43. Bölüm ''Takılmak''

En başından başla
                                    

***

Gergin, sessiz bir yolculuğun ardından Kayra arabayı dururduğu gibi ehliyet kemerinden sıyrılıp arabadan indim ve bagaja ilerleyip bavulumu aldım.

Bana el sallayan Bahar'a doğru ilerlemeye başladım bavulu peşimden sürükleyerek. Sarılma ve ''Hoşgeldin'' faslından sonra Bahar beni kalacağım odaya çıkardı. Ev üç katlıydı ve kalacağım oda ikinci kattaydı. Ben kıyafetlerimi dolaba yerleştirirken Bahar'da bir şeyler anlatıp ara ara da beni sorguluyordu.

Cebimdeki telefonumun mesaj sesini duyduğumda elimdeki tişörtleri bırakıp telefonuma baktım.

''Aradım ama duymadın, nasıl gidiyor Kayra'yla?''

Uras'tandı mesaj. Şimdiden onun sessizliğini özlemiştim bile.

''Sen gelirsen daha iyi gidebilir'' yazıp sonuna da tebessüm ekleyip yolladım mesajı.

Bahar'a döndüm ve sordum.

''Uras'ın gelmesi sorun olur mu?''

Bahar birsüre sessiz kalıp gözlerimin içine baktı.

''Aranızda bir şey mi var?''

Yanına oturdum ve bende onun gözlerine bakarak konuşmaya başladım.

''Sen neysen oda o Bahar, daha fazlası yok. Sadece çok şey paylaştık, her zaman yanımda oldu ve sanki şuan da yanımda olursa daha iyi hissedeceğim''

Daha fazla bir şey sormamasını umdum. Ondan sakladığım şeyi fark etmemesini umdum. Uras'ın onu sevdiğini ona söylemek istemiyordum. Gözlerine baktığımda suçlu hissediyorum kendimi, ondan böylebir şeyi sakladığım için suçlu hissediyordum. Ama söylersem Güney'le olan ilişkisi zarar görebilirdi.

''Salondaki koltukta bir kişilik daha yer var, eğer istiyorsa gelebilir''

Gülümseyerek telefonuma döndüm.

''Aslında akşam gelebilirim ama sorun olmasını istemiyorum'' mesajına cevap yazdım hemen.

''Sorun yok. Pembe pijamalarını ve tavşanlı patiklerini hazırla, pijama partisine davetlisin''

Uras ciddiyetten ve siyahtan başka bir renk bilmeyen biriydi, güldüğünü bile göremezdim pek. Kendime engel olamayarak kahkaha attığımda Bahar ''Neye gülüyorsun?'' diye sordu.

''Uras'a pembe pijamalarıyla ve tavşanlı patikleriyle gelmesini söyledim ve pijama partimize davet ettim''

Bahar'da Uras'ı oldukça yakından tanıdığından kahkaha attı.

Çok geçmeden telefonumun mesaj sesini duydum ve hemen mesajı açtım.

''Sende pembe pijama ve tavşanlı terlik giyeceksen pijama partisini iple çekiyorum''

Yazacak bir şey bulamayınca Bahar'a dönüp ''Gelecekmiş'' dedim. Beraber aşağı inip mutfağa girdik ve kahve içip dedikodu yapmaya başladık.

***

Akşamüstü olduğunda Irmak, Buse, Bahar masayı kurarken Bahar, Gülfem ve ben yemek hazırlıyorduk. Tankut, Kerem ve Güney mangalı yakmaya çalışıyordu. Ozan ve Bulut akşam yakacağımız ateş için odun toplamaya gitmişti. Kayra unutulan şeyleri alak için markete gitmişti, Güney'in kardeşi Burçin ile.

Tam iki saat sonra ağzımın sularını akıtacak kadar leziz bir masa hazırlamıştık. Artık açlıktan boş tabağı kemirecek duruma gelmiştim.Uras beni arayıp yarımsaat sonra geleceğini söylediğinden onu bekliyorduk. Ki bu yarımsaat önceolmuştu.

Tam da şuan gelmelisin Uras, yoksa inan ne var ne yok yiyeceğim.

Kayra'nın rahatsız edici bakışlarının altında eziliyordum resmen, tüm ilgi odağı bendim sanki. Öyle bir bakıyordu ki... Kendimi nasıl hissedeceğimibile bilmiyordum, kötüydü sadece. Kötü hissettiriyordu.

Ona bakmamaya çalışıp başkalarıyla sohbet ediyordum.

Acaba aramızda geçenleri anlarlar mı?

Yine derin düşüncelere dalmak üzere olduğum sırada Uras'ın arabası evin önünde durdu ve ben dalmak üzere olduğum derin düşüncelerden sıyrıldım.

Derin bir nefes aldım. Eskiye dönmek istemiyorum, eskisi kadar çok düşünmek istemiyorum, eskisi gibi olmak istemiyorum.

Tatlı birsohbet eşliğinde yemek yemeye başladık. Tabi ben sohbete katılmadım çünkü nefes almadan yemek yemekle meşgulum....

Kayra'nın bakışları sürekli üzerimde olduğundan rahatla yemek bile yiyemiyorum tabi! Sanki bana bakmıyordu, bakışları beni delip geçiyordu. Öyle dik ve rahatsız edici ki...

İçerden telefonumun melodisini uyduğumda masadan kalkıp içeri gittim ve telefonumu açıp yukarı çıktım.

''Abilerin en tatlısı''

''Kardeşlerin en yalakası''

''Kırılıyorum vallahi abi''

''Abilere kırılmaz kardeşler''

''Tamam abi, peki abi, haklısın abi...''

''Tamam. Kes yalakalığı cadı. Anlat bakalım, neler yapıyorsunuz?''

''Tam yemek yiyorduk sen aradın, hemen yemeğe inmezem Bulut benim payımı da yiyecek''

Bu kanıya Bulut'un midesindeki kara delikten varıyorum.

''Yarın sabah ara beni, merak ediyorum kızım''

''Uras'ın geldiğini söylemeyi unuttum. Gerçi sen zaten biliyorsundur. Hatta bence o sana canlı yayın bile yapıyordur''

Uras ve abim dayanışması...

''Haber verdi ama canlı yayın falan yok. Neyse gitte yemeğe devam et zaten. Bu gidişle panda gibi olacaksın da neyse''

''Abi!''

''Bende seniseviyorum, panda''

Telefonu suratıma kapattığında bir süre telefona baktım. Gıcık! Kapıya döndüğümde Kayra kapıya yaslanmış bana bakıyordu. Hiç beklemediğim bu manzara karşısında sıçradım.

''Beni mi dinliyordun sen?''

Rahat bir tavırla kapının pervazından çekti omzunu ve odaya girip kapıyı kapattı.

''Dinlemek değildi amacım''

''Ama dinledin''

Tamam, yaptığı her şey gözüme batıyor ve kavga etmek için sebep arıyorum. Kabul.

''Uras ne bok arıyor burada?''

''Sen ne bok arıyorsan onu arıyor''

Yanından geçmek için hamle yapmıştım ki kolumu tutup beni kapıya yasladı.

''Ne var lan aranızda!''

''Bağırma hayvan! Duyacaklar''

''Soruma cevap verene kadar bağırmaya devam etmeyi düşünüyorum! Sevgili misiniz?''

Yapacağım şeyden pişman olacağımı biliyordum ama yine de yapacaktım.

''Hayır, henüz değil. Sadece bir kaç kez takıldık''

***

�6�V�{


Blood (M6)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin