Ertesi sabah güneş daha yeni doğmaya başlarken gözlerimi açtım.Benden biraz önce uyanmış olan John çoktan oto tamircinin kapısını açmıştı.Bense son olarak hangi işi yapacağımızı merak ediyordum doğrusu.John ' un yanına indim.

Cevabını merakla beklediğim o soruyu sordum ;

''Şimdi ne yapacağız John ? ''

''Beni kolumdan tuttu ve bahçeye çıkardı.Zombilerse bahçenin etrafındaki tellere dayanmıştı.John 'un işaret parmağı ile gösterdiği yere baktım.

''Şuradaki ters dönmüş askeri jeep 'in tepesindeki ağır makineli tüfeği görüyor musun? ''

''Evet ''

''İşe o ağır makineli tüfeği alıp otobüsün üst katına yerleştireceğiz.''

Sanırım en zor olan iş buydu.John hızla içeri gitti bir elinde anahtar seti diğer elinde baltası ile yanıma geldi.

''Plan şu Jack , ben anahtar seti ile makineli tüfeği yerinden çıkartacağım sen ise benim baltam ile bizi koruyacaksın.Ardından ikimiz birlikte ağır makineli tüfeği taşıyacağız.''

''Tamam '' deyip elime John 'un baltasını elime aldım ve Saniyeler sonra  bahçe kapısını açtık.

John var gücüyle askeri Jeepe doğru koşmaya başladı.Bense  hemen peşinden gidiyordum ve sayıca fazla olmayan  üzerimize gelen zombilere baltayı savuruyordum.

Zaten sayıları fazla olmayan soluk tenli kambur zombilerin sayısını gittikçe  azaltıyordum.John ise hala ağır makineli tüfeğin vidalarını sökmeye çalışıyordu.

Geriye son iki zombi kalmıştı.John 'un ise sökülecek son bir vidası kalmıştı.

İkisinden bana bir adım daha yakın olan yani kanlı ,yırtık oto tamirci elbisesi bedenine yapışmış ve vücudunun bir parçası haline gelmiş olan zombinin suratına baltanın sapını hızla geçirdim ve saniye farkı ile üzerinde kurumaya yüz tutmuş kanların süzüldüğü baltayı geri kavrayıp diğer kambur zombinin sağa eğik duran boyuna hızla geçirdim..

Oyalanması için suratına balta sapı geçirdiğim zombinin yara içinde kalmış gibi duran ağzından gelen çıtırtılarla birlikte mora çalan dudaklarının arasından kan içinde kalmış bir kaç çürük dişi fırlamış ağzına dolan kanı tükürürmüşcesine kusarken baltanın keskin ucu diğer zombinin  kafasını iğrenç ve kokuşmuş bedeninden ayrılmış
kestiğim yerden ise siyaha yakın renk tonlarında koyu kırmızı  kan fışkırıyordu..
Kafası uçan cansız  beden yere doğru düşerken balta sapı ile suratını dağıttığım zombi ise bu sırada toparlanmış hırıltılıyla üzerime geliyordu..

Belimden kuvvet alarak eğilip zombinin bacaklarına indirdim.
Zombinin her an kopacakmış gibi duran cılız bacakları kesilmişti.Gövdesinden ayrılan bacaklarına rağmen zombi kollarının yardımıyla gövdesiyle yerde sürünerek üzerimize doğru geliyordu.
Baltayı havaya kaldırdım ve zombinin kafasının ortasını gözüme kestirdim.Baltayı aşağı indirmem ile birlikte zombinin kafa tasını aşmış olan balta zombinin beynini ortadan ikiye ayırmıştı.O sırada John 'un sesiyle irkildim.

''Hepsini halletdiysen yardım et de şunu taşıyalım tüm vidaları söktüm.''

Bir elimde baltayı tutuyorken diğer elimle John ' la birlikte yerde sürükleyerek ağır makineli tüfeği içeri taşımaya çalışıyordum..

Gerçekten çok ağırdı iki kişi bile zor taşıyorduk.Sonunda yeni zombiler gelene kadar içeriye taşıyabilmiştik..Koşarak telden kapıyı örttük..Etrafta canlı tek varlık kalmamıştı..İyice etrafı kolaçan ettikten sonra içeri girdik..

PEŞİMDE ZOMBİ VAR (TAMAMLANDI )Where stories live. Discover now