John ''Hadi biraz hızlı ol moruk ! ''

Bayan Marry ''Tanrım bu zombiler çok hızlı ! ''

John dalga geçermişcesine ''Hayır sen yavaşsın''

Zombi Bayan Marry 'i ısıracaktı ki John koşarak elindeki baltayı zombinin kafasına sapladı.Balta zombinin Kafasını ortadan ikiye ayırmıştı.John baltasını zombiden geri çıkarttı.Onları gören zombiler o tarafa yöneldiler.John ,Bayan Marry 'nin yürümesine yardım etti.Onlar içeri geldikten sonra kapıyı kapattık.

Adamson ışık düğmesine bastı.Işıklar yanınca ;

''Jeneratörleri varmış bu çok iyi. ''
dedi gülerek..

Işığın yanmasıyla içeriyi inceledim.Küçük bir yerdi üstelik hiç cam yoktu.Aslında cam olmaması daha iyiydi..Bir kaç masa vardı ve bir köşeye istiflenmiş golf malzemeleri.Büyük hoparlörler dışında başka bir şey yoktu.Burası iki kapıya daha açılıyordu.

Adamson ''Burada fazla kalamayız.Bir kaç gün sonra açlık ve susuzluktan ölürüz.Ben havalandırmadan yukarı tavana çıkacağım.Etrafta işe yarar bir şey olup olmadığına bakacağım.''

Adamson konuşmasının ardından havalandırmadan yukarı çıktı.Biz ise ne yapabiliriz onu düşünüyorduk.Fakat hiç bir fikir bulamamıştık.Ben bir şeyler düşünürken kıyafetimin çekiştirildiğini hissettim ve
bakışlarımı aşağı çevirdim..
Küçük Amelia bana bakıyordu.
İfadesiz buz gibi bakışlarla..
"Jack..Annem gelemeyecek mi..?"

Beynimden vurulmuşa dönmüştüm..Ne diyeceğimi de bilmiyordum..Tam o sırada Linda ile göz göze gelmiştim..

Amelia'nın yüzü bir anda değişmiş ve
"Hiç gelemeyecek değil mi..?"
dedikten sonra ağlamaya başlamıştı..
Ben yine sessiz kalmayı sürdürmüş ve eğilip minik Amelia 'ya sarılmıştım..
Linda ise yanımıza yaklaştı ve Amelia 'yı kucağına alarak teselli etmeye çalıştı..

Çok geçmeden Adamson geri indi ;

''İleride bir köprü var o köprünün karşı geçesinde çift katlı sarı bir otobüs var.Tek kurtuluşumuz bu , John ve Jack siz otobüsü buraya getireceksiniz, bizde buradaki zombileri oyalayacağız.''

John''Dışarısı zombi kaynıyor peki nasıl dışarı çıkacağız ? ''

Adamson golf malzemelerinin yanına gidip oraları biraz karıştırdıktan sonra elinde iki halat ile yanımıza geldi;

''Benim çıktığım gibi havalandırmadan yukarı çatıya çıkacaksınız bu halatlar ile binanın arka tarafına ineceksiniz ''

''Peki siz nasıl oyalayacaksınız? Kapıları açtığınız an ölürsünüz ''
diye söze atıldım.

''Zaten sayıları çok fazla onlarla savaşamayız girişte büyük hoparlörler gördüm ,son sese alıp müzik açacağız.Ses zombilerin dikkatini bu yöne çekecek tüm zombiler kapının önüne toplanacak ''

Adamson'nun planı mantıklı gelmiş ve başımı sallamıştım.Bu konuşmalar üzerine John ve ben havalandırmanın içine girdik..
Havalandırma dardı ve toz içindeydi..Aklımda ise hala Amelia vardı..Tavana çıkana kadar ter içinde kalmıştım..Nihayet tavana çıkmıştık..

Aşağı baktım fazla yüksek değildi.Biraz daha sağ tarafa gittim ve ön tarafa baktım Adamson 'un fikri işe yarıyordu.Zombiler kapıya doğru gidiyorlardı..
Halatların ucunu düğüm yapıp paratonere bağladık.John benden önce hızlıca aşağı indi.Bense korka korka güç bela inebildim..
Aşağı indiğimiz gibi köprüye doğru koşmaya başladık.Neyse ki zombiler bizi fark etmemişti.Eski köprüyü hızlıca geçtik ve çift katlı sarı otobüsün yanında durduk.

Otobüsün kapısını açmaya çalışan John ' a ;

''John , bu otobüsler kırmızı olmuyor muydu ?''

''Merak etme yakında kan ile kırmızıya boyanır ''

Çok geçmeden John kapıyı açtı.Yavaş ve temkinli adımlarla otobüsün içine girdik.İçerisi sakin görünüyordu..Şoför tarafına baktığımda bir şeyi fark ettim anahtar yoktu.

John ' a bakarak ''Anahtar yok ne yapacağız şimdi ! ''

''Merak etme ben çalıştırırım.''

John bir kaç kablo ile uğraştı ve bir iki dakika sonra otobüs çalıştı.Ben şaşırmış bir şekilde John ' bakıyordum.

''Nasıl yaptın onu ? ''

''Boşuna hapse girmedim ben ! ''
diye yanıt verdi şeytani pis bir gülüş ile..

John direksiyonun başına geçti ve ilerlemeye başladık.Ama bir terslik vardı.John Golf kulübünün binasına doğru gitmiyordu.Tam tersi yöne doğru sürüyordu..

Ben öfkeli bir şekilde ''Hey ! Ne yapıyorsun Adamsonları bırakacak mısın orada ? Sana diyorum! ''

John hiç cevap vermiyordu bu öfkemi daha da arttırıyordu ;

''Adamsonları orada bırakamayız ! ''

John aniden otobüsü durdurdu ve üzerime doğru gelmeye başladı.John 'un gömleğinin yakasından tuttum.Ona engel olmaya çalışıyordum ki;

John ''Eee bir sus '' deyip ardından baltasının tahta sapıyla kafama vurdu.Büyük bir acıyla bağırdım görüşüm bulanıklaştı ardından gözlerim kapandı...



PEŞİMDE ZOMBİ VAR (TAMAMLANDI )Where stories live. Discover now