Kimsin Sen?... (BÖLÜM 2)

Start from the beginning
                                    

Daha sonra kuryenin kendisine doğru uzattığı kutuyu aldı Elif. Daha sonra kuryede bir baş selamı verip yanlarından ayrıldı.

Hala şaşkın gözleri elindeki kutunun üzerindeydi. Bu sürpriz kutu çok ağır değildi. Ve özenle paketlenmişti. Elif'in kutunun içerisinde ne olduğu ile ilgili tek bir fikri bile yoktu.

Merak ile masasının üzerinden eline bir makas aldı.  Kutunun dış kabını kesmeye başladı. Etrafındaki kabı yırtıp çıkardığında bu kez bembeyaz şık başka bir kutu ile karşılaştı. Gözlerini Tuğçe'ye doğru çevirdiğinde onunda kendisi kadar merakla kutuyu incelediğini gördü.

"Hadi Elif meraktan çatlamak üzereyim aç artık şunu" dedi sabırsızca Tuğçe.

Elif heyecanla kutunun kapağını kaldırdı ve gördüğü şey ile adeta merakı ile şaşkınlığı ikiye katlandı. 

Kutunun içerisinde fotoğraflar vardı.  Hem de geçen hafta Esra ile gittikleri restorandaki o garip adamın Elif'i Ayla ALGAN ile birlikte çektiği fotoğraflar...

Hayretten küçük dilini yutmak üzereydi. Uzanıp fotoğrafları eline alınca o gece gözlerinin önünde canlandı. Ancak bu kez Ayla Algan değil bay züppenin görüntüsü zihninin içerisindeydi.

Kendinden emin duruşu, sert ve soğuk tavrı, ukala cevapları, o garip ve çekici etkisi...

Elindeki fotoğraflara dalmış öylece bakarken beyaz bir kart üzerine çok düzgün bir el yazısı ile yazılmış

-Rica ederim-

diyen bir notu  Elif'e uzattı Tuğçe.

Kartı eline aldığında şaşkınlıktan açılmış kocaman gözleri ile bir fotoğraflara ve birde nota bakmaya devam ediyordu.

"Bu fotoğrafları sana kim niye yolluyor?  Ve ne için rica ediyor Elif? " diye sordu
Tuğçe hararetle.  

Hem meraklıydı hem de ilk kez Elifle ilgili bir durumdan haberdar olmadığı için birazda olsa kızgındı.

"İnan hiç bir fikrim yok" diye cevapladı Elif  Tuğçe'nin uzattığı beyaz kağıt da ki notu inanmaz gözlerle incelemeye devam ederken.


*****


Girdikleri cafe de ilk boş buldukları masaya oturdular. Tuğçe hala sabırsız ve meraklıydı. Elif ise şaşkın ve dalgın.

"Dünyadan Elife, dökül bakalım neler oluyor" diye elini Elif'in gözünün önünde salladı Tuğçe.

Elif canı sıkılmış şekilde içini çekti.

"İnan bende bilmiyorum Tuğçe. Geçen gece Esra ile buluşmak için bir restorana gittiğimizi biliyorsun dimi. İşte o akşam yemeğimizi yemiştik ve kalkmak üzereydik ki benim lavaboya gitmem gerekti. Tam o sırada da karşımda birden bire Ayla Algan'ı gördüm" dedi.

Tuğçe kocaman bir çığlık atıp oturduğu sandalyede heyecan ile zıpladı.

"Ciddi olmazsın gerçekten Ayla Algan'ı mı gördün? Şu hayran olduğun Ayla Algan. Hayır dur, hepimizin hayran olduğu Ayla Algan. Peki bana bunu bana niye söylemedin?" dedi heyecanının arkasından gelen küçük bir öfke ile.

"Ne bileyim küçük bir tanışmaydı. Sadece merhabalaştık. Ve fotoğraf çekildik. Yani tam olarak çekildik sayılamaz" dedi başını iki tarafa salayıp.

"Bu da ne demek Elif?" diye sorup anlamazca yüzünü buruşturdu Tuğçe.

"Telefonum yanımda değildi. Esra da masada kalmıştı. Bende oradan geçen bir adama cep telefonundan Ayla Algan ve benim fotoğrafımızı çekip çekemeyeceğini sordum. Adam da tabi deyip fotoğrafımızı çekti. Ancak fotoğrafları bana veremeden gitmesi gerektiğini söyledi.  Buna rağmen bende ısrarla fotoğrafımı isteyince beni dinlemedi. O beni dinlemeyip arabasına binerken son anda ismim ve çalıştığım yeri haykırdım arkasından. Ancak küstahın tekiydi ilgilenmedi ve beni duymadı bile. Yani en azından galiba ben öyle sandım. Ama şimdi bu gün bu kutu elime gelince nasıl beni hatırlayabildi ve niye böyle bir şey yaptı bilmiyorum. Çünkü inan bana garip, ukala, soğuk züppenin tekiydi" dedi bir solukta.

BUZ KRALWhere stories live. Discover now