→1 | Zoraki Evlilik

94 8 0
                                    

Multideki Eylül.

Eylül'ün Ağzından

Uyanmamın tek sebebi çalan telefonumdu. Bacak aram acıyordu ve yanımda tanımadığım bir adam yatıyordu. Dün gece neler olduğunu hatırlamak çok isterdim. Telefonu alıp açmamla babamın sesini duydum.

"Efendim baba."

"Hemen şirkete gel." Babam sinirliydi. Gene ne yapmıştım kim bilir.

Hızla yataktan kalkıp yerdeki elbisemi alıp giydim.

"Günaydın bebeğim."

"Benim gitmem gerek." Hızla aşağıya inip ağzıma bir şeyler tıktıktan sonra arabama koştum. Elimde topuklu ayakkabılarım, ağzımda tonlarca yemek arabama koşuyordum. Topuklu ayakkabılarımı giyerken elbisem patladı. Lanet olsun.

"Yardım etmemi ister misiniz ?" Sesi, benim sesime birebir benzeyen bir ses duymuştum. Sinirle dönüp baktığımda masum masum bana bakan birini gördüm.

"Sevinirim."

"Ben Cansu."

"Eylül." Sırt çantasını yere koyup çömeldi. İçindekileri boşaltırken içinden bir Mac Book, bir elbise, bir defter, bir spor ayakkabı çıktı. Ayağa kalkıp bana elbiseyi uzattı. Normalde kızın verdiği elbiseleri giymem ama şuan zorundaydım. Arabamın arka kısmına geçip giyindim. Birden karşıma kuzenim Çağdaş çıktı. Gene yüzünde sinirli bir ifade vardı. Elbiseyi giyip arabadan çıkınca Cansu'nun Çağdaş'a bakışını görüp gülümedim.

"Eylül, şirkete gidiyorum. Benimle geliyorsun." Şu emir verir gibi konuşmalarından nefret ediyorum.

"Tamam, bu Cansu."

"Hadi gidiyoruz." Çağdaş Cansu'yu umursamadan arabasına atladı. Bende hızla bindim. Binerken Cansu'ya teşekkür etmeyi unutmadım. Çağdaş arabayı hızlı kullandığı için 10 dakika içinde şirkete varmıştık. Asansöre binince babamın yeni asistanınıylaydım. Bana bir kere bile bakmadı. Zaten elbisemde kolay giyilip çıkarılacak bir elbise değildi.

"Sonra görüşürüz." Asansörden inip yavaş adımlarla babamın odasına ilerledim. Her erkek bana bakıyordu. Bende bazılarına gülümsüyordum. Kapıya gelmemle derin bir nefes aldım.

"Hoşgeldin kızım."

"Hiç hoşgelmedim."

"Ne dedin anlamadım."

"Hiçbir şey." Acaba beni niye uyandırdı, kesin önemli bir olay.

"Evleneceksin hayatım."

"Ne ?" Evlenecek miyim ? Hayır, hayır, hayır. İstemiyorum.

"Evlenmek zorundasın, kağıt üzerinde."

"İstemiyorum."

"İsteyeceksin." Kapıyı çarparak odadan çıktım. Koşturarak merdivenlerden indim. Aşağıya inince karşıma Çağdaş çıktı. Beni bileklerimden tutup durdurdu.

"Anlat bana."

"Evleniyormuşum."

"Nasıl yani ?"

"Evleniyorum işte Çağdaş."

Koşarak arabama doğru ilerledim.

Demir'in Ağzından

Gözlerimi açtığımda yanımda yatan kızı dürttüm. Uyandığım anda dün akşam neler olduğunu hatırlamak istediğimi kimse bilmiyordu, en azından ben biliyordum.

"Hadi git." Kız kalkıp giyindi, bende kalkıp giyindim. Aşağıya indiğim zaman güzel kahvaltı sofrasının hazır olduğunu gördüm. Cansu bugün İstanbul'dan dönüyordu. Onu almam gerekiyor. Masaya oturup telefonumu kurcaladım. Twitter'ıma gelen bildirimlerin haddi hesabı yoktu. Birden telefonum çaldı. Arayan babamdı.

HeavenUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum