5. Bölüm (AT ÇİFTLİĞİ)

2.7K 134 17
                                    

İyi Okumalar..

-----

Gözlerimi yavaşça aralayıp esneyerek komidinin üzerinde duran saate baktım. 7.22'yi görmemle 'ah' diye inleyip kafamı geri yastığa koydum. Hadi uyu Berna. Güveniyorum sana yapabilirsin. Hafta sonu bu saatte kalkma, hadi uyu..

Olmuyordu ne yapsam ne etsem olmuyordu. Hayır yani beni neyle sınıyorsun Allah'ım? Uyku bu! Hemde hafta sonu uykusu. Oflayıp iyice gerindikten sonra yataktan kalktım. Çıplak ayaklarımla banyoya ilerlerken dün olan şeylerin aklıma gelmesiyle yüzümü buruşturmama mani olamadım, olamazdım da zaten.

Böyle babalar var mıydı? Kızını koruyamayan, içini bilemeyen kısacası sahiplenemeyen..

Suratımı buruşturup pijamalarımı ve iç çamaşırlarımı kirli sepetine attıktan sonra duşu ayarlayıp kabinin içine girdim. Şimdi iki saat küveti çekemezdim. Suyu açmamla duştan buz gibi suyun dökülmesiyle ufak bir çığlık atıp hemen suyu kapattım. Ahh donuyorum!

Suyun ılıklığını ayarlayıp elimi suyun altına geçirdim. Tedbirli olmakta fayda vardı sonuçta. Suyun ılıklığını sevip bütün vücudumu yıkamaya başladım. Son olarak da şampuanı kafama boca ettikten sonra liflenme işlemi de bittiğinde kendimi rahatlamış ve dinç hissediyordum.

Saçlarımın ıslaklığının kabasını elimle aldıktan sonra kabine daha önceden attığım bornozumu giyinip bornozun cebinden çıkardığım kelebekli tokayla da saçlarımı iyice bağladım. Şimdi tenime su damlacıkları gelir falan uğraşamazdım geri kurulanmakla. Kabinden çıkıp buğulanmış aynaya kalp ve gülümseyen surat çizdikten sonra kurutma makinasını alıp odama doğru tam gaz ilerledim.

Makyaj masama kurutma makinesini koyup hızla dolabımın kapaklarını açtım. Bugün okul olmadığından her cumartesi yaptığımız gibi Akın-..

Pardon ben akınla küstüm değil mi? Anında bozulan moralimle hızla siyah tayt ve bol beyaz kazağımı giyindim. Beyaz kalın çoraplarımı da giyinirken kelebek tokayı saçlarımdan bir hışımla çekip makyaj masama oturdum. Saçlarımın kırılmasını önemsemeden hızla tarayıp kabarana kadar kuruttuktan sonra kabarık ve düz saçlarıma hüsranla bakıp ellerime sprey sıkıp saçlarıma sert bir şekilde spreyi yedirdim. Böyle daha iyi olmuştu.

Siyah botlarımı da ayağıma geçirirken Leydi'yi göreceğim için az da olsa moralim düzelmişti.

Leydi kim diye soracak olursanız o benim küçüklüğümden beri sevdiğim atımdı. Bembeyaz tüylere sahip aynı Leydi'ler gibi asil İngiliz atıydı. Biz Akın'la her Cumartesi at binmeye gittiğimizden Leydi'yi başıboş bırakmazdım. Şuan Akın'la küs olmamız Leydi'nin yanına gidip gitmeyeceğimi etkilemezdi.

Siyah botlarımı da giyindikten sonra çilekli parlatıcımı dudaklarıma sürüp elime eyelineri aldım. İşim bittiğinde aynaya bakarken makyaj beni rahatsız etsede artık azda olsa yapmalıydım.

Sonuçta lisede bir bahanem vardı. Yasaktı ama lisede olan bahanelerim üniversite son sınıf öğrencisi olarak hiçbir işe yaramıyordu. Hem artık iş hayatına atılacaktım ve bakımsız bir bayan olarak anılmak istemiyordum.

Saçlarımı da sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra sırt çantamı dolaptan almak için ayaklandım. Dolabımdan siyah büyük sırt çantamı da çıkardıktan sonra yedek kıyafet koymak için kıyafet bölümünü açıp kıyafetlerim arasında gidedururken rahat şeyler her zaman için ilk tercihim olduğundan annemin aldığı kadınsı şeyleri hemen geçtim.

Siyah eşofman takımı ve mor switimi çıkarıp çorap da aldıktan sonra siyah spor ayakkabılarımı da poşete geçirip çantama koydum.

Telefonumun çalmasıyla yatağımda titremesine son verip elime aldım.

MahkumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin