Kan

874 29 1
                                    

"Kurşun babanızın kalbine yakın bir yere denk gelmiş. Bu yüzden yapacağımız ameliyat çok riskli. Annenizin ise koluna denk gelmiş. Şuan kendisi iyi ama bi kaç gün müsade altında kalmalı. "

Doktorun detaylı açıklamasından sonra dahada yıkılmıştım.

"Ne olursa olsun. Babamı kurtarın." Diye yakınıyodum.

"Merak etmeyin. Elimizden geleni yapıcaz."

"Elinizden gelenin fazlasını yapın." Diyip doktorun yakasına yapıştım.

Doktor arkamdaki birine elini gel anlamında salladı. Bi hemşire gelip beni tuttu. Koluma iğne vurduktan sonra tek hatırladığım hemşirenin "merak etmeyin iyi olucaksınız." Demesiydi.

Gözlerimi bi hastahane odasında açtım. Ayağa kalkacaktım ama o kadar bile gücüm yoktu. Odaya elinde yiyecek tepsisiyle Rüya girince yatağın üstünde oturur şekle geçtim.

"Uyanmışsın." Dedi gülümsemeye çalışarak.

"Noldu bana."

"Sadece sakinleştirici verdiler. Hadi bunları ye. Kaç saattir bişey yemiyosun güçsüz düştün."

"İstemiyorum."

"Yiyceksin. Baban iyileştiğinde seni böyle güçsüz görürse çok üzülür."

Kafamı salladım. Haklıydı. Onun için yemeliydim.

Titriyodum. Ağlamaktan bitkin düşmüş haldeydim. 4 saat oldu ama hala babamın kanına uyan bi kan bulunamadı. Babamın kanı çok az kişide olduğu için çok zor bulunuyodu.

Bi polis yanıma yaklaştı.

"Meraba Cansu. Ben telefonda konuştuğun polis memuru. İfade vermek için bizimle gelmelisiniz."

"Babamı yanlız bırakamam. O bu haldeyken onu bırakamam. Onun bana ihtiyacı var."

"Babanıza ve annenize bunu kimin yaptığını bulmamız gerek."

Haklıydı. Onlara bunu yapanı bulmam lazım. Ona kendi ellerimle cezasını vericem.

"Peki gidelim."

Polisle beraber babama bakan doktorun odasına girdik. Polis sorularına başladı.

"Dün gece evde değilmişsin doğrumu?"

"Evet doğru."

"Peki nerede kaldın?"

"Arkadaşım Rüya'nın evinde."

"Annele babanın düşmanları varmıydı?"

"Bildiğim kadarıyla hayır."

"Seni yada annenle babanı takip eden biri varmıydı? Şüpheli bi durum gördünmü hiç?"

"Şey aslında dün annem biriyle konuşuyodu. Telefonda konuştuğu kişiye rahat bırak beni gibi şeyler söylemişti."

"Kim olduğunu biliyomusu?"

"Hayır. Sorduğumda söylemedi."

"Tamam teşekkürler. Sen artık gidebilirsin."

"Onu bulucaksınız dimi."

"Bulucaz merak etme."

Polisin güven veren sesinden sonra hiç tepki veremeden odadan çıktım ve babamın kaldığı odanın önüne gittim.

"Çok az zamanımız kaldı. Acilen kanı bulup ameliyata başlamamız gerek. Yoksa..."

Doktorun dediğiyle deliye döndüm.

"Ne demek az zamanımız kaldı. Bulun o kanı. Ne yaparsınız bilmiyorum ama bulucaksınız." Doktorun üstüne yürüyüp yakasından tuttum. "Para veririm istediğiniz kadar veririm ama bulun o kanı. Nolur." Son cümlelerimi ağlayarak söylemiştim. Artık hiç gücüm kalmamıştı.

Rüya yanıma gelip beni tuttu. Sakinleşmem için su verdi bana. Bense deli gibi aynı şeyi tekrarlıyodum.

"Babam güçlü. O ölmiycek. Babam güçlü. O ölmiycek..." sürekli aynı şeyi tekrarlıyodum. Rüya titreyen ellerimi elleriyle sardı.

"Baban yaşıycak. O lanet kanı bulucaz. Merak etme."

Tam Rüya'ya cevap vericektimki bi kaç doktor babamın odasına hızlıca girdi. Bende telaşla odaya girmeye çalıştım. Ama sokmadılar beni. İçeriye almadılar. O kadar merak ediyodumki babamı. Odanın içini gösteren penceresinden içeriye baktığımda doktorlar başında pervane olmuştu. Kalbinin atışlarını gösteren cihaza baktığımda çizginin düz olduğunu farkettim. Kalbi durmuştu. Şok cihazıyla kalbini tekrar çalıştırmaya çalışıyolardı. İçimdeki korkuyu anlatıcak kelime yoktu şu anda.

Umutsuzca ağlayıp "baba" diye cama vurup bağırıyodum. Başka bi doktor camın perdesini kapattı. 3 dakika boyunca içeride ne olduğunu anlayamadan öylece yere yığılmış ağlıyodum. En sonunda doktor çıktı ve yanıma yaklaştı.

"Cansu hanım babanızın 2 dakikalığına kalbi durdu ama şimdi iyi. Fakat işler çok ciddi bi hal aldı. 1 saat içinde kan bulunamazsa yapıcak bişeyimiz kalmaz."

"Ne demek yapıcak bişeyimiz kalmaz. Eğer babama bişey olursa sizi mahvederim. Hepinizi işinizden ederim. Babamı yaşatıcaksınız."

"Cansu hanım sakin olun lütfen. Kan için her yere başvurduk. Bütün hastanelerde babanız için kan aranıyor."

Rüya yanıma geldi ve beni sandalyeye oturttu.

"Sakin ol Cansu. Okuldaki herkese haber verdim. Yaşı 18 olan 12'lerden herkes o kanı arıyo. Merak etme babana hiç bişey olmıycak."

Uzaktan bi doktor bize yaklaşınca hemen ayağa kalktım.

"Sonunda babanızın ihtiyacı olan kan bulundu. 5 dakika sonra ameliyata başlayacağız." Dedikten sonra babamı götürdüklerini gördüm. Hemen yanına koştum.

O güçlü adamdan eser kalmamıştı. Ellerinden tuttum. Yaşlar gözümden adeta bi şelale misali akıyodu.

"İğleşiceksin baba." Dedim ve elini bırakmak zorunda kaldım. Babamı ameliyat odasına götürürlerken kalbimin sıkıştığını hissettim. O benim babam. O Tansu Tansoy. Herkesin başarıları ve gücü yüzünden kıskandığı kişi. O yaşıycak. Çünkü o çok güçlü.

Selam canım okuyucularım jsjs bu bölüme sınır koymak istiyorum sksksk +40 okunma +20 vote ve +10 yorum gelene kadar yeni bölüm olmıycak sjjd vote veren ve yorum yapan elleriniz dert görmesin sjjddj hepinizi çok seviyorum :*

Tecavüzcünün Kızı (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin