Bölüm 24#Elveda Yiğit! #

4.6K 214 8
                                    





Odanın içine göz attığımda odanın dört yanı resimlerle ve gazete parçalarıyla doluydu. Ayağa kalktığımda daha yakından görmek için resimlere yanaştım. Çoğu benim resimlerimdi, ama burada tuhaf olan ise bu resimleri neden bu odada saklıyordu. Uyurken bile resmim vardı. Artık gazete haberlerine bakmaya başlamıştım orada bir kazadan bahsediyorlardı. İyice yanaştığımda çok tanıdık geldiğini anlamıştım. Haberde benim Babam ve Annemin yaptığı kazadan bahsedilmişti fakat bunların burada ne işleri vardı. Hayal mayal hatırlıyordum onların bu kaza yapmalarının sebebi sarhoş bir sürücünun suçuydu ama hiç bir zaman bir ipucubbulunamamıştı. Hayatımın üzerine yemin etmiştim onu bulduğum da hiç bir zaman affetmiyecektim. Arkamı döndüğümde bir çalışma masası vardı oraya doğru yürüdüm. Üzerinde siyah deri kaplı bir kitap vardı sanırım bir günlüktü. Elime aldım sayfaları çevirmeye başladım, hemen anlamıştım bu Yiğit'in yazısıydı. Önüme ilk gelen sayfayı okumaya başladım.

Hepsi benim yüzüm olmustu gencecik kız yetim kalmıştı, ben bu kadar içmeseydim bu kaza olmayacaktı...

Ellerim titremeye başlamıştı, sayfayı cevirmekten korkuyordum çünkü gerçeklerle yüzleşmek istemiyordum. Bu imkansızdı, olamazdı o zaman Yiğit miydi buna sebeb olan, yani benim evlendiğim adam mı? Aşık olduğum adam mı? Kalbim okuduklarımı kaldıramadığını düşünsem bile yinede parmaklarım benden bağımsız sayfaları değiştirdiler.

Bu gece yine uyuyamadım sürekli kaza anı rüyama giriyordu ve ben vicdan azabından yatamıyordum.

Bir tane kızları varmış onu daha hiç görmedim, onu görsem özür dilemek isterdim. Ama benden nefret ederdi biliyorum. Aradan bu kadar zaman geçtikten sonra karşısına çıksam da boşuna onu üzerdim. Sadece ismini öğrenmiştim adı Azra'dı.

Kitap ellerimden kayıp yere düştümüştü, bunların gerçek olduğuna inanmak istemiyordum yani benim ailemin katili Yiğit miydi?! Ne düşünmem veya ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. İçimde öfke ve hayal kırıklığı vardı ama ağır basan ise kalbimdeki acıydı. Kalbimin içine sanki bıçak saplamıştı ve kanıyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ayakta durucak derman kalmamıştı dizlerimde. Oturdum yere çöktüm. Sakin olup derin nefes alıp verdim çünkü ben artık burada kalamazdım. Ailemin katili ile aynı evde nefes alamazdım. Onun koynunda nasıl yatardım. Anne Baba lütfen affedin bilmiyordum yoksa burada kalırmıydım. Kim bilir benim hakkımda ne düşünüyor oluyorlardı. Benden utanırlardı belki de. Benim kesin bu evden ve Yiğit'ten kurtulmam gerekti, hemen tekrar ayağa kalktım ve kendi odamaza geçtim. Dolaptan boş valizi çıkarttım ve kıyafetlerimi içine dizdim. Gidecek tek bir yerim var dı oda Maya'nın yanı olurdu. Biliyorum hatta emindim beni ilk başta orada arayacağını ama şansımı denemek zorundaydım.

Belkide ona bir veda Mektubu yazsam iyi olurdu o zaman peşimden gelmezdi. Çekmeceden beyaz bir kağit ve kalem aldım elime. Sonra başladımilk satırları yazmaya.

Yiğit

Seni ilk gördüğüm günü hatırlıyorum, ilk defa bir adamdan bu kadar korkmuştum. Neden benimle bu kadar çok evlenmek istediğini anlam veremiyordum. Benim gibi sıradan bir kız için böyle ısrarcı olman beni daha çok korkutmuştu. Önüme o zaman Savaşı koymuştum ben onun hayatı karşılığı kabul etmiştim seninle evlenmeyi. Daha sonra ikimiz bir birimizi tanıdıkça karşılıklı hoşlanmaya başlamıştık. Sonra gerçek bir evlilik olmuştu bizim aşkımız.Tenine dokunmak bile beni öldürmeye yetecek kadar heyecan vericiydi o gün.

Ben Savaşı sevdiğimi zannediyordum ama asıl aşkı ben seninle tatmıştım.Bana ilk başlarda yaptığın kötülüklerine karşı yinede seni sevmiştim. Ama bugün öğrendeklerimden sonra bu defa bu çok ağır geldi. Sen benim ailemin katilimişsin meğer. Ben nasıl seni affederim göz yumarım buna. Sen bunu bile bile nasıl benimle evlendin Yiğit?!Senden sadece son bir isteğim var, lütfen beni arama. İkimiz için en iyisi bu. Biliyorum senden istediğim çok zor ama beni biraz olsun seviyorsan bu son isteğime saygı göster.

Azra

Mektubu masanın üzerine bıraktım ve valizimi aldım. Kapıda son defa arkamı döndüm ve beraber hep uyuduğumuz yatağa baktım. Gözlerimdeki yaşları artık durdurmanın bir anlamı yoktu akmalarına izin verdim.

"Elveda Yiğit!" diye fısıldadım.

Sonra bir daha arkamı dönmemek üzere evi terk ettim. Yoldan geçen bir taksi durdurdum ve arkadaşımın adresini verdim şöföre.

Arkadaşımın evinin önüne geldiğimde söföre ücreti ödedim ve indim.Valizimle eve doğru yürüdüm. Arkadaşım Maya bir apartman dairesinde oturuyordu, zile bastım ve beklemeye başladım. Sonunda kapı açılınca Maya yı karşımda görünce tekrar ağlamya başladım. Oda beni hemen kollarının arasına aldı ve beraber içeri girdik.

"Azra neler oluyor tatlım?" sordu ve aynı aynada beni koltuğa oturttu.

"Sonra konuşsak Maya" cevap verdim ağlamaklı sesimle.

"Tamam arkadaşım sen nasıl istersen!"

Sonra uzandım başımı dizlerinin üzerine koydum. Maya saçlarımla oynamaya başlamıştı. Artık ağlamıyordum, ikimizde konuşmuyorduk sadece odadaki saatin tik-tak sesi vardı.

"Hatırlıyormusun Maya ailemi ben bir trafik kazasında kaybetmiştim!" sessizliği ilk ben bozmuştum.

"Evet kuzum iyi hatırlıyorum, sarhoş bir sürücü sebep olmuştu!"

"O zaman bir türlü bulamıştık kim olduğunu çünkü o kişi kaçmıştı!"

"Haklısın bunu da biliyorum"

"Bugün kim olduğunu öğrendim"

"Ne nasıl yani anlamadım!" şaşırmıştı çünkü beklemiyordu.

"Ailemin katili Yiğitmiş!"





YALANLAR ÜSTÜNE (DÜZENLEME YAPILACAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin