7.Bölüm-Kraliçe.

Start from the beginning
                                    

Babamın yanında üç kişi vardı, bir tanesi benimle yaşıt gibi duran bir kızdı. Pamuk beyazlığında teni, güneşe meydan okuyacak kadar sarı saçları vardı. Denizin renginde gözleri, küçük burnu ve ince dudaklarıyla fazlasıyla güzel bir kızdı. Birbirimize doğru samimi bir şekilde gülümsedik.

Bakışlarım yanında ki çocuğa doğru kaydı, sert bir mizacı vardı. Kemikli yüzü ona ayrı bir hava katmıştı. Yeşilin her bir tonunu içinde bulunduran gözleri etrafa siyah bakışlar atıyordu. Üst dudağına göre alt dudağı çok daha dolgundu. Ona doğru ürkek bir şekilde gülümsediğimde, beni süzmekle yetindi.

Hemen yan tarafında ise sarı saçları, ela gözleriyle birlikte fazlasıyla kalıplı bir adam vardı. İnce dudakları, uzun ve ince burnuyla fazlasıyla orantılıydı. Bana kalmadan, o gülümsedi. Ona karşılık samimi bir gülümseme yolladım ve babama sarıldım.

''Bethany,Adrian ve Andreas. Seninle uzun zamandır tanışmalarını istiyordum eğer sende kabul edersen Karanlık Taraf'ta onlarla birlikte kalacağız.''

''Ama ne-neden?Annemi bırakamam baba, biliyorsun.''

''Annen ile birlikte burada kalacağım Vera, biliyorsun sistemleri yıkmak için ilk önce onları tanımalıyız.''

''O zaman Aydınlık Taraf'a da gitmem gerekecek.''

''Aydınlık Taraf'a gitmen şimdilik sakıncalı. Andreas, yönetimi tam olarak eline aldığında onunla gidebilirsin.''dediğinde şaşırarak ona baktım.

''Sen kral mı olacaksın?!''

''Ben zaten kralım.''dedi can alıcı bir gülümsemeyle. Yüzde bir kusur olarak bilinen gamze, onda kusursuz durmuştu.

''Bize neden yardım ediyorsun?''dedim endişeli bir sesle.

''Sistemleri desteklemiyorum Vera, sakin ol.''dedikten sonra kahkaha attı. Ona ısınmaya başlamıştım, yeni başlangıçlar güzel olabilirdi.

''Pekâlâ, kabul ediyorum.''

-

Zaman içinde Andreas,Beth ve ben çok yakın arkadaşlar olmuştuk. Adrian'ın bana karşı garip bir tutumu vardı, onu fazlasıyla dikkat çekici buluyordum. Gerekmedikçe konuşmuyordu tek yaptığı anlam veremediğim bakışlarla, etrafını incelemekti. Andreas ise onun aksine çok fazla konuşuyordu ve bana karşı gereğinden daha yakın davranıyordu. Beth'le aramız iyiydi ama bazen, herkesin içinde beni rezil etme çabalarına giriyordu. Biraz garip bir karakteri vardı bazı zamanlar severken, bazı zamanlar sizi yerin dibine sokabiliyordu.

Adrian'la sürekli konuşma çabasında bulunsam da bana her zaman kısa cevaplar verip, yanımızdan ayrılıyordu. Onu fazla göremiyordum gördüğüm zamanda kucağında mutlaka bir kız oluyordu. Bende zaman içinde Andreas'a yoğunlaşmıştım. Bir süre sonra onunla çıkmaya başlamıştık, her şey gereğinden fazla güzeldi. Andreas'la çıkmaya başladığımdan beri Adrian, ara sıra uğradığı eve hiç uğramamaya başlamıştı. Beth ise bana gereğinden fazla ters davranıyordu, tüm bunlara rağmen Andreas'la mutluydum; beni Beth'le aldatana kadar.

Sonrasındaysa , Andreas'a gitmesini söylemiştim. O gittikten sonra Adrian'la yakınlaşmaya başlamıştık, ikimizde çok konuşmuyorduk tek yaptığımız sürekli olarak öpüşmekti. Öpücüklerin sonu yatakta bittiğinde, ortaya siktiğimin laneti çıkmıştı. Zihnim lanetin ne olduğunu hatırlamama izin vermese de, o güne kadar olan her şeyi hatırlamıştım. Lanetten sonra hiç bir şekilde cinsel birliktelik yaşamamış, birbirimizle öpüşmemiştik bile. Adrian ortadan kaybolmuştu, ben ise Karanlık Taraf'ın her bölümünü tanıma fırsatını yakalamıştım. Burada ki kuralları ve insanları, ezberlemiştim.

Gecenin SenfonisiWhere stories live. Discover now