Loner -Final- P:2

13.6K 780 475
                                    

Gerçek ya da değil. Kyungsoo buradaydı.
Jongin'in, onu bir oyunun içine dahil edip sevdiğini söyleyerek göklere çıkarıp, aniden ittirmesi ve yere düşürmesi bir olmuştu.

Kyungsoo kelimenin tam anlamıyla çakılmıştı.

Ama buradaydı işte. Jongin ona yine sevdiğini söylemişti ve Kyungsoo bunun doğruluğuna bile kafa yoramadan -ki büyük ihtimalle inanamazdı- Jongin sarılmıştı. Sıkıca.

Kyungsoo ise hayatı buna bağlıymış gibi, tek bir saniye bile düşünmeden diğerinin sarılışına karşılık vermiş ve ne öncesine, ne de sonrasına kafa yormuştu.

Jongin'i, Jongin'e ait olan her şeyi delice seviyordu. Elinde değildi, durduramıyor ve gittikçe artan sevgisine engel olamıyordu.

***

"Eğ-eğer.. istersen..yani..." Sırtlarında çantalarıyla caddede yürüyorlarken, Jongin'in aç olduğunu belirtmesiyle, Kyungsoo teklifini sunmaya çalıştı. Ama sadece çalışma aşamasında kalmıştı.

"Kyungsoo, rahat ol tamam mı?" Jongin durdu ve elini onun bileğine dolayarak diğerini de durdurdu. Kyungsoo'nun ona çevrilmiş yüzüne doğru diğer elini uzattı ve yanaklarında gezdirdi. Küçük olan sadece bu dokunuşla bile eriyebilirdi.

Jongin birden onun yanağını sıktığında, diğerinin gözleri kocaman olmuştu. "Çok tatlısın yaa."

Birkez daha diğerinin göğsüne doğru çekildiğinde, Jongin ellerini onun sırtına bastırdı ve Kyungsoo'nun kafası Jongin'in göğsüne çarptı. Heyecandan nefes almayı bile unutmuştu.

Sarılışı iyileştiriciydi.

Ve dudakları, toplum içinde oldukları gerçeğini yadsıyarak Kyungsoo'nun kulağına değdiğinde, Kyungsoo neye uğradığını şaşırmıştı.

Önce kıkırdağını öptü, kısık bir nefes verdi ve tekrar öperek, elini sıcak yanakların üzerinde gezdirmeye devam etti.

Birden çekildiğinde, Kyungsoo üşüdüğünü hissetmeden edemedi.

Ama Jongin, ellerini onun yüzüne koyup ona doğru eğilmeye başladı ve hadi ama .. sokağın ortasındaydılar!

Kyungsoo'nun gürültülü yutkunuşu, kırmızı ışıkların yanması, arabaların durması ve Jongin'in dudaklarını, küçüğün yaralı kaşına bastırması bir olmuştu. Dudakları kaşından, elmacık kemiğine doğru inerken titrememek elde değildi.

Elmacık kemiğinin üzerindeki açık renk çürüğe, acı vermeyecek bir dudak baskısı uyguladığında, Kyungsoo belli belirsiz gülümsedi.

Fakat gülümsemesi, dudağının kenarına çarpan dudaklar yüzünden donakalmıştı.

Jongin, tereddüt bile etmeden Kyungsoo'nun çenesinin kenarına da birkaç öpücük bırakıp geri çekildiğinde, Kyungsoo titrek bir nefes vermişti.

"Ee? Önerin neydi?" Jongin ona sevimli bir şekilde gülümseyerek baktığında, Kyungsoo, "Ah.." dedi. "Ben düş-düşündüm de, eğer is-istersen sana bir şeyler h-hazırlayabilir..im."

"Yani size gidiyoruz?"

Kyungsoo, soruyla bariz bir şekilde kızardı ve kafa salladı.

Heyecanla çırpınan kalbi yüzünden zorlukla da olsa iç çekivermişti.

Bize gidiyoruz.

***

"Yani, cidden kendin hazırlayacaksın?" Esmer, yıkadığı sebzeleri tezgaha dizen çocuğun beline sarıldı ve dudaklarını kapatıcıyla kapatıldığı için görünmeyen izlerin üzerinde gezdirdi.

I'm a Loner (외톨이야)Where stories live. Discover now