Une

427 40 1
                                    

Mutlu ya da sıradan insanlar sıradan bir uzay fotoğrafına baktıklarında, uzay boşluğunu görürlerdi, gezegenleri, siyah gökyüzünü süsleyen yıldızları...
Lakin Devana, fizik dersinde projektör ile beyaz perdeye yansıtılan bir uzay fotoğrafını görünce bunların hiçbirini düşünmedi. O sadece kendi uzayında kaybolmak isteyişini düşündü. Ne var ki kendine değer vermiyordu. Bu yüzden kendine ait bir uzayı bile yoktu. Herkesin uzayı olmazdı. Herkes uzaya sahip olacak kadar değerli olmazdı çünkü. Devana belki de kendi uzayında değilde başka birinin uzayında kaybolmayı düşlüyordu . Birinin siyah gökyüzünü süsleyen yıldızlar olmak ya da karanlığı aydınlatan ay olmak istiyordu. Aslında Devana sadece birinin ona ihtiyaç duymasını istiyordu.
Devana,sevmeye ve sevilmeye ihtiyaç duyan kendi karanlığında boğulmuş farklı bir kızdı. Ve onu farklı yapan sıradanlaşmış acısı değildi. Acısı, sadece bir Zamanlar renkli olan tablosunu zalim bir fırça yardımı ile daha da siyaha boyuyordu. Tablo bütün renklerini çoktan yitirmiş simsiyah olmuştu ama acı durmuyordu. Siyahın en karanlık tonuna kadar durmadan boyuyordu tabloyu. Acı, Devana'nın yolunu karıştırıyor onu kendi içinde kaybettiriyordu.
Ama Devana kaybolmayı en az ölüm kadar severdi.

Poems&WinesWhere stories live. Discover now