Bölüm 10 #BENIMLE EVLENIRMISIN?# DÜZENLENDİ

8.3K 338 2
                                    

Bu bölümü kardeşim gibi sevdiğim arkadaşım Özge için olsun


Azra sabah uyandığında hala Yiğit tarafından sımsıkı sarılmış durumdaydı . İçinden Azra düşünmeye başlamıştı adama iyi ki bir öpüştük şimdi ise yanından ayrılmıyordu. Fakat Yiğit'e kolay lokma olmadığını gösterecekti kusura bakmasın. Hemen ellerinden kurtulmak için girişimde bulundu ve başarılı da olmuştu. Onu uyandırmadan kalkmaktı amacı. Çok şükür ki uykusu çok derindi. Nedense bu sabah kendini çok cesur hissediyordu ve serinletmek fena olmayacaktı. Terliklerini ayağına geçirdi ve Banyoya yürüdü ardından kovanın içine buz gibi su doldurdu. Acayip heyecanlıydı çünkü bu suyu üzerine döktükten sonra onun yüzünü görmek için can atıyordu. Sessizce parmak uçlarında yatağa doğru yaklaştı, artık tam baş ucunda durmuştu ve geri dönüşü yoktu. Tüm gücüyle kovayı havaya kaldırdı ve suyu kafasında aşağı döktü. Neye uğradığını anlamayan Yiğit yataktan bir hışımla fırladı. Etrafına bakındı sonra Azrayı elindeki boş kova ile görünce anlamıştı ne olduğunu. Sinirden yüzü domates gibi kıpkırmızı olmuştu. O an anlamıştı Azra galiba biraz fazla abartmıştı. Yiğit yavaş adımlarla üzerine doğru geliyordu Azra ise elindeki kovayı yere bırakıp nasıl kaçabilirim diye plan kuruyordu kafasında. En mantıklı kısa yol ise kapıdan çıkıp, merdivenlerden direk aşağı, sonrada balkonda bahçeye koşmaktı. Yiğit'in bağırmasıyla düşüncelerinden sıyrıldı.

"Azraaaaaaa!!!!!!!".

Azra ise adımlarını kapıya doğru yönlendiriyordu ve aynı anda onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Lütfen Yiğit, sakin olur musun biraz" dedi titrek sesiyle ve aynı anda lanet etti sesine bu kadar korkak çıkmasına.

"Nasıl sakın olabilirim, su halime bir bak!" diye bağırıyordu

Tam Azra'nın yanına yaklaşmıştı ki, o an Azra arkasını döndüğü gibi koştu ve kapıyı açmasıyla koridordan merdivenlere doğru koşuyordu. Yiğit'in onun peşinden koştuğundan adı gibi emindi, ama arkasına bakmaktan korkuyordu. Merdivenlerden aşağı koştuğunda tam son basamağa varmıştı ve ondan kurtuldu diye seviniyordu birden beni belinden kavrayan elleri hissetti ve çığlığı bastı. Yiğit ise onu omzuna almıştı ve anında poposuna bir şaplak atmıştı.

"Off neden vuruyorsun ya, ben sadece seni yatağımdan kaldırmak istedim." diye söyleniyordu Azra

"Kızım sen beynini kalçan da mı taşıyorsun, böyle mı uyandırılır mi insan?". kızıyordu Yiğit

"Ben sadece ufak bir şaka yapmak istedim"

"Ben simdi sana göstereceğim sana şakayı"

Eyvah işte simdi yanmıştı Azra kim bilir ona ne yapacaktı, hem çok merak ediyordu ve aynı anda da korkuyordu. Merdivenlerden tekrar yukarı çıkarttı ve önceden uyudukları odaya doğru gittiler. Odaya geldiklerinde banyoya doğru ilerledi, korktuğu başına gelecekti Azra'nın. Yiğit de onu aynı şekilde soğuk suyla ıslatıcaktı. 

"Lütfen dur Yiğit, söz veriyorum bir daha yapmayacağım" aslında bu saaten sonra yalvarmanın ne kadar boş olduğunu Azra'da biliyordu.

"Sen bunu üzerime suyu dökmeden önce düşünecektin Azra hanım" 

Sonra Yiğit  onu omzundan indirdi ve duşa zorla soktu, Azra ise hala debelenip kaçmaya çalışıyordu ama ne yazık ki boşunaydı. Birden soğuk suyu açtı ve teni anında buz kesmişti. Azra hem sinirden ve çaresizlikten bağırıp çağırıyordu ama Yiğit onu o kadar sımsıkı kavramıştı ki kaçması mümkün değildi. Tek teselli  Yiğit'e onunla birlikte ıslanıyordu. Artık bir süre sonra hiç bir şey hissetmiyordu vücudu alışmıştı suya.  İkisi de hareket etmiyordu, çünkü Yiğit'de farkındaydı Azra'nın ona karşı gelecek gücü kalmamıştı.  Tepeden tırnağa ıslanmıştılar üzerindeki çamaşırlar tenine yapışmıştı artık. Başını kaldırdığında Yiğit ile göz göze gelmişti ve anında kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Bu adam gerçekten normal değildi bunun kesin kainatına varmıştı artık. Çok şükür kendini toparlamıştı ve artık ve konuşmaya başlamıştı.

