Ve ikinciyi de açınca siyah baksırının bir kısmı daha...

Ve üçüncü!

Buradan kaçmak için bir bahane bulmalıydım tanrım!

Hızla ayağa kalktım! Kapıya yönelirken,

"Görülmeye değer bile değilsin sıska," deyip arkama bakmadan tüyme niyetindeydim.

O ise arkamdan cevabı yapıştırmakta gecikmemişti.

"Ben sıskaysam, sen de dev götlüsün."

Şu kalça küçültme ameliyatlarının fiyatlarına acilen bakmalıydım!

**********

Yarım saat odamda uzanmış ve gizli odada ne olabileceğine dair teoriler türetmiştim.Beynimi boşa yormaktan başka bir işe yaramamıştı.Arada bir sessizce kapının arkasına gidip, ondan bir ses duymayı umarak onun ne yaptığını anlamaya çalışmış; ama başarılı olamamıştım.

Sonunda dayanamayıp, onun ne yaptığını merak etmeyen bir edayla odadan çıkarak mutfağa yürüdüm.Bahanem, kahve yapmaktı.Hatta ona da yapabilirdim.Hizmetçisiydim sonuçta...

Kendi kahvemin olmasını beklerken, hâlâ odasından çıkmamış olan şeytanın kapısını tıkladım.Ses yoktu...Tekrar tıkladım ve yine ses yoktu.

Yavaşça kapısını açtığımda, göreceklerimi hesaplıyordum.Çıplak olmadığı sürece sorun yoktu değil mi? Ancak onu odada bulamayınca şaşkınlıkla içeri girdim.Dış kapının sesini duymamıştım.Muhtemelen buralarda bir yerde olmalıydı.

O sırada başımın üstünde yanan lamba, şeytanın gizli odada olabileceğini bana hatırlatarak o yöne gitmeme sebep oldu.Ben istemiyordum gerçekten.Sonuçta özele saygı duyan biriydim.Her şey başımın üstünde yanan lambanın terbiyesizliğiydi!

Yürüdüm...Ve tam giysi odasına girdiğim anda, gizli odadan çıkan şeytanı gördüm.Tüm bu zaman orada ne yaptığını deli gibi merak ederek,

"Kahve ister misin?" diye sorduğumda başını kaldırıp bana baktı.

Sorum alakasızdı evet!

"Odamdan ne zaman uzak duracaksın?"

Kaba piç! Ona kahve yapmayacaktım! Arkamı dönüp çıkarken,

"Sen odama girmeyi kestiğin zaman," dedim ve sinirle mutfağa döndüm.

Arkamdan geldiğini ayak seslerinden anlayabiliyordum.Ayaklarının altında sanki taş vardı.O derece sesli yürüyordu.

Ben kahvemi doldururken, o da buzdolabını açtı.Göz ucuyla baktığımda dolaptan viski şişesini çıkarışını gördüm.Belki çok içer ve sarhoş olur, ben de o sızdığında odaya süzülürdüm...

Kahvemi alıp, ona hiç bakmadan televizyonun karşısına kuruldum.Görmemezlikten gelecektim gizli sapık şeytanı.Kumandayı aldım ve televizyonu açıp, tüm dikkatimi ekrandaki görüntülere vermeye çalıştım; ama veremiyordum.Dikkatim hep dağınık olmuştu zaten lanet olsun!

Zaten toplayamadığım dikkatim, elinde dolu bir viski bardağıyla önümde dikilen şeytanla daha da toplanamaz hale gelince,

"Çekil önümden," diye söylendim bakışlarımı yukarı, yüzüne kaldırırken.

O ise kaşları çatık bir şekilde,

"Orası benim yerim dev göt! Kalk! Koltuğumu çökerteceksin!" diye emretti.

Kalkardım.Gerçekten...Eğer bana emretmeseydi ve dev göt demeseydi!

"Senin yerin olduğuna dair bir kanıt gösterirsen belki."

İLHAM PERİSİ (Kitap Olmuştur, Tanıtım Bölümleridir)Where stories live. Discover now