School Bus |Malik

1

Çalışmayan arabaya sinirle bir tekme daha atarak yağmurda ıslanan saçlarımı gözümün önünden sinirle çektim. Omzumdan düşmekten olan çantamı yere atarak sinirle yerde tepinmeye başladım. Bahçedeki bazı aptallar bana anlamayan gözlerle bakıyordu.

''Hey, Zoe.'' Başımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde, bunun sıra arkadaşım Shawn olduğunu gördüm.

''Eğer araban bozulduysa, okul otobüsüne binebilirsin.'' Gözlerimi sıkıca yumarak başımı gökyüzüne çevirdim. Daha az önce çiselen yağmur, sağanak halinde yağmaya başlayınca omuzlarımı düşürerek sinirle yere attığım çantamı aldım.

Okul otobüsünü sevmiyordum. Geçen sene tüm yaz tatili babamın yanında çalışarak bana araba almasına ikna etmiştim. Sırf şu aptal okul otobüsüne binmemek için.

Daha fazla ıslanmamak için koşar adımlarla Shawn'ın yanına yetiştim.

''Sanırım bugünlük binebilirim,'' dedikten hemen sonra hapşırdım. Shawn kıkırdayarak açtığı şemsiyesini bana uzattı.

''Hasta oluyorsun, çabuk olmalıyız.'' Başımı sallayarak hızlı adımlarla otobüsün olduğu yöne doğru yürümeye başladık.

Shawn şemsiyesini kapatarak otobüse bindiğinde, ben onu süzmekle meşguldüm. En son buraya bindiğimde popomda bir sakızla eve dönmüştüm.

''Gelmeyi düşünüyor musun?'' Başımı hızla sallayarak uzattığı elini tuttum ve kısa otobüs basamağından çıkarak boğucu havaya temas ettim.

Pekala, size okul otobüsüne karşı neden kötü düşüncelerimin olduğunu söyleyeyim.

Geçen yıl sevgilimi gece bu otobüste sürtük Sdney ile yiyişirken bastım.

Geçen sene olan bu olay hem notlarımın düşmesine neden olmuştu hem de komik olan o 'depresyon' psikolojisini üzerimden atmam aylarımı almıştı.

İkisi de cehennemde yanacak.

En arka bölüme gittiğimizde, sadece 3 koltuktan tekinin dolu olduğunu gördüm.

Esmer çocuk kulağında kulaklıkla, telefonuyla oynarken bizi hiçte fark etmemişti.

Islak saçlarımı geriye atarak çocuğun yanına oturdum. Diğer yanıma da Shawn oturdu.

Etrafı rahatsızca süzmeye başladım.

Sürtük Sdney'in kahkaha atarak pis yandaşcısıyla konuştuğunu görünce sinirlenmeden edemedim.

Dişlerimi sıkarak Shawn'ın elini tırnakladım.

Bu kızın varlığı beni sinir etmeye yarıyordu.

Kulağımda hissettiğim sıcak nefesle ürpererek kendime gelmem bir oldu.

''Sanırım elimi hissetmiyorum, küçük şey.''