"Biliyor musun Azra, hayatımda ilk defa evimin içinde bir kızı kovaladım üstelik en güzeli ise hiç bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum." dedi

"Bazen düşünüyorum acaba sende çoklu kişilik bozukluğu mi var? Tanıdığım bir doktor arkadaşım var " diye sormuştu Azra.

"Sana böyle düşündüren ne?" sordu şaşkınca Yiğit.

"Daha demin öfkeden patlamak üzereyken, şimdi ise ne kadar mutlu görünüyorsun"

"Senin sayende, beni değiştiren sensin"

Bu adamın ağzı iyi laf yapıyordu, gerçekten tebrik etmesi lazımdı Azra'nın . Aralarındaki olan sessizlik tehlikenin geldiğinin işaretiydi, biliyordu Azra onu tekrar öpmek isteyecekti ama bu defa izin vermeyecekti. Hemen sessizliği bozma adına ilk adımı o yaptım.

"Bence Yiğit, sen git istersen odanda bir duş al sonra aşağıda buluşuruz". dedim ve gülümsedim.

Ortamı bozduğum için biraz üzgün görünse yine de belli etmemeye çalışıyordu. Oda yüzünde hafif bir tebessüm yerleştirdi. Sonra banyodan ayrıldı gitmeden önce son defa bana baktı ve dedi ki.

"Haklısın bende zaten çok acıkmıştım, o zaman aşağıda görüşürüz". ve banyodan çıktı ardından kendi odasına gitti.

-------------------------------------------------------------------------------

Azra ılık banyosunu aldıktan sonra, hemen çamaşır dolabından üzerine beyaz bir bluz altına da mavi kot pantolon giyindi. Saçını tek bir tarafa toplayıp örgü yaptı. Sonra ayaklarına beyaz babetlerini giyindi ve aşağı indi.

Mutfakta Buzdolabını açtı ne yapsa diye düşünürken, en mantıklısı babasından öğrendiği menemen tarifiydi. Hemen malzemeleri tezgahın üzerinde topladı. İlk önce soğanla başladı onları ufak halkalara doğradı ve dolaptan çıkarttığı tavanın içine attı. Ardından kırmızı ve yeşil biberleri aynı işlemli uyguladı. Sonra ise domatesleri de küp küp doğradı. Tavanın içinde soğanları, biberleri az bir miktar yağ ile kavurduktan sonra, domatesleri de ekledi. Tam pişmeye yakın en sonda yumurtaları kırdım üstüne. Bütün evin içi kokmuştu ama buna değerdi. Kendini o kadar kaptırmıştı ki arkasından Yiğit'in geldiğini bile fark etmemişti. Sonra onu belimden kavradı ve boynuna ufak bir öpücük kondurdu. Ondan ne kadar etkilenmemeye kalkışsa artık onun için bile zor geliyordu. Azra'ya dokunuşları hoşuna gitmeye başlamıştı ve bu onu korkutuyordu. Daha bir ay önce Savaş'dan hariç başka bir adamın dokunuşlarından hoşlanacağı hiç aklına gelmezdi. 

"Çok lezzetli görünüyor Azra Hanım" .

"Evet doğrudur, Yiğit Bey her şey midemiz için"  

Azra kollarından kurtulmaya çalıştı ama Yiğit hiçte onu bırakmaya niyeti yoktu.

"Beni bırakmayı düşünmüyor musun?" 

"Hayır"

"Ama böyle nasıl yemek yeriz"

"Ben seni yesem olmaz mı?"

"Bakıyorum sana biraz yüz verdim hemen astar istiyorsun!"

"Ooo, bakıyorum laf sokuyor oldun" 

Sonra bir hareketle Azrayı kendine doğru çevirdi, ardından cebinden bir kutu çıkarttı. Kapağını açtığında içinde bir tek taş vardı, gerçekten çok güzeldi. O an aklına gelmişti Azra'nın hiçbir zaman bir yüzüğü olmamıştı . Gerçi onların evliliği zaten normal şartlarda olmamıştı.

Yiğit yere çökmüştü dizlerinin üzerine, mavi gözlerini Azra'nın gözleriyle buluşturdu.

"Azra'm, benimle tekrar evlenir misin??"

Bu adam şaka mı yapıyordu??

YALANLAR ÜSTÜNE (DÜZENLEME YAPILACAK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin