→4 | Uçak

28 3 0
                                    

Multideki Demir.

Eylül'ün Ağzından

Evleneceğim adam tahminimden daha yakışıklı çıktı, iyi mi ? O saçlar, o gözler, o tarz kimsede yoktu. Ne oluyor bana böyle. Ben böyle düşünürken gözüm Cansın'a takıldı. Cansu'ya o kadar minnet dolu bakıyordu ki anlatamam. Cansu salıncakta kardeşi ile sallanırken Çağdaş'ta içeriden onu izliyordu. Sürekli bakmıyordu ama her kafasını hareket ettirişinde gözü oraya gidiyordu. Konuştukları konu şirketti. Bende sıkılıp dışarı çıktım. Tabi çıkmadan önce Demir'e baktım. Şuan salondaki herkes iş konuşurken o, telefonu elinde oyun oynuyordu. Onu anlamak mümkün değildi.

"Selam Cansu, beni hatırladın mı ?" Kafasını kaldırıp bana baktı. Gene aynı yüz ifadesi, masumiyet. Ses tonu bile masumdu onun. Çağdaş'ın neden ona aşık olduğunu anlıyordum. Biraz ayakta durduktan sonra bende yanlarına oturdum.

"Ben Eylül, sizin adınız nedir küçük bey ?"

"Ege."

"Harika bir adın varmış Ege. Bu arada Cansu, senden aldığım kıyafeti en kısa sürede geri vereceğim."

"Geri vermene hiç gerek yok, gerçekten. Zaten elbise hiç sevmem." Elbise giymeyi sevmemek mi ?

"İçeri gelsenize." Üçümüz kalkıp içeri geçtik. Cansu benden birazcık uzundu ama bu fark topuklu ayakkabılarımla kapanabilirdi. Çağdaş ise Cansudan aşırı fazla uzundu. İçeri girdiğimiz an Çağdaş bizim tarafa hiç bakmadı. Cansu ise oturmuş Ege ile ilgileniyordu. Birden Ege kalktı ve Çağdaş'ın yanına oturdu. Sonra kulağına bir şeyler fısıldadı. Cansu ise telaşlı gözlerle ikisine bakıyordu. Çağdaş gülüp Ege'nin elinden tutup balkona çıktı. Cansu ise peşinden giderken elinden tuttum.

"Ona güvenebilirsin. Çocuklarla arası çok iyidir." Gülümseyip yanıma oturdu.

"Hadi artık kalkalım. Uçağa az kaldı."

"Düğün orada mı gerçekleşecek ?"

"Yıldırım nikahı düşünüyoruz biz."

"En iyisi. O zaman veda vakti." Annem neredeydi şimdi ? Babamı öpüp merdivenlerin önündeki 3 valizimi yavaş yavaş taşımaya başladım. O sırada Çağdaş ve Ege de gelmişlerdi. Ege Çağdaş'ın kucağındaydı ve ikisi heyecanlı heyecanlı bir şeyler konuşuyorlardı.

"Serkan Amca, benim kız kardeşimi de alacağız hemen yolun üstünde."

"Alırız oğlum." Cansu ise hala ortalıkta yoktu. Salona geçince koltukta uyuduğunu fark ettim.

Demir'in Ağzından

Cansu içeri sızmış. Ne gülünç ama ? Kız idare edilecek durumdaydı, gayet güzeldi fakat ona aşık olamamıştım. Çağdaş'ın kız kardeşini alıp havaalanına gittik. Uçağı beklerken Ege Cansu'nun kucağında uyumuştu. Emel ise gene telefonuyla oynuyordu.

"Ne okuyorsun Emel ?"

"Solucan, Eylül abla."

"Kötü Çocuk'u okudun mu ?"

"Evet harika bir kitap." Emel ilk defa biriyle telefonuna bakmadan değil de yüzüne bakarak konuşunca herkes şaşırdı. Çağdaş ise hararetli hararetli telefonla konuşuyordu. Bir süre sonra yanına gitmeye karar verdim.

"Tamam Asya bana emanet, merak etme. Orada okula da gidecek. Ama henüz yaz tatilindeyiz. Bak kaçıncıya söyleyeceğim orada bina kiraladım. Şirketin 6. yerini oraya açacağız. Neyse kapatıyorum ben." Sinirle telefonu kapatıp cebine koydu.

"Bir sorun mu var Çağdaş ?"

"Yok Demir sorun. Hadi oturalım." Hızla Çağdaş'ın yanına gelen Asya onun bacağına yapıştı.

Heavenजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें