13. BÖLÜM: KATİL KİM

3.8K 166 51
                                    


Oy ve yorumları unutmayın lütfeeennnn

10. 11. 2022

Ata'mızı sevgi, saygı ve bolca özlemle anıyorum. 

Keyifle okuyun. 

13. BÖLÜM: KATİL KİM

O, kendisini bir uçurum olarak görüyordu. Bahsettiği o tepede karşılaştığı benliğimde ona doğru yaklaşırsam uçurumdan atlayacağımı düşünüyordu. Bazen kurduğu cümlelerin altındaki derin anlamdan korkuyordum.

Gece sessizlikle geçti. Onun uyuduğunu nefes alışverişinden anlayabiliyordum. Gün ayana kadar yatakta tetikte bekledim. Şafak vakti söktüğünde Demirkan'ı uyandırmadan banyoya geçip yüzümü yıkadım ardından mutfağa gidip bayıldığım yere uzun süre baktım, sonra mutfak kapısını kontrol ettiğimde beni şaşkına uğratan kapı kulunun parmak izinden okunuyor olmasıydı.

Kar maskeli adamın bu korunaklı eve girmesi başlı başına sorunken, böyle güvenliğin fazla olduğu bir evde nasıl olurda elini kolunu sallayarak buraya kadar nasıl gelmişti? Her türlü tehlikeli biriydi. Tüylerim diken diken oldu. Kafamın içinde bir türlü halledemediğimde ofladım.

Düşüncelerden kurtulmak adına eyleme geçtim, dolapta bulduklarımdan hızlı bir kahvaltı hazırladım, çay demleyip masayı kurduğumda tüm bunlar epey vaktimi almıştı. Bardakları elime alıp döndüğümde kapı pervazından Demirkan'ı görmemle bir an irkildim, elimdekileri titredi ama düşmedi.

''Ödümü kopardın!'' Homurdanarak masaya bardakları yerleştirdim. Ardından sofraya oturup sıcak çaydan bir yudum içtim.

Demirkan dağınık saçlarını karıştırıp başını hafif eğdi, dudakları yukarı doğru kıvrıldığında sofraya ardından bana baktı.

''Bunları bana mı hazırladın?''

''Evet,'' dedim. Biraz utanmıştım. ''Dün benimle gerçekten ilgilendin.''

Kocaman gülümsediğinde yanıma gelip karşımda oturdu. Ona kahvaltı hazırlamam hoşuna gitmiş gibi görünüyordu. Salatalıklardan birini ağzına atıp arkasına yaslandı, doğrudan yüzümü incelerken homurdandım.

''Neden bön bön suratıma bakıyorsun?''

Cevap vermediğinde kafamı kaldırıp kaşlarımı çattım, tepkimi biraz geç fark etti. ''Hı?'' dedi. Çocuksu görünüyordu.

Sözümü yineledim. ''Biri uzun süre yüzüme bakınca kızarım ama.''

''Sadece,'' dedi. Bana doğru eğildiğinde dirseklerini masaya yaslayıp yavaş yavaş konuşmaya başladı. ''İlk kez biri benim için bir şey hazırladı.''

Nabzım hızlandı ve bunun ardından aramızda tuhaf bir sessizlik girdiğinde mahcup bir ifade yüzümdeydi.

Elimden geldiğince etkilenmemiş gibi soğukkanlılıkla cevap vermeye çalıştım. ''Okula geç kalmayalım,'' diyebildim. Gözlerimi kaçırdım. Kahvaltısını gayet rahat bir şekilde yapmaya başladı, ben ise kendimi zorlayarak atıştırmaya çalıştım. Az önce söyledikleri ve ifadesi hafızama öyle bir yer etmişti ki bir daha unutamayacağımı düşünürdüm. Ona ne üzülmüş ne de acımıştım; yalnızca dikkatimi çeken onunla olan benzerliğimizdi. Demirkan ilk kez kendisi için birinin bir şey yaptığını söylediğinde o kadar afallamıştım ki bir aptal gibi konuyu değiştirmeye çalışmıştım. Belki de ona neler olduğunu sormalı ya da sadece gülümsemeliydim. Yaptığım davranışın kabalık olarak algıladım, göz ucuyla Demirkan'a baktım ama alınmış gibi durmuyordu.

ALABORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin