13

8.5K 399 142
                                    

bir bölüm kadar sonra okurken hayatımın şokunu yaşadığım bölüme geleceğiz :'D

[13]

Louis'in, bir keresinde partilerden ne kadar nefret ettiği hakkında 4 saat konuştuğunu hatırlıyorum. Neredeyse bir ay önceydi, ama fikrini değiştirmediğini biliyordum.

Ya, zaten ben onlara parti hakkında kesin bir onaylama vermemiştim ki, öyleyse neden bu kadar endişeleniyordum?

Louis'in odasının bulunduğu yere, D kanadına geldim ve odasına ilerledim. Kapıyı açtığımda o keskin kokuyla karşılaştım. Ooot!

"Agh, Louis, cidden mi?" Burnumu kapayıp yatağa doğru yürüdüm.

"Bir fırt ister misin?" diye teklif etti, gözleri esrar sayesinde çoktan kıpkırmızı olmuştu. İkinci çekmesi olmalıydı.

"Hayır teşekkürler, ama, şey," Belki kafasının iyi olmasından yararlanabilirdim. "Bu gece benimle partiye gelmek ister misin?"

"Siktir oradan, hayır."

"Lütfen? Matematik ödevini yaparım?"

"O zaman, tamaaam," esrarı içine çekerken gülümsedi. Louis bugün bana çok yardımcı oluyordu, ve ben bunun için memnumdum. "Kimin partisiymiş?"

"Bilmiyorum, fakat bizim Harry'yi kıskandırmamız gerekiyor."

"Güzeeel," Gülümsedi, gözleri yanaklarına doğru şaşı bakıyordu. "Bekle, yiyişme gibi şeyler yapmayacağız."

Ona kötü bir bakış attıktan sonra vurdum. Tabii ki "yiyişme gibi şeyler" yapmayacaktık. Saçmalıyordu.

"Louis esrarı içmeye devam ederken, Harry'ye mesaj atmak için telefonumu çıkardım-- sadece partinin yerini ve zamanını sormak için tabiki.

Ben: parti ne zaman ve nerde?

Lanet çocuk: F kanadındaki aynı yer ve saat 8 de :) geldiğiniz için sevindim! :)

Ona teşekkür ederek veya başka bir şey yazarak cevap yazmadım. Gönderdiği gülücükler beni huzursuz hissettirmişti.

"Atıştırmalıklar için hala markete gidiyor muyuz?" diye sordu Louis. Sigarasını bitirmişti, şimdi yatakta yanımda oturuyordu. Ve neredeyse sarılıyorduk.

"Hayır." Esnedim. Artık canım cips falan istemiyordu.

"Erin Sanders yemek istemiyor?" Nefesini tutup yanağıma yavaş bir tokat attı.

"Kapa çeneni," Kıkırdadım. "Çok yorgunum."

"Git kendi odanda uyu."

"İyi," diyip inledim, Louis'in öfkesinden uzaklaştım. "8'de odama gelirsin."

"Tamam, belki." Kapıyı kapatmadan önce seslendiğinde gözlerimi devirdim. Çünkü, Louis bir şey için söz verdiyse onu her zaman yapardı. Yani, partiye tabii ki gelecekti.

Koridorları hızla geçerek kendi yurt odama 8 dakikada geldim, bu bir rekordu. Kapıdan tekrar giçeri girerken gülümsüyordum. Yatağa uzandım, örtümün üstünde uyuşmaya başlamıştım. Partiye kadar uyusam iyi olacaktı.

-

"Sanders!" Kapıdan gelen yumruklar uyanmama sebep olmuştu. Telefonumu kendime çevirdim, ve saatin 7:50 olduğunu görünce bıkkınlıkla inledim.

Kalktım ve kapıya yürüdüm.

"Sakin ol, İsa aşkına," Louis'i içeri aldıktan sonra, dolaba yöneldim, ve stres içinde üzerime koyu renk dar pantolon ve kapüşonlu svetşört giyindim. "Hadi gidelim."

Nudes » h.s (türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin