
Bu konser bir hafta önce şu adam karşısına çıkmadan olmuş olsa onu çıldırtmak için yeterdi. Ama şimdi ise niye böyle bir hayal kırıklığı hissediyordu bilmiyordu. Daha birkaç kelime dışında bir şey konuşmadığı bir adamın yolladığı biletlere eşlik etmediği için olamazdı bu hayal kırıklığı dimi?

BUZ KRALWhere stories live. Discover now