21. BÖLÜM: İHANET

En başından başla
                                    

''Annem,'' dedim. Boğazımda bir bıçak izi kaldı. ''Babamın onu aldattığını biliyordu ve onunla yaşamak zorunda kaldı. Ben daha çocuktum ama...'' Bir süre ne söyleyeceğimi bilemedim. Annem babamdan kurtulamamıştı. ''Çocukların büyümek istediği tek zaman yeterince güçlü olmadıklarını düşündükleri zamandır.'' Çaresiz kalan her çocuk için kalbimde derin bir hüzün hissettim. ''Eğer büyürsen her şeyin düzeleceğini ve tüm dünyaya kafa tutacağını sanırsın.''

''Çoğu zaman çocuklar büyüklerden çok daha güçlüdür, büyüdükçe cesaretin kırılır ve eskisi kadar inatçı olamayabilirsin.''

''Anneme olan şey buydu.'' Kafamı kaldırıp ona baktım. Kararlıydım. ''Seneler geçtikçe annemin gücü azaldı ama benim arttı, Demirkan.''

Sesi boğuk ve şüpheliydi. ''Planladığın bir şeyler var.''

''Kar maskeli adamın haklı olduğu yanlar bulunuyor,'' dedim. Kaşlarını çattı, konuşmasına izin vermeden kendimi açıkladım. ''O kaçık herifi savunmuyorum. Sadece, babamla ilgili gizemi çözmem gerekiyor.''

Demirkan bakışlarını başka yöne çevirdi. Sesini alçalttı. ''Seni seven birini düşün,'' dedi. Onu düşündüm ve gülümsedim. ''Sana, seni de ilgilendiren bazı sırlar saklıyorsa ne yapardın?''

Kollarından ayrılırken böyle bir şeyin olma ihtimali bile yüzümde gölgelere neden oldu. ''Demek ki beni sevmiyordur,'' dedim keskin bir dille. Göz göze geldiğimizde hüzünlü görünüyordu. ''Sırlar, insanları birbirinden uzaklaştırır, Demirkan.'' Çatık duran kaşlarım düz bir çizgi halini aldı. Bir şeyi idrak edermiş gibi şaşkınlıkla ona baktım.

''Eğer benden bir şey saklıyorsan bana bunları şimdi söyle,'' dedim. ''Sana kızarım, öfkelenirim ama affederim, Demirkan.''

''Beni yanlış anladın.''

Gözlerimi hayretle irileştirdim. ''Ciddi olarak soruyorum.''

''Ben de ciddi olarak senden bir şey saklamıyorum diyorum.''

Şüpheliydim. Tavırları ve sözleri kendisinden bahsediyor gibi çıkıyordu. ''Eğer senden değil de bir başkasından öğrenirsem her şey için geç olabilir.''

Demirkan gözlerini benden ayırdı. Ürperdim. Bunun altında da bir şeyler olabilirdi. Başımı iki yana salladım ama yine de onun konuşmasını bekledim. Gözlerinin içine bakıyordum o ise, omzumun üzerinden başka bir yere odaklanmıştı. Düşünüyordu. Ona zaman tanıdım.

''Odana git,'' dedim. ''Açıklamak istemiyorsan...'' Omuzlarım ona yenik düşmüş gibi eğildi. Kaburgalarında ağır bir yük varmış gibi duruyordu.

Bana baktı, ağzını hafif açtı ve sonra yutkundu. ''İyi geceler.''

''İyi geceler,'' diye fısıldadım. Sabaha kadar yatağımda oturdum. Dizlerimi kendime çektim ve başımı yorgunca geriye yasladım. Şafak sökerken pencereyi açtım, rüzgâr yüzümü okşadı ve bir süre bulutların arasından yavaş yavaş doğan güneşi izlerken dünyanın uyanmasına tanık oldum.

Depoya indim. Dosyaları alıp odama çıktım. Odayı kilitledim ve dosyaların her birini öğlene kadar okudum ve odamdan hiç çıkmadım. Yatakta bağdaş kurup her birini dikkatle inceledim.

Ve bundan sonra, bir daha insanlara güvenmeme kararı aldım. Öğrendiklerimin dehşeti beni öyle sarstı ki kendimi dipsiz bir çukurda hissettim. Tüyler ürpertici derecede karanlık sırlardan bir haber yaşamıştım bunca zaman ve şimdi bakıyorum da etrafımda herkes benden bir şeyler saklamıştı.

ALABORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin