''Ceylan?''dedi.

Suratımın şekli bariz bir biçimde iyi olmadığımı gösteriyordu.


''Zor bir geceydi'' dedim gülümsemeye çalışarak.


Oysa hiç alakası bile yoktu.


Cebimden odamın anahtarını çıkarttım.


''Oğuz gelince verebilir misin?

Çok önemli'' dedim.


Avucuna bıraktığım anahtarı kavradı.

Sonra yüzüme baktı.

Ağzını açacakken.


''Ben intikalde olacağım da''dedim.


Anlayışla kafasını salladı.

Ben de ilerleyerek çoktan yapmam gereken şeyi yaptım.

Helikopter pistine geçtim.



Havalanmaya hazır bir helikopter pistte bekletiyordu.

Ben dışarıya çıkınca Selim elini havaya kaldırdı.

Ben de tamam anlamında kaldırdım.


Koşarak helikoptere gittim.


''Telsizleri aldın mı?'' 


Eliyle gösterdi.

Helikopterden içeriye baktım.

Askerler hazırdı.

Kafalarıyla selam verdiler.


Ben de selam verdim.

İçeriye atlayıp pilotun yanına oturdum.


''Yusuf komutanım?'' dedim gülümseyerek.


Kafasını bana doğru gülümseyerek çevirdi.


''Bizde her numara var Ceylan asteğmenim ''dedi.


Ben de gülümseyip koltuğuma yaslandım.

Serhat komutan gizlilik istediğim için Yusuf komutanı görevlendirmişti anladığım kadarıyla.


Tugay küçülürken benim içime sanki bulutlar kaçıyordu.

Nefes alamıyor gibiydim.

Orada olduğumda daha kötü olacaktı her şey belki.

Ama orası olmadan da nefes alamıyordum.


Yumruklarımı sıktım.

Soğuk soğuk terlemeye başlamıştım.

Askerlere durumu belli etmemeliydim.

512Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora