6. Bölüm •İki Lider

11.9K 937 38
                                    

YAZARDAN ÇOK ÇOK ÇOK ÖNEMLİ NOT: Sevdiceğizlerim bu not bölüme sonradan eklenmiştir, haberiniz ola.

Şimdi şöyle ki ileriki bölümlerde iki karakteri birbirine karıştıran çok kişi olmuş. Bu bölümde giren iki karakter. Bilgi ve Bilge. Bu iki karakter ikizler. Birisi kız diğeri erkek. Erkek olan Bilge. Sonunda e harfi olan erkek bu şekilde aklınızda tutabilirsiniz ^-*

Seviliyorsunuz. Bu arada ben satır içi yorumu çok severim. Baya. Haberiniz olsun. *Gerekli mesajı veren yazar emojisi*

Ensemden çekilerek binaya sokulduktan sonra kapı hızla kapandı. Çekilmenin etkisiyle yere düşmüştüm ve güneşin parlak ışıklarından sonra burası oldukça karanlık geliyordu. Buna rağmen yanımda, yere düşmüş olan Eymen'i ve çoktan ayağa kalkıp silahını doğrultmuş Erol ağabeyi seçebiliyordum.

Kapıyı yumruklayan, içeri girmeye çalışan zombilerin sesi eşliğinde ayağa kalktım ve Eymen'in de kalkmasına yardım ettim.

Erol ağabeyin silahını doğrulttuğu yere bakınca yan yana durmuş iki insan silueti gördüm. Sorun, onların insan mı zombi mi olduklarını bilmememizdeydi. Ancak kapının kilidini açtıktan sonra bizi içeri çekip kapıyı tekrar kilitlemelerine bakılırsa insan olmalıydılar.

Aramızdaki sessizlik uzarken yukarıdan duyduğum bir sesle kafamı yukarıya çevirdim. Hemen üzerimizde olan katın ortasında koskocaman, yuvarlak bir delik vardı. Ve o delikten iki kişi bize silahlarını doğrultmuşlardı. Karşımızda duran genç oğlan boğazını temizleyerek sessizliği bozdu ve sonra konuşmaya başladı

"Eh hepimiz insan olduğumuza göre sanırım birbirimize silah doğrultmamıza gerek yok öyle değil mi? Hele buraya her gün misafir gelmediğini düşünecek olursak." dedi. Son cümleyi yukarı bakarak söylemişti. Oğlanın sözlerinden sonra delikten bize doğrultulmuş iki silah geri çekildi ve sahipleriyle beraber gözden kayboldular.

Erol ağabeyde ihtiyatla silahını indirdi ama beline takarak ortadan kaldırmadı.

Merdivenlerden inen ayak sesleri duyduğumuzda hepimizin ilgisi o tarafa döndü. Daha sonra biraz önce konuşan oğlan sözü tekrar devralarak

"Artık burada daha fazla dikilmeyelim ve yukarıya çıkalım. Bu ses beynimi patlatıyor!" dedi zombilerin vurmasıyla büyük bir gürültü çıkartan kapıya bakarak. Ve sol tarafa dönüp yürümeye başladı. Kısa bir duraklamadan  sonra bizde onu takip ettik. Dört binanında birbirine bağlı olduğu konsundaki tezimizde haklı olduğumuz ortaya çıktı çünkü en sağdaki binadan sağ ortadaki binaya geçmiştik.

Sağ ortadaki binanın üçüncü katına çıktıktan sonra dairelerden birinin salonuna girdik. İçerideki mobilyalar bozulmamış ve düzgün bir biçimde yerleştirilmişti.  Burası çok daha aydınlık olduğundan bizi buraya getirenleri rahat bir biçimde görebiliyordum.

Liderleri gibi gözüken ve bizimle konuşan oğlan 1.80 boylarındaydı. Kızıl saçları ve mavi gözleri vardı. Teni neredeyse saydam denecek kadar beyazdı. Yüzünde alaycı bir sırıtış ve gizleyemediği bir kendini beğenmişlik vardı. Yüzü genç gösterse de yaşını kestirmekte zorlanıyordum. 15 yaşında da olabilirdi, 25 yaşında da.

Hemen yanında duran kız onun neredeyse aynısıydı., çok büyük bir ihtimalle kardeştiler. Kızda tıpkı oğlan gibi kızıl saçlı ve mavi gözlüydü. Boyu 1.70 civarında olmalıydı. Onun teni de olabilecek en açık tonda beyazdı. Onu, kardeşinden ayıran tek fark yanaklarında ki turuncu çillerdi. Ve yine tıpkı kardeşi gibi yaşını tahmin etmek zordu. Ancak yüzünde kardeşinin aksine daha olgun ve meraklı bir ifade vardı.

Unutulmuş: TürkiyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin