Vicdan yok.

215 19 3
                                    

Aslında bende isterdim emeklemeden koşmayı bazı zorlukları yaşamadan direk hayata atılmayı. Hayata neden getirildik? Kulluk etmek için mi ? Yoksa bazı zorlukları, sevinçleri, konuşmayı, yürümeyi ,okumayı, sevmeyi, insanları tanımak öğrenmek için mi ?

Müzik neden var şarkı söylemek için illa sesinin güzel mi olmasımı gerek ? Resimler neden var sahte duygular için mi ? İçin kan ağlarken sen fotoğrafçıya otuz iki dişini göstermek için mi yada nasıl bir tip olduğunu görmek için mi ?

Seni hiç yargıladılar mı? Şişmanmısın yoksa zayıfmısın diye hiç sordular mı neden bu kadar kilolusun diye ya da karşında ki hiç kendini tanımadan seni yargılamaya çalıştı mı ? Peki sen yapmam dediklerini hayatında uyguladın mı başkasının seni yargılamasına kızıp aynı şeyi sende başka birine yaptın mı hayatta neler olduğunu gördünmü saniyede kaç kişinin öksüz kaldığını kaç kişinin yetim kaldığını yada kaç kişinin 9 ay karnında büyütüp belirli bi yaşa getirip sonra yavrusunun ellerinde büyütmüş olduğu çocuğunun aynı ellerde can verdiğini gördün mü ? Ben gördüm o acıyı kendimde hissettim ondan sonra sağlıkçı olmaya karar verdim yola atıldım hastenelerde ellerimin altında bir can hissettim bana bağlı olan insanları gördüm dua eden ağıtlar yakan insanları gördüm ellerimde canlar kaybettim ellerimde canlar kazandım. Küçücük yanlış bir iğneyle insanların öldüğünü fark ettim yanlış ilaç yanlış yöntem yanlış insanlar yüzünden bir canın kaybolduğunu ve bedeninin bir muşambaya konup morga götürüldüğünü gördüm. 14 yaşındaydım küçücük bir kız çocuğu dersin ama o küçücük kıza ölmek üzere olan bir adam verildi ellerine ve hayata döndür dediler bunun içinde eğitim verdiler peki ya eğitim veren kusursuz birisimiydi? Hiç ölü bedeni gördün mü hareketsiz sırt üstü yatan gözlerinin altı solmuş sararmış bedeni buz kesmiş birisi kim bilir kimin annesi kimin babası kimin sevdiği değer verdiği tırnakları mosmor olmuş bedeni kireç bağlamış ruhu vucüdundan göç etmiş bir daha gelmemek üzere topraktan gelmiş ve toprağa gidecek. 14 yaşındaki kücük bir kız için ne büyük bir sorumluluk dimi dışarıda bekleyenler için ne kadar zor bişey olduğunu gören bilen bir kız için. Yoğunbakımdayım ilk defa böyle bir ortamdayım daha önce sadece kitaplardan eğimini aldığım bir yerdeyim ve hayalimin olduğu bir yerdeyim hasta olarak değil onlar için bir kurtarıcı olarak geldim onları eski hayatlarına ve dışarıdaki insanlara kavuşturmak için. İçeri gireli 5 dakika oldu ve bir sinyal sesi koşuşturma başlasın bakalım..

''Bu senin işin ve o hastanın yaşam fonksiyonlarını geri getir bu senin görevin..''

Hastanın başındasın o kişi artık nefes alamıyor ve tüm yaşam fonksiyonları azalmaya başladı nabzı hafifledi tüm vucudundaki kan çekilmeye başladı senin ellerinde. Önce bir ATROPİN nabzını geri istiyorsun düzenlemeye çalışıyorsun olmuyor yatağın üstüne çıkıyorsun ve tüm gücünle kaburgalarına kalp masajı yapmaya başlıyorsun tek tek kaburgalarının ellerinin altında kırıldığını hissediyorsun ve tüm çağrelerin tükenmeye başlıyor. Her kaburga kırıldığında senin gözünden tek bir damla göz yaşı akıyo şefin bağırıyor. Acımak yok ! Ağlamak yok ! duygu yok ! çünkü o bir insan değil. Çünkü elinin altındaki senin işin.! 40 dakikada işini hayata döndürdün döndürdün. Kİ döndüremezsen hasta EX yani ertesi gün cenaze namazı kılınıp toprağa uğurlanıyor. VE ağıtlar Kürtçe.. Türkçe.. Çerkezce... ne fark eder? Gözyaşları , acılar aynı değilmi? Peki ya gittiği yer herkesin olduğu yer aynı değilmi ?

Peki ya farklılığın ne önemi var sonuçta herkes aynı şekilde uğurlanıcaksa?


Sağlık Meslek ÇıkışıOn viuen les histories. Descobreix ara